Aydın Bey lütfen bana söz verin!

Aydın Bey lütfen bana söz verin!

Nuran Yıldız nuran@nuranyildiz.com

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığıyla ilgili yazdıkları, yorumları ilgi görmezse ve gerçekleşmezse;

Ahmet Hakan,

Taha Akyol,

Mehmet Y. Yılmaz,

Yalçın Doğan,

gibi isimlerin köşelerini ellerinden almasanız bile, hiç değilse gazetedeki st x cm’lerini küçülteceğinize dair söz verir misiniz?

Söyledikleri gibi olmazsa, ya bu isimler siyasetten de Türkiye’den de zerre anlamıyorlardır ya da bile bile sizi yanlış yönlendiriyorlardır.

Ayrıca; 

Televizyonlarınızı çıkmaza sokan ve sadece para harcatan isimleri gözden geçireceğinize de söz verir misiniz?

Ayrıca; 

İhsanoğlu’nun isminin ortaya konması konusunu ve desteklenmesi fikrini veren danışmanlarınızın işine son vereceğinize dair bir söz?

Ya da; 

Sahne önünde İhsanoğlu’nu destekleme, sahne arkasından da Başbakana mesaj gönderme önerisinde bulunanları kapı önüne koyacağınıza dair bir söz?

Size bunca yanlışı yaptıranlara hiç değilse kamyon dolusu para ödemeye devam etmeyeceğinize dair bir söz?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bu kişilerin işine son vermeseniz bile, bu yazdıklarımı gözden geçireceğinize söz verebilir misiniz?

Yazıktır bunca emeğinize, alın terinize. Yazıktır.


İlgilisine not: Aydın Doğan’ın böyle bir sözü vereceğine dair naif bir yanım yok merak etmeyin.


ACİLEN DOKTOR RAPORU İSTENEBİLİR


Ekmelettin Beyin adaylığı herkesi şaşırtmışsa… Olumlu anlamda değil ama.

İstisnasız herkes (lider şakşakçıları ve gizli gündemliler herkese dahil değil) durumu “akıl dışı” olarak tanımlamışsa…

Ekmelettin Beyi destekleyenlerde bile bir zorakilik hissediliyorsa…

Kemal Bey Türkiye cumhurbaşkanı adayını, Türkiye’nin değil de başka ülkelerin tanıyor olmasıyla övünecek noktaya gelmişse…

Bu durumun iki açıklaması vardır;

Bir, ya Devlet Beyle Kemal Beyde bir zihin tutulması var, ki varsa değil parti kendilerini bile yönetemezler.

İki, hiç ama hiç birimizin bilmediği başka bir durum var.

Birincisi gerçekse, her iki lider için de akli melekelerine dair doktor raporu istenebilir. İstenmelidir.

KENDİ KENDİME SORDUĞUM SORULAR


Muhalefet partileri böyle olan Erdoğan’ın, canı sıkılmasın da ne yapsın?

Saçını başını yolmasın da ne yapsın?

Sağa sola sataşmasın da ne yapsın?

Parti içi muhalefeti böyle olan Kılıçdaroğlu, partisini acıklı hale düşürmesin de ne yapsın?

Ulusalcısı, Atatürkçüsü böyle sinik ve kimliksiz olan CHP, böyle sürünmesin de ne yapsın?


SON GÜNLERDE ÖNE ÇIKAN KAVRAMLAR

 

-Montaj:

Başbakan Erdoğan’la ilgili kasetlerin montaj olup olmadığına dair her gün yeni bilirkişi raporu yayınlanıyor. Bu raporlardan medet umanlar var. Onlara not: Erdoğan gücünü yaptıklarından değil, bizzat kendisinden alıyor. Bakın Galatasaraylı Burak Yılmaz’ın nikahı sırasında onu arayıp kutlamasına, “hat trick” esprisine. İnsana dokunan her fırsatı kullanıyor. Ee, biz de ilgiye aç ruhlar toplamı olduğumuza göre…

-Çatı:

Ekmeleddin Beye kadar “çatı” bizim toplumumuzda olumlu bir anlam taşırdı. Altına sığınırdık. Birlik olurduk. Şimdi artık esprilere konu bir komedi unsuru.

-Kumpas:

Bir var bir yok. Yalçın Akdoğan dedi ki “var.” Sonraki sürece baktık, hiç kumpasın verdiği zararların düzeltilmesi gibi bir uygulama yok.

-Böcek:

Batıda “Yeni böcek bulundu” cümlesi duyulduğunda, biyoloji, zooloji ve bilimum canlılarla ilgili bilim dallarında heyecan yaşanır. Aynı cümle bizde duyulduğunda, “Allah Allah, yine neremize koymuşlar” der geçeriz.


AKLIMDA KALAN

Yeryüzünün en tuhaf aday açıklaması: 

Seçime kalmış 50 gün. İki lider ayaküstü aday ismi açıklamış. Ortada adayın kendisi yok. Adayı tanıyan yok. Kampanya örgütü yok. Teşkilatların adaydan haberi yok. Adayın kerametini açıklayan araştırma verileri yok. Adayın neden aday olduğunu açıklayan temel mesaj (konsept) yok. Yok. Yok. Yok. Ama seçim var.