28 Şubat sürecinin en vahim sonuçlarından biri hiç kuşkusuz,
oluşturulan ‘dindar Müslüman’ tiplemesi ve bunun
getirdiği zorluklardı.
28 Şubat'ın aktörleri TV’lere çıkardıkları tuhaf insanlar
aracılığıyla Müslüman imajını tiksinti verici bir hale getirmişti.
Toplum neredeyse ortadan ikiye ayrılmıştı. Başörtülüler, dindarlar,
kendilerini toplumun etkin olan bir kesiminin yanında hep yabancı
gibi hissediyordu. Toplumun ‘ötekisi’ haline
getirimişlerdi.
Türkiye’de estirilen psikolojik rüzgar yüzünden dönemin dindar
siyasetçileri statlarda maç izlemeye gidemez, kültürel bir
etkinliğe katılmaya cesaret edemezlerdi.
Bir ‘kem göz psikolojisi’ ülkenin her tarafına
yayılmıştı. Öyle ki ortalama Anadolu dindarı bir başörtülü aile
bile bazı ortamlarda üzerine çevrilen kem gözlerden kendini
kurtaramıyordu.
Fadime Şahin, Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz gibi medyatik
figürler, neredeyse bütün dindarların kimliğini temsil ediyor gibi
görülmeye başlanmıştı.
Şimdi benzer bir sürecin AK Parti iktidarı döneminde de
yaşandığını düşünüyorum.
Hem AK Partili siyasetçilerin hem de AK Parti iktidarı ile
popüler olan yazar, çizer, aydın, gazeteci, bilumum medyatik
figürlerin diline hakim olan bayağılık, kibir ve nezaketsizlik
toplumda benzer bir etki yaratıyor.
Bu söylem ve üslup, dindar, mütedeyyin insanların imajına en az
Ali Kalkancı ve Fadime Şahin kadar zarar veriyor. Dindar kesimi en
az 28 Şubat dönemindeki kadar toplumun bir parçasına karşı
ötekileştiriyor.
Üzülerek söyleyebilirim ki Türkiye’nin birliğinden,
bütünlüğünden, kardeşliğinden sorumlu olan AK Parti ve
destekçisi gazeteci ve yazarlar benimsedikleri üslupla, yaptıkları
siyasetle toplumun bütünlüğüne büyük bir darbe vuruyorlar.
Toplumun yarısını ‘öteki’ yapmakta bir beis
görmüyorlar.
Kendisi toplumun bir yarısını ‘öteki’ yaparken,
toplumun diğer yarsının karşısında da kendisine oy veren mütedeyyin
insanların ‘öteki’ olarak algılandığını
görmüyorlar.
Bir ülkede huzuru kardeşliği, birliği, bütünlüğü, nezaketi,
şefkati ancak benimseyeceği hakşinas bir üslupla iktidar
getirebilir.
Muhalefet iktidara rağmen gerginliği azaltamaz. Muhalefet
iktidara rağmen toplumu bölemez. Muhalefet iktidara rağmen
‘öteki’ oluşturamaz.
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu ‘tımarhanelik
tablo’da en büyük pay hiç kuşkusuz gücü elinde tutanların
iktidar şımarıklığında ve kullandıkları pespaye üsluptadır.
Bu tablodan en büyük zararı AK parti ve ona destek verenler
görecektir.
Çünkü siyasi kürsüden verilen mesajlar günlük hayatta çok daha
sert bir etki doğuruyor. Açılışa gidersin, mitingde konuşursun,
grup toplantılarında esip gürlersin fakat tenis maçını izlemeye
gidemezsin. Bir futbol maçını izlemek için bir stada gittiğinde
‘öteki’nin kem gözlerini ruhunda her zaman
hissedersin.
Resepsiyonlara gidersin ama o ‘kahrolası kem
göz’ senin peşini bırakmaz.
Üstelik bunu sadece kendin yaşamakla kalmaz, temsiline
soyunduğun toplumu da benzer bir psikolojinin kurbanı edersin.
Bu psikolojinin büyümesi sonucunda da önce kendini, sonra da bu
imajın kurbanı olan mütedeyyin insanları kendi gettolarına,
mahallelerine, salonlarına, zamanla evlerine mahkum edersin.
İktidarın kibirli üslubunu her alana yaydığınızda başörtülü bir
kadın TV stüdyolarında ‘özgürce’ konuşabilir fakat
bir bilet alıp tiyatroya giderek kem gözlere takılmadan ağız tadı
ile bir oyun seyredemez.
Bu durum giderek daha da kalıcı hale geliyor. Bunu görmüyor
musunuz?
Diyeceğim odur ki bu ötekileştirci, nezaketten uzak, toplumun
dengelerini hesaba katmayan, ‘karşı tarafın’
düşüncelerine ve değerlerine saygı içermeyen, "ben yaptım
oldu" tarzında kibir dolu bir tutum ve siyasetle,
gazetecilikle bu topluma ve özellikle de dindar kesimine büyük
kötülük yapıyorsunuz.
Güçle, kabalıkla, kabadayılıkla, kibirle kalıcı olunsaydı, 28
Şubatçılar kalıcı olurdu, bunu görmüyor musunuz?
TV ekranlarında bu ülkede milyonlarca insanın benimsediği, saygı
duyduğu değerlere, şahsiyetlere hakaret ederek popülarite kazanan
simalara bir bakın bakalım, Ali Kalkancı veyahut Fadime Şahin’den
ne farkları var Allah aşkına?
Birkaç oy daha fazla almak bu tür kamplaşmalardan medet
ummak.. Deger mi? twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak
için tıklayın