Fransa’da kabul edilen tasarı ile alakalı birbirinden
ilginç, kof ve seviyesiz tepkiler dolaşıyor ortalıkta. Sanırım
sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Tüm bu tuhaf tepkilerin halka ulaşmasında postacılık
görevini ise mesajın kalitesine bile bakmadan ne yazık ki medya
yapıyor.
Tasarının oylanacağı gün, yani Perşembe günü, bütün
gazetelerin sitelerinde Fransa Dışişleri Bakanı Juppe’nin
‘Biz yaptkık siz yapmayın’ dediğini ileri süren
bir haber gördüm. Haber neredeyse tüm gün boyunca aynı
başlıkla bütün gazetelerde ve haber sitelerinde manşetteydi.
Haberde Fransa dışişleri bakanı ile Davutoğlu’nun telefon
konuşması bütünüyle yayınlanmış. Fakat bu konuşmada öyle
‘Lütfen bize kıymayın’ tarzında tek bir cümle
yok.
Sanırım Davutoğlu’nun son zamanlarda sık sık başvurduğu
'hamaset' burada da devreye sokulmuş.
Davutoğlu yaptığı her görüşmeden bir paye ile çıkmayı alışkanlık
haline getirdi.
Bu haber tüm sitelerde aynı başlıkla yer aldığına göre görünen o
ki tek odaktan servis edilmiş.
Hadi diyelim Ahmet Davutoğlu bir siyasetçi, bu tür hamasi
nutuklara, içi boş böbürlenmelere ihtiyaç duyuyor.
Peki ya medyaya ne oluyor? Onlar niye haberin içinde olmadığı
halde, hepsi bir odaktan kurulmuş gibi aynı komik başlıkla haberi
yayına veriyorlar?
Bir taraftan Fransa’yı ‘Bu yasa çıkarsa
yapacaklarımızı görürsün’ diye tehdit ediyoruz,
diğer taraftan da Fransa dışişleri bakanı Juppe’nin nasıl da
yalvardığını söyleyerek buradan bir paye, bir itibar, bir önem
çıkarmaya çalışıyoruz.
Nereden bakarsanız bakın bir bayağılık var.
Sanırım medya artık bir koyun sürüsü gibi hareket
ediyor.
Ajanstan gelen haberleri redakte edip kendi bakış açılarına göre
zekice bir başlık çıkarmayı, bir de özel spot yazıp sonra yayına
vermeyi bile angarya kabul ediyorlar.
Artık haber sunumlarında dikkate alınan tek şey iktidar.
Haberleri sorgulanmadan, servis edenin cümleleriyle yayına
veriyorlar.
Sorgulamak için düşünmek gerekiyor.
Medya düşünme yeteneğini kaybetti. Farkında
mısınız?
Doğuş grubu Star TV’de başarılı
olacak mı?
Medya kulislerinde dolaşan dedikodulara bakılırsa Doğuş grubu
Star TV işinde pek başarılı olacağa benzemiyor.
Bana göre bu bir tespitten veya tahminden ziyade bir beklenti.
Çünkü Doğuş grubunun, medya ve reklam ajansları arasında
kıskanıldığını düşünüyorum. Bu çevrelerde içten içe bir
başarısızlık beklentisi var. Özellikle medyada iyi iş çıkarma
heyecanını kaybedenler tarafından daha fazla kıskanılıyor.
Ben tam tersini düşünüyorum.
İyi iş yapmak bir tarzdır, bir karakterdir. Bir yapının, bir
kişinin, bir grubun el attığı birçok işten yüz akıyla çıkması ,
itibarı yüksek sonuçlar alması bir tesadüf değildir.
Medyada iyi iş çıkarmaya çabalayan neredeyse sadece Doğuş
grubu kaldı. Ne yaptığını, nereye varmak istediğini bilen ve ona
göre bir çaba içerisine giren neredeyse tek onlar var.
Doğuş grubunun Star TV’yi aldıktan sonra
girdiği çabayı görüyoruz. Mesela NTV’de Star TV’nin dizi
reklamları dönüyor. Buradan bile bir uğraşın varlığını
görebiliyoruz.
İyi iş çıkarmak için bir çaba içerisinde olmak, sonucu ne
olursa olsun takdir edilmesi gereken birşey.
Fakat birçok medya grubu heyecanını, ruhunu,
amacını kaybettiği için, çaba içerisinden olanı görmek
onların ayarını bozuyor.
Ayar bozmak her zaman bana cazip geliyor.
Niçin?
www.twitter.com/acikcenk