Kızgınlık anıma gelmişti, parasız pulsuz sokağa terketmişlerdi
hepimizi... Eskiden her dakika görüştüğümüz kimseler, sırra kadem
basmıştı. Kadın bir gazeteci arkadaşımın evine alacaklısı dayanmış,
parasını istiyordu. "Yok"tan, "yokluk"tan anlamayan kişi, alacağı
karşılığında arkadaşımın bedenini istemişti.
Özer Çiller, Tansu Çiller, Bekir Altınok kim varsa aradım.. BTV ve
ÖNCÜ mağdurlarının mağduriyetini anlatmaktı gayem. Genç bir kadın
gazetecinin kapısına dayanıp, alacağına karşılık bedenini talep
eden bir şerefsizliğin şerefsizliğini duyurmaktı maksadım.
Bekir Bey elinden bir şey gelmediğini söylüyordu. Özer Çiller
zaten sahip çıkmıyordu hiçbir şeye. Tansu Hanım'a da ulaşmak mümkün
olmuyordu.
***
Yakıp yıktım her şeyi...
Anlattım olan biteni...
Gözüm kararmıştı...
Bildiğim ne varsa bir bir deşifre ettim..
Sonuç elbette değişmedi... Ancak benim çıkıp konuşmam, benim
doğruları bir bir ortaya koymam, en çok bana zarar verdi. Kellemin
vücuduma ağırlık yaptığını söylediler, kafama silah dayadılar
susmadım, daha çok bağırdım. Çoluk çocuğumla tehdit ettiler
aldırmadım.
Aldırmadım ama, yaptıklarım, yazdıklarım çok ama çok pahalıya mal
olmuştu bana. Açlığa mahkum edildim, üç yıl boyunca evimde oturdum,
çaldığım her kapı yüzüme kapanıyordu. Kimi yüzüme söylüyor,
"güvenilmez" olduğumu, kimi de arkamdan konuşuyordu.
Ardan Zentürk'le el sıkışacaktım Star'da çalışmak için. Dışarı
çıktığımda ise, Star'a giriş yapamayacağımı öğreniyordum. Rahmetli
Şakir Süter'in referansı bile Kanal 9'a girmeme yetmiyordu, atv'nin
şimdiki Genel Müdürü Adem Gürses'in de not defterinde "güvenilmez"
yazıyordu çünkü.
Allah akıl verdi, güç verdi, kuvvet verdi ve ben İnternethaber'le
ayakta kalmayı başardım.
Ya İnternethaber olmasaydı, nice olurdu halim!
***
Mustafa Karaalioğlu ile yollarımız ayrıldığında, endişe hakimdi. Ne
varsa bildiğim, mezara kadar götürceğime ahd etmiştim. Çalıştığım
kurumla ters düşünce, aleyhte hiçbir yayın yapmayacağıma yemin
ettim. Hakkımı alamasam bile mahkeme seçeneğim olmayacaktı.
(Hakkımı aldım, Karaalioğlu'nun hakkını teslim ediyorum.)
Varsa bir haksızlık -ki olmadı- Allah'a havale edecektim!
"Güvenilmez biri" olmak istemiyordum yeniden...
***
Bütün bunları niye yazdım peki?
Sabah'tan ayrıldı Oğuz Karamuk...
Star'daydı daha önce...
Çok parlak bir geleceği vardı bana göre...
Oğuz eski polis muhabiridir. Aştı kendini, geliştirdi, yerinde
saymadı.
Sabah'ın Ekonomi Müdürü olabilecek kadar yetiştirdi kendini.
Ancak devamını getirmedi!
Meselenin aslını, iç yüzünü bilmiyorum.
Bildiğim o ki, Oğuz şimdi Taraf'ta bir zamanlar benim düştüğüm
hataya düşüyor. Daha önce yazmadıklarını Taraf'ta yazıyor. İktidara
yakın herkesle aynı tabağa kaşık sallayan Oğuz, alıştıra alıştıra
eski mahalle arkadaşlarına çakıyor.
Yapma Oğuz!
Bugün Taraf, yarın bir başka gazete...
Belki de yeniden Sabah...
"Güvenilmez biri" olursan eğer, en büyük darbeyi sen alırsın!
En büyük acıyı da sen çekersin!
Sakın!
Sakın Oğuz!