Sevgili Yasin Aktay;
“Türk diye bir ırk yoktur” deyişin sadece
yazılı bir haber olsaydı; inanmayabilirdim…
Ama be kardeşim…
Kamera çekimi var…
Hiç eğip bükmeden “Türk diye bir ırk
yoktur” diyorsun…
Sonra da…
“Af edersiniz, dilim sürçtü özür
dilerim” diyeceğine “anlama yeteneğimizin
kıt” olduğunu söylemeye getiriyorsun…
Neymiş?..
Senin o absürt hüküm cümleni eleştirenler konuşmanın önüne
arkasına bakmıyormuş…
“Kuranda 'namaza durmayınız' yazıyor”
diyen Bektaşi Dedesi gibiymiş…
Ayet’te, “İçkili namaza
durmayınız” yazdığını görmezden geliyormuşuz…
İyi ama sevgili
Atay;
Sen o konuşmanda “Mars’ta Türk diye bir ırk
yoktur” demişsin de biz baştaki “Mars”ı
görmezden mi gelmişiz?..
Yoooo…
Aynen “Türk diye bir ırk yoktur”
diyorsun…
Ha; bir de diyorsun ki; “Ne demek Türklük? İşte Orta
Asya'dan gelmişsin. Bir bakıyorsun, kaçımızın dedesi Orta Asya'dan
gelmiş? Bir sor bakayım gerçekten. Var mı böyle bir
şey?”
Bak sevgili
Atay;
Benim atalarım tarihi belgelere göre 11. yüzyılın başlarında
(Malazgirt Savaşı’ndan önce) Avşar illerinden
kalkmış Mersin Silifke’ye
göçmüşler….
Bilirsin, ünlü “kalktı göç eyledi Avşar
illeri” diye başlayan şiirin sahibi
Dadaloğlu hemşerim olur…
Yani o da benim atalarım gibi Avşar
Türklerindendir…
Silifke’den Mut’a
göç eden atalarım daha sonra Karamanoğulları Beyliğini
kurmuşlar…
Fatih Sultan Mehmet atalarımın
kurduğu beyliği yıkıp da atalarımı Bulgaristan’a
sürünce, son dörtyüz yılı orada geçiş atalarımın…
1923’te Türkiye
Cumhuriyeti kurulunca “A be bizim devletimiz
kurulmuş” deyip adını kendi ırklarının adından alan bu
güzelim ülkeye göç etmişler…
Değerli
kardeşim;
Safkan Türk müyüm
bilmiyorum…
Bilmem mümkün de değil…
Dedelerimden ya da büyük annelerimden birilerinin Türk
olmayanlarla döllenme yapmadığına ilişkin elimde belge
yok…
Ama…
Avşar illerinden göç eden
atalarımın “Türk” olduklarını, kendilerine
“Türk” dediklerini belgelerden biliyorum…
Meselâ karşılaşsak ve sen bana, “safkan Türk
olduğundan nasıl olup da bu kadar emin oluyorsun?” diye
sorsan “emin değilim” derim…
Ama…
Benim atalarımın “döllenme” yoluyla
“safkan Türk” olmaktan çıkmış olma ihtimali, sana
bütün tarihçilerin varlığını kabul etikleri
“Türkler” için “Türk diye bir ırk
yoktur” deme hakkını vermez…
Elinde “Türk diye bir ırk yoktur” hüküm
cümleni doğrulayacak somut bir belge varsa, kaç gündür ekran ekran
dolaşıyorsun; yayımlasaydın keşke…
Ama dünyada “Türk” ırkı olduğunu anlatan,
(İlle de Çinli tarihçiler) on binlerce kitap var…
Bak sevgili
Aktay;
“Türk” olmak da
“Kürt” olmak gibi ve senin birçok TV programında
büyük bir gururla “Arap’ım” dediğin o ırk gibi
insani bir değerdir…
Mümkündür ki sadece Türkiye’de değil,
dünyada bugün safkan Türk bir tek kişi dahi yoktur…
Ama…
Bu, dünyada “Türk” olmadığı anlamına
gelmez…
Almanya ki ırkçılığın yeryüzünde
en büyük ceza olarak kabul edildiği ülkelerin başına
gelir…
Peki…
Almanya’da “Alman diye bir
ırk yoktur” diyebilir misin?..
O halde bir gün dene…
Sevgili
kardeşim;
“Türk dünyanın en üstün ırkıdır”
demek önce palavradır, sonra ırkçılık…
Ama…
“Türk diye bir ırk vardır” demek
tarihi bir gerçekliğin durum tespitidir…
Aksi ise…
Yani, “Türk diye bir ırk yoktur” demek ise
tarihi hiç bilmemektir…
Yani…
Sen tarihi bir gerçekliği inkâr ettin sevgili
kardeşim…
Kendini “Türk” hisseden milyonlarca insanı
bir anda “olmayan bir ırkın ahfadı” olarak
gösterdin…
Bu ayıbın, saygısızlığın ve hatta hakaretin için özür
dileyeceğine ısrarla “Türk diye bir ırk yoktur”
demen çok yakışıksız, ayıp ve saygısız…
Yani Yasin
Aktay;
Bana ve aileme atalarımızdan bir genetik miras olarak kalan
“Türk” olarak hissetmekten onur
duyuyorum…
Sen, “Türk diye bir ırk yoktur” dedin diye
sana kızgın değilim…
Ama…
Çok kırgınım arkadaş…
Kendimi bildim bilesi ailemden işittiğim
“Türk’üz” aidiyetimi bir cümlede yıkıp
geçtin…
Üstelik özür dileyeceğine halen ısrarla ekran ekran gezip,
“Türk diye bir ırk yoktur” deyip
duruyorsun…
Bana sorarsan bu işi daha fazla uzatma da özür
dile bitsin gitsin kardeşim…
Türkler bağışlayıcıdır seni de
affederler…