Başbakan Erdoğan yargıdan dertli, bu son zamanlarda dile
getirdiği şikayetlerle iyice belirginleşti.
Başbakan yargının özellikle asker ve MİT'le alakalı tutumundan
rahatsız.
Pazar günü ahaber'de bu kadar generalin tutuklu yargılanmasını
doğru bulmadığını, özellikle de İlker Başbuğ'a yapılanın kabul
edilemez olduğunu vurguladı.
Bu konuda Başbakan Erdoğan ile benzer endişeleri taşıdığımı
söyleyebilirim. Ben de yargının son dönemde imza attığı işlerin
birçoğunun izaha muhtaç olduğunu düşünüyorum.
Fakat Başbakan Erdoğan nedense yargının sadece askere karşı
tutumundan şikayet ediyor. Mesela Hanefi Avcı konusunda yargı ile
aynı çizgide. “Paralı eğitime hayır” diyen
çocuklar sorulduğunda da yargıdan farklı bir tutum göstermiyor.
“Poşu davası” dediğimiz türden geneli rahatsız
eden meselelerde de “bağımsız yargı” diyerek işin
içinden çıkmaya çalışıyor. Genel olarak yargının sorunlu bir
durumda olduğunu ima etmekten de geri durmuyor ama.
Bu meselede benim en çok dikkatimi çeken Başbakan Erdoğan'ın
yargı karşısında kendini mazlum göstermesi.
Önceleri asker karşısında mazlum pozisyonundaydı, askerin yerini
şimdi yargı aldı.
Yargıyla ilgili her soru karşısında sözü bir şekilde MİT Başkanı
olayına getirip asıl hedefin kendisi olduğunu ima ediyor.
Bu kısmen doğru olabilir.
Ama ortada tuhaf bir durum var.
Yargıdaki arızanın giderilmesinden kim sorumlu?
Hukuk adına işlenen cinayetlerde savcılar, yargıçlar hangi
yasalara dayanıyorlar? Siyasi iktidarların yaptıkları yasalara
değil mi? Yargı mensuplarının insanları yıllarca tutuklu yargılama
hakkı elde ettiği yasalar bu hükümetlerin elinden çıkmadı mı?
Yargıçların, savcıların eline o yetkiyi hükümetler yaptıkları
yasalarla vermiyor mu?
Diyelim verdi ve sonradan uygulamada sorunlar olduğunu gördü.
Peki niçin düzeltmiyor?
4 tane "yargıda reform" paketi çıkarıldı. Niçin
en çok şikayet edilen konulara o paketlerde yer verilmedi?
Başbakan Erdoğan'ın İlker Başbuğ'a yapılanlardan şikayeti yeni
değil. Son yargı paketinden önce de bu şikayetini dile
getirmişti.
Peki şikayet edeceğine niçin 4. yargı paketinde bu ve benzeri
sorunlara köklü bir çözüm üretmedi?
Bunu ben anlamıyorum. Siz anlıyor musunuz?
Hükümet sorunları çözmeye dönük reformlar yapmadıktan, kılını
kıpırdatmadıktan sonra yargının bağımsızlığı nasıl yerleşecek?
Hakimlerin ve savcıların vicdanlarına mı kalacak bağımsızlık?
Gerçek bir bağımsız yargı için yasaların sağlama oturtulması
gerekmez mi?
Başbakan Erdoğan Hakan Fidan meselesinde gösterdiği atikliği
şikayetçi olduğu diğer konularda niçin göstermiyor?
Bana göre İlker Başbuğ meselesinde suçu savcıların üzerine atıp
sadece üzüntülerini belirtmek bir başbakanın yapacağı iş değil.
Yargıdaki aksaklıklardan sorumlu değilmiş gibi bir hava yaratmak
Başbakan Erdoğan'ın gerçekte amacının üzüm yemek değil, bağcıyı
döğmek olduğunu gösterir.
Deniz Feneri savcılarına veyahut Hakan Fidan'a dava açan
savcılara ‘hatalarından’ dolayı hadleri
bildirilirken yargı bağımsız değil de, diğer meselelerde mi birden
bağımsızlaşıyor?
Hangi meselede yargı adil, hangi meselede tarafgir ve hesaplı
nasıl anlayacağız?
Bazı meselelerde yargıya güvenip bazı meselelerde güvenmemek
görülmüş bir şey midir Allah aşkına?
Başbakan Erdoğan kendisini mazlum durumuna sokmadan, bu ülkede
herkesin güvenini kazanacak bir yargı düzeni oluşturmaktan
sorumludur. Şikayet eden değil, çözüm üreten taraf olmalı.
Bunu yapmadığı sürece şikâyetlerinin laftan öte bir değeri de,
karşılığı da olmayacaktır.
Başbakan Erdoğan'ın şikayet edip hiçbir şey yapmadığı bir başka
konu da medya.
Başbakan Erdoğan medyayı suçlayarak ülke sorunlarını çözmede
mesafe kat edeceğini düşünüyorsa gerçekten yanılıyor.
Tamam, medya sorunlu, esaslı bir tutum belirlemekte sorun
yaşıyor. Bir bilinç sorunu var.
Peki her konuşmasında medyayı suçlayacak bir gerekçe bulan
Başbakan Erdoğan'ın son 10 yıldır kendi etrafında oluşturduğu medya
ne durumda? Daha mı bilinçli? Daha mı ahlaklı?
Daha mı zeki? Daha mı başarılı? Daha mı itibarlı?
Kendisine politik destek veren, kendisinin de desteklediği hangi
gazete, hangi tv daha yüz ağartıcı bir durumda ki geçmişten yakınıp
duruyor? Vitrine sürdüğü, iş tuttuğu, değer verdiği hangi
gazeteciler bu ülkeye ‘namuslu’ bir medya
yapacak?
Şikayet etmeyi, yakınmayı bırakıp bu sorunlara ne zaman gerçekçi
ve kalıcı bir çözüm bulacak gerçekten çok merak ediyorum.
10 yıldır ne medya düzeldi, ne de yargı. Bakalım kaç yıl daha
böyle gideceğiz.. twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta
yorum yapmak için tıklayın