Bazı yazarlarımız eleştirilerim karşısında ne kadar
hoşgörülüyse birçoğu da bir o kadar tepkili.
Hoşgörülü olanlar biliyorlar ki kişilikleriyle bir sorunum
yok…
Kavgalı olmamız ise mümkün değil…
Sevgisini de nefretini de bana ayrılmış köşelerde veya
karşılaşmalarımızda açıkça (hatta biraz fazla açık) söyleyebilen
biriyim…
Kimseye durduk yerde, “hırsız, uğursuz, namussuz,
puşt, pezevenk, ahlâksız, yandaş, yalaka” v.s” dediğim
yok; demem de…
“Yanlışın var” demek ise hepimizin
birbirimize karşı sonsuz özgürlükle kullanabileceğimiz “iki
kelime”.
Benim yaptığım da o işte…
“Yanlışın var”…
Çok beğenerek okuduğum, entelektüel derinliği olan,
demokratlıklarından şüphe etmeyi aklımın ucuna bile getirmek
istemediğim yazarlar var ki; bazen onlar bile “yanlış
yapıyor”lar…
Biliyorum efendim;
Kendi pencerelerinden öyle görünüyor…
Ona bir lâfım yok…
Ama gözü gören, gönül gözü de körelmemiş bir insan kendi
penceresinden baktığında “ot” gördüyse
“orman” gördüğünü yazar, söyler mi?..
At gördüğünde “bir it gördüm ki” diye
başlar mı söze…
Elbette başlamaz…
Ama…
Başlayanlar çok…
Bendeniz en çok da 28 Şubat Sürecinin medya
kartelinden şikâyetçiydim bu konuda...
Öyle manşetler atarlar, yazılarına öyle başlıklar koyarlardı
ki; haberi veya yazıyı okumadan ne demek istediklerini anlar; isim
vermeden kimleri karaladıkların bilirdik.
Söylenmemiş bir söz, verilmemiş bir demeç üzerinden dönemin
Başbakan'ı (merhum Erbakan) veya Başbakan
Yardımcısı Dışişleri Bakanı (Çiller) aşağılanır, hakaret
edilirdi.
Şimdi ise zihnen veya gönülden siyasal iktidara yakın bazı
arkadaşlarımız 28 Şubat kartel medyasının yanlışlarını
yapıyorlar…
Üzülüyorum tabii…
Örnek mi?..
Söyleyeyim:
Erdoğan'ın İsrail
Cumhurbaşkanı Perez'in kolunu koparırcasına sıkıp da
"van minüt" çekmesi birkaç müzmin
Erdoğan muhalifi hatta “düşmanı”
hariç hepimizin gururumuzu okşamıştı
İşte o günlerde bile, en azılı Erdoğan
düşmanı köşesinde, “Eyvah! İsrail'e meydan
okuduk” diye yazmamış, ekranlarda söylememişti…
Hiç mi eleştirmemişlerdi?..
Tabii ki eleştirmişler, Erdoğan’a cephe
almışlardı ama ben şahsen köşe yazarlarımızın en
"İsrailci" olanlarından bile "Eyvah!
İsrail'e meydan okuduk" diye yazan, söyleyen, ulusal
onurumuzu ayaklar altına alan bir iktidar muhalifine veya
taraftarına rastlamadım.
Demek istemem o ki;
Olmayan, söylenmeyen, yazılmayan bir cümle ile taraflardan
birini suçlamak biz gazetecilere yakışmıyor.
adnanberkokan@gmail.com