FETÖ'cü Fuat Avni'nin postuna
bürünen Can Ataklı, mırıltılar
çıkararak, elindeki kalemi
ikidir İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu'ya sallıyor...
"Dedikodu" yazdığını
kendi söylüyor... Yazdığı
dedikodular Saray'daki
kaynağından (!) geliyormuş!
Fuat Avni'nin ikizi sanki!
Böyle değildi, eskiden iyi
gazeteciydi! 28 Şubat sürecinde
söz ve
yazılarıyla "kahraman"ımız
olmuştu. Elindeki o muazzam
kalemi Cem Uzan'a kiraya
verdikten sonra değişti, bambaşka biri oldu. Her tetikçinin
yaşadığı hüsranı yaşadı Can
Ataklı; işsiz güçsüz, itibarsız ve sıradan biri
oluverdi, Cem
Uzan devri kapandıktan sonra...
Cem Uzan vücuduna nasıl bir
zehir enjekte ettiyse, yalpalaya yalpalaya Korkusuz'a kadar
düştü. Son
durağında "dedikodu"ya
merak sarmış arkadaş! Hem dedikodu yazıyor, hem de cevap bekliyor
dedikodusunu yaptığı insanlardan!
Saray'daki kaynağı (!) ile bir
olup "dedikodu" üretiyorlar meyhane
kapısında dedikodu yapan fahişeler
misali... Süleyman Soylu'nun çocuğunu
konuşuyorlar şimdi!
Önce babasını
çekiştiriyorlar Engin'in!
Süleyman Soylu, 15 Temmuz gecesi
kendini Meclis'e
kilitlemiş "meczup"a
göre... Saray bunu öğrenince çok kızmış ve Soylu'yu gözden
çıkarmış!
Tayyip Erdoğan, Soylu'yu gözden çıkardığı için mi, İçişleri
Bakanlığı koltuğuna oturttu a be zavallı?
Süleyman Soylu'nun o gece yaşadıklarını ve
yaptıklarını benden, hepimizden iyi biliyor olmasına rağmen,
arkadaş FETÖ'nün 15 Temmuz gecesinde yaptığı
katliamları güzelleştirmeye çalışıyor... Süleyman
Soylu'nun o gece ki ilk durağı Çankaya köşkü
oldu. aHaber'e Çankaya'dan
bağlandı. Meclis'e sonradan gitti. Orada bir süre kaldıktan sonra
TRT'nin yolunu tuttu. Görevini layıkıyla ifâ edip, yeniden Meclis'e
döndü. 15 Temmuz gecesi ve sonrasında herkes Soylu'nun
kahramanlığını konuştu, konuşuyor. Ama arkadaş hâlâ başka
telden çalmaya devam ediyor.
Bu FETÖ'nün katliamlarını
güzelleştirmekdeğil de nedir?
Başbakan'a da aynı pisliği sıçrattı
biliyorsunuz.
Binali Yıldırım'ın Tuzla'daki evinde saklandığını da,
Saray'daki kaynağı (!) fısıldamıştı
kulağına. Doğrular tokat gibi yüzüne
çarpılınca, "Yanılmış
olabilirim" demiş ve bir sonraki gün
yazdığı yazıda, tükürdüğünü yalamak zorunda kalmıştı!
Uslandı sanmıştım...
Öfke nöbetlerinin bittiğini sanmıştım...
İyileşti sanmıştım...
I ıh...
Çıkardığı mırıltılardan belli ki
iyileşmemiş...
İşi gücü bırakıp çoluk çocuğa sardığına göre, hastalığı hayli
ilerlemiş olmalı...
"(...) Ankaralı haber
kaynağım “Soylu'nun oğlunun durdurulması
aslında tesadüf değildi öğrendiğime göre, hatta suçüstü bile
diyenler var” dedikten sonra
anlattı. Soylu'nun oğlu Engin Levent
Soylu'nun zaman zaman bazı işadamlarını ve
belediye
başkanlarını ziyaret ettiği
AKP Genel
Başkanı Erdoğan'a söylenmiş. Erdoğan da
buna
çok öfkelenmiş ve “Birinden
çıktığında biraz korkutun”talimatı
vermiş..."
Akıl ve ruh sağlığı yerinde olsa, bunları yazar
mıydı hiç?
Engin Soylu olayını arkadaşa
anlatayım, kot kafası alacaksa.
Siz de şahit olun!
Engin, dedesi Hasan
Soylu'nun evindeydi o gün... yoldan geçen Yunuslar,
Engin'in aracının etrafındaki kalabalığı görünce, durumdan vazife
çıkarıp, arama yapmak istiyor. Engin'in
korumaları devreye giriyor ve mesele oracıkta
kapanıyor... Soylu'nun
da, Mustafa Çalışkan'ın da,
Engin'in de olup bitenden haberi sonradan oluyor...
Ey güzel insanlar...
Kot kafası alacaksa, İstanbul Emniyet
Müdürü Mustafa Çalışkan'ın dün bana söylediklerini
de sizin şehadetinizde aktarmak
istiyorum:
-Hadi Bey, böyle bir şey mümkün mü? İçişleri Bakanı'nın
telefonlarına cevap vermemek ne demek? Çok net bir şekilde
açıklıyorum; İçişleri Bakanımız Sayın Soylu'ya rağmen oğlunun
aracının aranması söz konusu değil. Böyle bir hadise asla vuku
bulmadı. Alçakça bir iftira ile karşı karşıyayız.
FETÖ'cü Fuat
Avni'ye özenen arkadaşın bu sözler karşısında utanacağını,
sıkılacağını, yüzünün kızaracağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz!
Dedim ya...
Hastalığı hayli ilerlemiş!
Saray'daki kaynağı (!) ile yaptıkları
son "dedikodu"yu da sizinle
paylaşayım da, neşeniz yerine gelsin:
"(...) Şimdi
gelelim son operasyonlara.
Kaynağım diyor ki “Süleyman Soylu gideceğini
anladı ama o koltuğu asla bırakmak istemiyor. Bu nedenle üst üste
flaş operasyonlar yaparak yerini korumaya
çalışıyor...”
Saray'daki kaynağı (!) önemli bir bilgi daha vermiş:
“(...) Önce Ataşehir olayını patlattı. Bu kesinlikle Erdoğan'dan
habersiz oldu. Ardından CHP liderine ‘sen bittin'
çıkışı yaptı. Ondan sonra Beşiktaş Belediyesi'nde operasyon
yapıldı. Bu durumda Erdoğan Soylu'yu görevden alırsa
‘CHP'nin yolsuzluklarıyla mücadele eden bakana engel' eleştirileri
ile karşılaşacak.”
FETÖ'cü değil ama
üfürükleriyle FETÖ'yü aratmıyor
maşallah!
Viran hâldeki arkadaşa dua edin lütfen!
Şifa bulsun diye...