Ah be Ruhat Mengi, yine çuvalladın!
Ah be Ruhat Mengi, yine çuvalladın!
Karşısında bir hukukçu var.
Meramını anlatıyor.
Hukukun gereğini anlatıyor.
Ama Hanımefendi istiyor ki, konuğu istediği şeyleri
söylesin.
Nezaket yok!
Dinlemek yok!
Saygı yok!
Bizim Adnan Yüce'nin deyişiyle, Halk TV'de karşına oturttuğun
konuklar senin memurun mu?
"Her Açı"dan rezalet bir program yapıyor, konuğu çekip gidince
arkasından randevusu olduğunu söyleyebilecek kadar pişkinlik
yapıyor!
Eh...
Yalancının mumu, twitter'a kadar sürüyor.
Metin Feyzioğlu'nun mesajı kulağına fısıldanınca...
"Ben istemedim gitti" diyor!
Küstahça!
Bu Ruhat Mengi, Star TV'de de aynı şeyleri yapıyordu.
Yaptıklarını Star gazetesindeki köşemde yazınca, telefona sarılıp
beni Mustafa Karaalioğlu'na şikayet etmişti.
*
Metin Feyzioğlu işbaşındaki iktidara karşı biri.
Doğru söyledi diye.
Hukukun gereğini anlattı diye.
Mehmet Baransu'yu yargısız infaz etmedi diye.
Kızardı, bozardı, renkten renge girdi.
Feyzioğlu baktı karşısındaki kişi bilgi yoksunu.
Feyzioğlu baktı karşısındaki rahatsız biri.
Çekti gitti.
*
Feyzioğlu istediği gibi konuşamazmış!
Niye?
Ne desin?
Senin paşa gönlün olsun diye her dediğine "he" mi desin?
Ah be Ruhat Mengi...
Yine çuvalladın.
Karşındaki kişi CHP'li bir hukukçu.
AK Partili değil.
İktidarın yanında biri değil.
Doğru bildiğini söyledi diye.
Anlamadan, dinlemeden ahkâm kesmeye kalkıştın.
Feyzioğlu da haddini bildirdi ve çekip gitti.
Gitti arkasından yalan söyledin.
Olmayan bir randevuya gönderdin Feyzioğlu'nu.
O da karşında olduğu gibi, dışarıda da sözünü sakınmadı ve yalanını
twitter'daki mesajla yüzüne çarptı.
Aslında o andan itibaren, sen çekip gitmeliydin.
Bir daha da o ekrana çıkmamak üzere hem de.
"Her Açı"dan bir rezaletin altına imza attın.
Şaşırmadım!
Çünkü.
Sen hep aynıydın.
Bilgisiz, kaba ve kibirli.
"Her Açı"dan hem de.
Bakalım Hakan Aygün "Her Açı"dan rezaletine daha ne kadar
dayanacak?
Güngör Mengi'nin hatırına sana daha ne katlanacak?
Gerçekten çok merak ediyorum!