'Zamanları kendime göre ayarlayabilirim diye televizyona girdim'

Sayım Çınar, Gece Gündüz programıyla kültür ve sanatın nabzını tutan Gülay Afşar ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi.

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
SAYIM ÇINAR

Sayım Çınar, Gece Gündüz programıyla kültür ve sanatın nabzını tutan Gülay Afşar ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdi. Kayahan’dan Yaşar Kemal’e, eleştirmenlik kurumundan edebiyat dünyasına haberler söyleşide.

SUNUCULARIN TİYATROCUSU

İstanbul Film Festivali başladı. Hepimiz heyecan içindeyiz. İyi bir izleyici olduğunuzu biliyoruz, neler bekliyor bizi bu sene?

Sinemasal değeri olan filmleri görme şansı veriyor festival, sinema dünyasının içindeki insanlar dünyada ne olup bittiğini görebilecekler. Türkiye’de önemli bir hamledir bu festival. Sinemanın odağı olan bir iki haftamız var. 1986’da ilk İstanbul’a geldiğimde de aynı duyguları yaşıyordum.

Sinemayla ilişkiniz çok özel anlaşılan.

Ayrı bir pencere açıyor bana.

"ZAMANI KENDİME GÖRE AYARLARIM DİYE TELEVİZYONA GİRDİM"

İki çocuğunuz var. Hem iş hem aile hayatı nasıl ilerliyor? Hem kariyer hem evlilik zor değil mi?

Televizyona başlamadan önce evlenmiştim. Televizyona başlamamla büyük oğlum aynı yılda doğdu. Finans piyasasını bırakmıştım, zamanları kendime göre ayarlayabilirim diye düşünerek televizyona girdim.

Finans dünyasından kültür sanat dünyasına geçiş nasıl oldu? Zor bir geçiş olmalı.

Televizyona geçişimde ilk günler yine konum finanstı. Önce finans bültenleri yaptım. Cnbc-e kuruluyordu, o alana geçtim, ne de olsa bütün gün ekonomi konuşuluyordu. CNN Türk’ün de başlangıcında vardım. Mehmet Ali Birand ile çalışabildim. Sürekli kültür sanatı da konu ettim programlarına, Gece Gündüz’e hazırlık yapıyormuşum meğer. NTV’de yaptığım programlarla maceraya devam ettim. Hep kültür sanatla ilgiliydim. Benim için zor bir geçiş olmadı.

Yekta Kopan çok izleniyordu, ardından siz geldiniz ve reytingler son derece iyi gidiyor. Kültür sanatın tarafsız bölgesi gibisiniz.

Yaptığım her işin içine girmeyi ve birebir yaşamayı seviyorum. Önemsiyorum konuklarımı, sunucuların tiyatrocususun derler bana, özellikle Derviş Zaim der bunu. Çok iyi çalışıyorum.

YAPTIĞIM İŞİ CİDDİYE ALIYORUM

Gülen bir yüzsünüz, ekranlarda hasretini çektiğimiz bir şey bu. Böyle bir sektörde ayakta kalmak zor, nedir formülünüz gülen yüzünüz dışında?

Yaptığım işi ciddiye alıyorum, benim haneme yazılmış bir artı gibi düşünüyorum, görev bilincim çok yüksek. Layıkıyla yapmaya çalışıyorum. Ne yaparsan yap, elinden gelenin en iyisini yap. Benimle çalışanlar ne iş versek altından kalkar diye tanıdılar.

Gündem çok fazla değişiyor, kültür sanata çok fazla yer kalmıyor.

Nefes alıyorum kültür sanatla. Besliyor beni, ruhumu. 100 kere tercih yapma şansım olsa yine böyle bir programı seçerdim. Tek tercihim program yapmaktı televizyonda, ideal olan sohbet ederek program yapmak benim durumumda. Programımım terapi odası gibi, her gün her konuğumla ilgili heyecan duyuyorum.

Hepimizin rolleri var. İleride neler olacak, burada mı kalacaksınız, yoksa emekli olan kaçıp gidecek misiniz daha huzurlu bir yere?

Gidebildiğim kadar gitmek istiyorum programımda. Kaşıyla gözüyle öne çıkan birini gerektirmiyor program. Önemli olan deneyimdir. Çoğu konuğum benden küçük, biraz abla duygusu var aslında, bu da sana rahatlık veriyor.

DERSİME İYİ ÇALIŞIYORUM

Magazin figürlerini de iyi yönetiyorsunuz.

Evet çünkü dersime iyi çalışıyorum. Siyaset, spor, magazin, her alanda ne olduğunu mutlaka okur, incelerim. Bu programları yaptığım için tanıştığım Mert Fırat’ı çok severim. İlksen Başarır da öyle. Karşılıklı alışveriş yapabileceğiniz insanlardır. Mehmet Erdem öyle, Funda Arar öyle. Gripin, Gece Yolcuları, Model… İlk canlı yayınları benimleydi.

Türk popuyla da yakın ilişkiniz var.

Eşlik ederken söylerim, şarkı sözlerim var evet.

KAYAHAN'IN DOĞUMGÜNÜNÜ BİRLİKTE KUTLAYACAKTIK

Kayahan’ın vefatı hepimizi çok üzdü. Siz neler hissediyorsunuz?

Bir süredir hastalığıyla ilgili de yakın takipteydik. İpek Açar’a teşekkür ediyorum. Özel belgeseli hazırlarken, doğumgününe hazırlık yapıyorduk, o da biliyordu bu hazırlığı. Doğumgününü birlikte kutlayacaktık. Pop müziğin kahramanlarını daha yakından tanıdım, Kayahan kendi yazdığı şarkılarla bir yol açmıştır. Büyük bir mücadele vermiştir. Eurovision akımı başladığında, en fazla o duyguyu yaşatan kişiydi. O kadar çok sözü, o kadar çok şarkısı var ki. Kayahan şarkıları buluşturmuş bir süre insanı.

İsyanlarda gönlüm, zaman gardiyandır diyen bir ustaydı. Böyle bir cümleyi dünya müzik tarihinde kaç kişi kurabilir ki…

Işıklar içinde uyusun.

BİLİRKİŞİ GİBİ YANIT VERMEK İSTEMİYORUM

Edebiyat dünyasıyla da iç içesiniz. Edebiyat yoluyla şöhret kazanmak isteyenler var.

Bir izleyenim ben. Asla bir bilirkişi olmam. Çok fazla üretim var. Günde en az 5 6 kitap geliyor. Edebi anlamda kabul edemeyeceğimiz kitaplar var. Edebiyat alanında üretim yapmak zorlu bir iş. Yaşadığın dünyadan alıp başka yere götürmesi, dağarcığına katkıda bulunması hiç kolay değil.

Türkiye’de kitap okunuyor mu?

Kesinlikle okunuyor. Ancak dünya çapında tanınan yazarımız çok az. 

Yazar ajanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yine bilirkişi gibi yanıtlamak istemem ama pazarlama çok önemli. Elif Şafak’ın yaptığı eleştiriliyor, ben doğru buluyorum. Doğru şekilde pazarlandığını, yönetildiğini düşünüyorum kitaplarının.

Orhan Pamuk 60 ülkeden fazla ülkede okunuyor.

Yaşar Kemal bu topraklardan çıktı. Bundan mutlu değil miyiz? Edebiyat dünyası da kendi içinde daha fazla desteklemeli öne çıkanları, yeni çıkanları.

İNCE MEMED'İ HER OKUDUĞUMDA BÜYÜLENİYORUM

Bütün gün Yaşar Kemal özel programı yaptınız vefatında. Bu çok önemliydi.

Gurur duyduğum bir yayın oldu. Ben bu kadar farklı, özgün bir kalem, yaratıcı bir kalemin ülkemizden çıktığını  düşündükçe heyecanlanıyorum. İnce Memed’i okudum, küçüktüm, büyüdüm, tekrar okudum. Her defasında da yeniden büyülendim. Yarattığı dünya özeldir, büyülüdür, başka bir dünyaya götürür seni.

Eleştirmenlik kurumunu nasıl değerlendiriyorsun?

Genel anlamda çok oturmuş değil. Birdman’de vardı hatta, sanatçı olamayanlar eleştirmen olur deniliyordu. Bu alıp verememeyi hissediyorum edebiyat ortamında. Oysa ki iki tarafın da birbirinden alabilecekleri var.

ARI GİBİ ÇALIŞAN ÇOK YETENEKLİ BİR EKİBİM VAR

Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz, haftanın 5 günü bu programı yapmak ne anlama geliyor?

Ciddi olarak gururlanıyorum, sürekli söylüyorum. Bu ekip arı gibi çalışıyor, çok yetenekliler. En iyi görsellerle, en kısa anlatımlarla, tam zamanında yerinde çok fazla konu veriliyor. Bu ekip oldukça sonuna kadar gider, sunucular gider gelir, bu ekip fişek gibi hep kalır.