Medya Kritik'te Ahmet Tezcan söyleyince yazmak
şart oldu.
Eyüp Can ile görüşmüş...
Akif Beki ve Murat Yetkin'in yayınlanmayan yazılarının
akibetini sormuş.
Ahmet Tezcan şöyle anlattı:
-"Akif Beki cumartesi günü hasta olduğu için yazı
yazmamış...
Gripmiş ve ateşe varmış"...
Gerçekten öyle mi?
Hayır!
Emin olarak söylüyorum bu hayırı...
O gün Akif Beki'nin sesini duymuş...
Birinci ağızdan öğrenmiş bir kişi olarak diyorum
ki...
Akif Beki hasta filan değildi.
O gün yazı günüydü.
Akif Beki bilerek, isteyerek yazı vermedi.
Neden derseniz?
İşin o kısmı da "gazetesi ile onun
arasında"...
Murat Yetkin'e gelince...
Onun yazısı da sayfa editörünün dalgınlığına
kurban gitmiş deniliyor.
Yine bilerek diyorum ki...
Murat Yetkin'e;
-"Yazınız niye yok? Ne oldu?" diye sordum.
-"Yarın görürsünüz" dedi...
-"Sansüre mi uğradınız?" diye sordum.
- "Yarın görürsünüz" cevabını verdi.
Sanırım editör hatası olsa vereceği yanıt çok
basitti.
Bir spekülasyona yolaçmak yerine
"teknik bir hata" der geçerdi.
Sonuç itibariyle Eyüp Can'ın bulduğu 'kılıflar'dan
minare taşıyor.
Radikal'de evet bir "iç savaş" yaşandı ve
yaşanıyorda.
Eyüp Can yangını söndürmek için canla başla
çabalıyor.
Çünkü yangının sıçradığı yer onun 'canını'
yakıyor.
Radikal yazarlarına bakın!
Dün Ertuğrul Kürkçü bugün Yıldırım
Türker...
Sadece Akif Beki'ye değil Eyüp Can'a da ağır bir
dille çakıyorlar.
Akif Beki ile Murat Yetkin savaşına dönecek olursak.
Radikal'deki 'sağ' kanatla 'sol'
kanat vuruştu ama yenişemedi.
"Boş" çektikleri köşelerle maç 1-1
berabere bitti.
Şimdilik!
Çünkü bu maçın mutlaka rövanşı olacak.
Ama açıktan (köşeden) ama
gizliden...
Gazeteciler.com'un Genel Yayın Yönetmeni olarak
bir not ekleyeyim.
Böyle konularda haberlerimizi taraflara ulaşmadan
yayınlamayız.
Yayınlıyorsak şayet bilin ki gerekli görüşmeler
yapılmıştır.