Birkaç gün önce bir dedikodu yayıldı: Hürriyet
satılıyormuş. Kaynak Wall Street Journal'dı. Ciddi bir gazeteydi,
kolay üfürmezdi.
Doğan Grubu'ndan bir yönetici, "Hürriyet'in satışı için
teklif toplandığını" söylemiş, sonra düzeltilmişti.
Reuters'ın geçtiği habere göre de Goldman Sachs,
Hürriyet'i satışa hazırlıyordu.
Satış. Yalanlandı. Hürriyet'in ilk
sayfasından.
Satışa konu Hürriyet. Şimdilerde sarsıntıda da
olsa "amiral gemisi" Hürriyet.
Aydın Doğan'ın, Simavi'lerden (Erol
Aksoy, Dinç Bilgin de vardı) satın aldığında da deprem
yaratmış olan Hürriyet.
İyisiyle kötüsüyle Türkiye'nin tarihinde büyük bir tanık.
Ve. Fakat. Medyadan bir tek kişi de "amiral
gemisi"nin satışı üzerine yazmadı. "Ne
oluyor" demedi.
Bir kilo ayva satsan üzerine daha fazla yazı yazacak
olan bu esnaf, Hürriyet'in satışı konusunu önemsemedi.
Oysa çok önemli. Gazetenin niteliği, derinlemesine ve
enlemesine kapsadığı alan açısından önemli.
Satışın gerekçeleri arasında, son yıllarda izlediği dalgalı
politika ne kadar yer tutuyor konuşulmalı.
Defalarca yazdım, Hürriyet'in geleceğine
dair.
Mesela. 28 Ekim 2011'de. Tam üç yıl önce.
"Aydın Bey" dedim, "tırnaklarınızla
kurduğunuz dünyanızın etrafınızdaki kendinden menkul kişilerce
yerle bir edilmesine gönlüm razı değil."
19 Aralık 2013'te de yazmışım.
"Eyyy kendi okurum" demişim, "Bu Doğan
Grubu var ya, hani Hürriyet'in, Kanal D'nin, CNN Türk'ün sahibi
olan, yine siyaseti doğru okuyamıyor. Böyle giderse elinde ne
televizyon, ne gazete kalacak. Bu yazdıklarımı koyun bir
tarafa."
Durmamışım. 7 Nisan 2014'te de yazmışım. Yerel
seçimlerden sonra. "Aydın Doğan Hürriyet'i, CNN Türk'ü,
Kanal D'yi satmak zorunda kalmamışsa, şanstan başka açıklaması
yoktur."
Kişisel fikrim. Hürriyet'in satılmasını hiç
istemem. Gazete dediğin ticari bir meta değerinden
fazlasıdır, geleneği olmalıdır.
Diyelim ki, Hürriyet'in satışı sadece bir
dedikodu. Öyleyse buna WSJ'ı ortak eden birileri var.
Ya birileri yoklama çekiyordur ya da "hele bir
konuşulmaya başlansın arkası gelir" diyordur.
Bence Hürriyet satılacak. Ve bu konu medyadan ekmek yiyen
herkesi çok ilgilendirmeli. Çünkü ne kadar "amiral gemisi"dir
bilemem ama ülkemiz medyasının geniş bir özetidir Hürriyet.
TADI OLMAZDI BEHİYE AKSOY'SUZ
HAYATIN...
Behiye Aksoy. Yoğun bakımda. Zaten çok zamandır
yaşıyor sayılmazdı. Silmişti zihni geride bıraktığı her anı.
Zaman zaman aklıma gelirdi. "Yaşayan Efsane"
olarak adına kitaplar yazmıştım kafamda.
Çıktığım uzun yolların tek eşlikçisi. Arabamın içine dolan sesi
yolculuk keyfim.
Dostlarla yediğim yemeklerin vazgeçilmezi. Fonda Behiye Aksoy
"At kadehi elinden" demiyorsa, rakı da rakı
sayılmaz bizim için.
Behiye Aksoy. Ben size, eşlik ettiğiniz tüm aşklar ve
yolculuklar için teşekkür ederim.
NE DEDİ Kİ ŞİMDİ?
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Validebağ'daki protestolar
için konuştu.
"Bir tarafta mescit inşa etmek üzere insanlar
görüyorsunuz, bir taraftan da ağaç sevgisi, 'ağaçlar kesilmesin'
diye gösteri yapan insanlar görüyoruz. İbadet sevgisi ile tabiat
sevgisi karşı karşıya gelecek sevgiler değildir. Biz gönül
dünyamızın derinliklerinde halen sakladığımız öfkeleri, başka
şekillerde ifade etmeliyiz. O öfkeleri, tabiat sevgisiyle ibadet
sevgisi, tabiat sevgisiyle mabet sevgisi üzerinden ifade
etmemeliyiz. Dolayısıyla ibadet sevgisi ile mabet sevgisini karşı
karşıya getirerek birbirimizi üzmek, birbirimize bu sevgiler
üzerinden öfkemizi göstermeye kalkışmak bize yakışmıyor. Bunun da
biran önce bitmesini sona ermesini diliyorum."
Başkan Görmez ne demiş oldu şimdi? Cami yapılsın mı, yapılmasın
mı?
İletişimde böyle durumlara, hem konuşmuş olup hem de hiçbir şey
söylememiş olmak deriz.
SERTAP ERENER VE İKİNCİ
KADIN
Sertap Erener de terkedilmiş. Kimler
terkedilmedi ki ona gelene kadar...
Terk eden adam da aman aman kayda değer biri değil.
Ama.
Adamın tercih ettiği kadın, Sertap'tan hem daha
çirkin hem daha yaşlıymış.
Bir hatırlatma.
Aldatma ilişkilerinde. Yeni sevgililer, esas kadınlardan
nadiren daha güzel olur.
Orada önemli olan sözcük daha iyi, daha
güzel olması değil, daha farklı
olmasıdır.
AKLIMDA KALAN
"Üç büyüklerin üç
azabı": Fenerbahçe, başkanı Aziz
Yıldırım'dan çektiği kadar hiç kimseden çekmedi, çekmiyor.
Galatasaray, teknik direktörlerden çektiği kadar
(Fatih Terim dahil) hiç kimseden çekmedi,
çekmiyor. Beşiktaş, önce Başkan
Orman'dan çekiyordu şimdi oynadığı stattan.