Can'ım benim, sana bir kaç soru sordum şaftın
kaydı. Ne dedim ben sana; "Birbirimizin
görüşüne katılmayabiliriz ama eleştiri hakkımız bâki
kalsın" demedim mi?
Sen ne yaptın peki?
Her zaman yaptığını tabii ki..
"Aptal" dedin...
"Cahil" dedin...
"Yüzsüz" dedin...
"Arsız" dedin...
Bir sürü hakaret...
Senin seviyene
inmeyeceğim Can.. Sana
hakaret etmeyeceğim, küçük düşürücü ifadeler kullanmayacağım. Benim
için kullandığın bu sıfatların tamamını da sana iade
ediyorum.
Sen hakaret ederek bana cevap verdin ama, kusura bakma yaptığın
hakaretler sana yeni sorular sormama engel olmayacak.
"Can Ataklı kimin için 1 milyon dolarlık rüşvet pazarlığı
yaptı?" soruma cevap
verirken "rüşvet
pazarlığı" yaptığını kabul ettin, daha
doğrusu inkâr etmedin. Ve yine her zaman olduğu gibi laf kalabalığı
yaptın:
- Lan ben kiminle ne pazarlığı yapacağım? Sen anlat
madem biliyorsun. Sen anlat çok basit. Yani diyorum ya terbiye
olmayınca, görgü olmayınca, bunlar yaşanıyor. Ulan, dibine
batmışsın artık bağırma. Bu kadar batmışken bari bağırma. Sus, otur
oturduğun yerde. Belki insanlar unutur seni evladım. Biraz kafanı
çalıştır. Bana buralardan bir şey yapamazsın çocuğum. Niye
yapamazsın biliyor musun? Sen benim elime su
dökemezsin.
Bak burada yaptığın konuşmada, "Sen
benim elime su bile dökemezsin" diyorsun
ya.. Allah için
haklısın, ben senin eline su dökemem. Sen maşallah pazarlıklar
konusunda benden kat kat
üstünsün. Ekmeğini yediğin kişi veya
kurumları pislemekte senin üstüne kimse yok,
olamaz.
Bu kadar laf kalabalığından sonra sadede geliyorsun çok
şükür:
- Bir milyon dolarlık pazarlığı kiminle yaptım? E ben
onu anlattım. Bir daha mı anlatayım, başın iyice belaya mı girsin?
He... Aptal mısın oğlum sen. Allahım yarrabi...
Heeheheheh...
Suçluluk kahkahası...
Sen bırak akıl vermeyi...
Sana sorduğum soruya cevap ver adam gibi.
Başım belaya girecekmiş falan... Boşver, beni düşünme sen şu soruya
cevap ver. Cem Uzan'a tetikçilik
yaptığın dönemde, 1 milyon dolarlık
rüşvet pazarlığını kiminle
yaptın? Başbakanla mı, bakanlarla mı...
kiminle yaptın bu pazarlığı? Cem
Uzan senden sadece aracı olmanı istemişken,
sen kiminle oturdun ve ne için rüşvet pazarlığı yaptın? Dürüst,
namuslu, haysiyetli bir gazeteci olarak, Cem
Uzan "Ben haklıyım rüşvet
vermem" dediğinde,
neden "1 milyon dolar vereceksin, iş
bitecek bu kadar basit" dedin?
Niye Cem Uzan'ın rüşvet vermesi için
ısrarlı oldun? Senin bu pazarlıkta kârın ne
olacaktı Can
kardeşim açıkla!
"Açıklarsam senin başın belaya
girer" diyorsun ya... Yaptığın pazarlığı
getirdin Cem Uzan'a
ilettin. Cem
Uzan kabul etmedi. Sen ne yaptın, pazarlık
yaptığın kişilere dönüp ne
dedin? Türkiye'nin en iyi gazetecisi (!)
olduğun halde sana yapılan rüşvet teklifini neden
yutkundun? Niçin şikayetçi olmadın, suç
duyurusunda bulunma gereği neden duymadın?
Bana diyorsun ki, "Gel burada
anlat!" Tele1'de
yani. Merdan Yanardağ'ın
televizyonunda "karşıma
geç" diyorsun. Geldim
diyelim, ne diyeceksin
Can? Ne konuşacağız
seninle? Ben sana çok basit bir soru
sordum, her zamanki gibi yine bana hırladın durdun! Ha eğer çok
meraklıysan karşımda oturmaya, yaptığın rüşvet pazarlığını yüzüne
vurmamı çok istiyorsan, buyur gel... kapım sana açık. Söz veriyorum
hakaret etmeyeceğim sana, sen yaştaki adama "evladım, çocuğum" gibi
ifadeler de kullanmayacağım.
Bu arada iki sorumu geçiştirdin, cevap
vermedin. Süleyman
Soylu'nun beni nasıl zengin ettiğini
de açıkla bi zahmet. 1 lira menfaatim olmuşsa belgele ortaya
koy.
Bir de şu maaş meselesi...
Hani Star'dan ayrıldığınız
dönem. "Ayrılırken maaşınızı alın
bari" dediklerinde... Maaşını almana
rağmen neden ikinci kez para aldın? O parayı, kursağına indirirken
hiç utanmadın mı? Dürüst ve namuslu bir
gazeteci böyle yapar
mı Can? Bu
konuda da bir açıklama yaparsan çok
sevinirim Can kardeşim.
Sen bunları açıkla, sonra evinde yapılan VODAFONE
protokolü üzerinde tekrar konuşalım olur mu?
Ha, "Bankamatik
gazetecilik" yaptığını inkâr ettikten
sonra, "Aldım sana
ne" diyorsun. Tabii ki bana ne, alan
razı veren razı da... ben hak etmediğin maaşı alıp yemeni sana
yakıştıramadığım için bu konuya değindim. Türkiye'nin en iyi
gazetecisi (!) olan birinin yazmadığı halde maaş almasını içime
sindiremedim doğrusu.
Ama sen bunda zorun yok diyorsan benim söyleyiceğim bir şey
yok.
Afiyet olsun kardeşim!