Zaman yazarından yeni bir sulh yazısı...

Herkes zarar görecek diyen Ali Bulaç, hükümet ve Cemaate sulh çağrısı yaptı. Bulaç'ın dini liderlerin de hataları olabileceğini söylemesi ise çarpıcı.

İNTERNET HABER - Cemaat-AK parti savaşında sulh çağrısı Zaman Gazetesi'nin ağır toplarından Ali Bulaç'tan geldi. 

Başbakan Erdoğan'ın Dolmabahçe'deki toplantıya davet ettiği 2 Zaman yazarından biri olan Bulaç, "Bu, sıra ile sarı inek, beyaz inek ve siyah inek hikâyesidir. Gelin sıra siyah ineğe gelmeden aklımızı başımıza alalım" diyerek sulh önerdi. 

Dini zatların da hataları olabileceğinin altını çizen Bulaç, "iktidar hırsıyla vazoyu kırdık, şimdi her parça bir yanımıza batıyor" dedi. 

İşte Bulaç'ın beklenmedi sulh çağrısı;

İKTİDAR HIRSIYLA VAZO KIRILDI

"İslam ahlakıyla terbiye edemediğimiz iktidar hırsıyla vazoyu yere fırlattık, kırıldı. Şimdi dağılan her bir parçası keskin bir bıçak gibi bir yanımıza batıyor. El bacak, kol kafa yara bere içinde. En keskin parça, ümmetin kalbine batıyor.

İktidar ateştir, ona destursuz yaklaşanı yakar. Destur değişmez İlahi hükümleridir. Onları bir kenara ittiğiniz zaman iktidar ateşi yüreğinizi yangına çevirir.

BU ZATLAR DA MASUM DEĞİL

Yazısının bu kısmında Zahid Kotku, Fethullah Gülen, Necmettin Erbakan, Esad Hoca gibi zatlara hep dua ettiğini belirten Ali Bulaç, bu önemli dini liderlerin de hataları olabileceğini belirterek şöyle yazdı;

-"Hepsi birer ırmak gibidirler, büyük bir nehre dökülürler. Bu, İslam’ın kutlu nehridir. Tabii ki, bu zatlar masum değildir. Her biri kendi semasında bir yıldız gibidir, hepsinin yol göstericisi “bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah’ın elçisi”dir. Masum olmamaları hata ve yanlışlık yapabilecekleri anlamına gelir. Hata ve yanlışlıkları da “zelle” değildir."

ŞEYTAN GİBİ GÖRMEYE BAŞLADIK

AK Parti-cemaat geriliminde gönüller kırıldı, dil ve üslup sertleşti, hak ve hukuk çiğnendi, kardeşlik zedelendi. Birbirimizi “şeytan”, mutlak kötülük, nefret objesi görmeye başladık. Birtakım adamlarımız devşirildi. Entelektüellerimiz, akademisyenlerimiz orman vasfını kaybetmiş arazi gibi çölleşti. 

HERKES ZARAR GÖRECEK

Bu gidiş herkese büyük zararlar verecek. Elinde savaş baltası olanların attığı naralar ortalığı kapladı, makul sesler giderek kısılıyor. Pratikler değil inançlar, akideler saldırıya maruz kalıyor. Bölge ateş çemberinde, biz de mahallemizi ateşe veriyoruz. Bu kavga asla “Nurcu-Milli Görüşçü”, “radikal-ılımlı” kavgası değil. Bugün iktidar tarafında yer almış gibi görünenler, dün Süleymancılara, Nurculara, Milli Görüşçülere de karşıydı.

KUMPAS KURULUYOR

Osmanlı-modern karışım olan devletin, devlet içindeki sert çekirdeğin bir kere daha kendini restore ettiğini düşünüyorum. Olan 1960, 1972, 1980, 1997’nin devamı ve tekrarıdır. Yukarıda işaret ettiğim yüzyıllık mücadeleye ve bu mücadelede yer alanlara “kumpas” kuruluyor. Toplumsal piramidin orta tabakasında yer alan “hacıyatmazlar, hortumcular” ve en tepe noktada konuşlanmış bulunan “şeytanlar” alt tabakadaki “masum kitleleri” manipüle ediyorlar, çatıştırarak iktidarlarını restore ediyorlar.

GELİN AKLIMIZI BAŞIMIZA ALALIM

Bu, sıra ile sarı inek, beyaz inek ve siyah inek hikâyesidir. Gelin sıra siyah ineğe gelmeden aklımızı başımıza alalım. Herkes, Anadolu’nun en ücra köşesinde yaşayan her sorumlu mü’min, ateşin üzerine bir bardak su dökmeye çalışsın; sabrı, kardeşliği öne çıkarsın; diyalog, sulh ve salahı seslendirsin.

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Melih Altınok: Affı kaldırın Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi? Salih Tuna: Ne yapmalı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti