Ahmet Altan son yazısını, aralarında benim de bulunduğum
"Taraf'ı eleştiren gazetecilere" ayırdı. Özellikle
bugünkü yazısının bir kısmını üzerime alındım. Ve
Ahmet Altan'a birkaç soru sormaya karar verdim.
Ama sorulara geçmeden önce, Ahmet Altan'ın çarsamba günü
yayınladığı , Başbakan Erdoğan'a "racon" kesen
yazısını beğendiğimi belirtmeliyim. Genel olarak
yaptığı gazeteciliğin de önemli olduğunu düşünüyorum.
Yazının içeriğini bir yana bırakıyorum, bana şu yetiyor: Medyada
herkesin iktidar karşısında süt dökmüş kediye döndüğü bu dönemde
Ahmet Altan'ın başbakana bazı şeyleri hatırlatması dikkate değer
bir durum.
Ben de başbakanın, kızmakta haklı olsa bile, birilerine
"şerefsiz" demesini ayıplayanlardanım. Gelin görün
ki, Altan'ın bu beğendiğim "cesur" duruşu
kendisinin bazı olaylardaki tutumunu haklı kılmıyor.
Ben, önceki günkü yazımda Taraf'ın Wikileaks'in sızdırdığı
belgelerle ilgili yaklaşımını analiz etmiş ve bunun arkasında bir
hesap olduğunu yazmıştım. Ahmet Altan bu iddiama bugünkü yazısında
yanıt olarak 'Hesapsız haber yapmadıkları için her
haberde hesap arıyorlar" mealinde birşeyler söylüyor.
Bana söylemiyorsa bile o suçlamayı yapan ben olduğum için bazı
durumları açıklığa kavuşturayım dedim.
Öncelikle Ahmet Altan'ın "hesap"la ilgili bu
tespitine katılıyorum. Türk medyasının genel bir ayıbıdır bu
"hesap" meselesi. Medyanın Türkiye'deki ölçütleri
hak, adalet, namus değil, maalesef genellikle
patronların çıkarları olmuştur. Hiç şüphem yok.
Fakat benim bir farkım var.
Ben, Taraf'ın da iş gelip çıkarlarına
dokunduğunda aynı hesapçılığın içine girmekten geri
kalmadığını söylüyorum.
Bunu nereden mi biliyorum?
Bunu daha önce yazdığım Taraf Kürt meselesine yaklaşımında bazı
hesapları gözetiyor. Bu meselede de aynı kanaatteyim çünkü bazı
arka plan bilgilerine sahibim, bazı olayların iç yüzüne vakıfım,
oradan biliyorum.
Gelin önce Taraf'in Wikileaks belgelerini manşete taşıdığı ilk
güne gidelim.
Taraf'ın manşetinde, söz konusu belgelerdeki bir
dedikodu vardı.
Neydi o?
Taraf, belgelere dayanarak, Başbakanın dünürü Sadık
Albayrak'ın Antalya metrosu ihalesinde aracı olduğunu,
komisyon aldığını ileri sürüyordu.
Taraf bu haberi yaparken, okul gazetesi çıkaran çocukların bile
bileceği bir kuralı neden işletmedi ?
Söz edilen metro ihalesi biteli yıllar olmuş. İş yapılmış,
bitmiş. Kimin aldığı, kimin yaptığı belli. Konuyla
ilgili bütün ayrıntılara ulaşmak, bir tek telefonla mümkün. Peki
Taraf niçin bu ayrıntılara ulaşmayı değil de, dedikoduyu sözüm ona
"belge" diye manşetine taşıdı?
Türk medyasındaki genel defoyu işaret ederek,
konuyu garagaraya getirmek sadece ayıbı büyütüyor.
Taraf'ın Sadık Albayrak haberinde gazetecilik konusundaki bir
cehalet, bir bilgsizlik, bir ihmal yok. Peki ne
var? Bal gibi bir "hesap" var.
Oğlu büyük bir medya grubunun başında olan
Sadık Albayrak'la ilgili haberdeki hesabı birçok kimse
anlamayabilir. Ama bazı bilgilere vakıfsanız, bu hesabı görmemek
imkansızlaşıyor.
Ahmet Altan'a bir kaç soru sorayım, bakalım bu
"hesap"la ilgili sizin de kafanızda bazı şeyler
şekillenecek mi...
Taraf gazetesi bugüne kadar hangi matbaalarda
basıldı?
Bu matbaalar arasında hükümetle "yakın ilişki" içinde
olan büyük medya gruplarının tesisleri önemli yer tutuyordu degil
mi?
Taraf gazetesinin matbaa işlerinden dolayı bu gruplara
borcu ne kadar?
Bu borçları tahsil etmeye çalışan medya gruplarına karşı
bizzat Ahmet Altan, Taraf'ın sürdürdüğü yayın politikasını bir
pazarlık aracı olarak kullanmış mıdır? Alacaklarını tahsil edemeyen
bu gruplara 'bir el devreye girdi Taraf'ın basımını engelledi' türü
teditler yeltendi mi?
Mahrem diyalogları, tartışmaları, tehditkar ifadeleri ortaya
saçmak doğru olmaz. Fakat Taraf'a "sütten çıkmış ak kaşık" rolüne
soyunmaya hakkı olmadığını hatırlatmak da bir borç.
Bu mahallede 40 kişiyiz, kırkımız da birbirimizi biliriz.
Bildiğim birşey daha var: Bir insan bir alanda ahlaklı davranıp,
başka bir alanda ahlakı elden bırakamaz. Ahlak bir bütündür.
"Gazetecilikte dürüstüm, ticarette değilim" diyemezsiniz.
Ben yine de 'ekmek' için herkesin bu kadar eğilip büküldüğü bir
dönemde, Altan'ın takındığı bu 'delikanlı' tavrın sürdürülmesi
taraftarıyım.