ZAMAN, MHP’nin hangi haberini yayımlamadı?
“Bok böceği, bok içinde yaşar ve âlemde pislikten başka meze bilmez”…
GAZETECİLER.COM
Ekrem
Dumanlı, çok ilginç bir olayı
anlatıyor bugünkü köşesinde….
Siyasi
tansiyonun çok yüksek olduğu bir günde telefonunun çaldığını ve çok
üst düzey bir MHP yetkilisinin kendisini aradığını, “Şu an
falan şehirdeyim. Burada önemli bir toplantıdaydım. Bizim il
başkanı bize yakışmayacak, bizi bağlamayacak bir konuşma
yaptı” dediğini hatırlatıyor…
Sevgili Ekrem;
Sen mutlaka biliyorsundur...
Ben sadece hatırlatacağım…
Mevlâna, Mesnevi’nin 5. Cildinin 28. sayfasında şöyle
der:
“Bok böceği, bok içinde yaşar ve âlemde pislikten
başka meze bilmez”…
Doğrusunu, MHP’li çok üst düzey yöneticin
ricasını kırmayarak sen yapmışsın…
Yanlışı ise Orhan Durmuş ve Oktay Vural
yaptılar…
Destekçileri de “tüy diktiler”…
A.B.O.
|
Şaşırmış…
Tam “Bunları
neden bana anlatıyorsunuz?” diyecekmiş ki o konuya da bir açıklık
getirmiş MHP’li yetkili…
O yazının
devamında bakın neler yazıyor Dumanlı:
Meğer il parti yetkilisi sosyal barışı tehdit
edecek; üstelik bütün MHP'lileri de zan altında bırakacak densiz
bir laf etmişti. Olay yerinde bizim muhabirimiz görev yaptığı için
alelacele bizi arıyorlardı. Maalesef söylenen söz yenilir yutulur
cinsten değildi; ancak o günlerde MHP liderinin 'ülkücüleri sokağa
dökmemek' gibi tarihî kararına tersti. Belli ki konuşan ya aklı kıt
ve stratejiden bihaber birisiydi ya da heyecanına mağlup düşmüş
fanatik bir adamdı. Her neyse... MHP yetkilisi 'Bu sözler partimizi
bağlamaz; o yüzden bu densizliğin büyütülmemesini istirham
ediyoruz; en azından bizim görüşümüz gibi aktarılmamasını talep
ediyoruz' dedi. Düşündük taşındık ve MHP'li yetkiliye hak verdik. O
saçma sapan sözleri ne MHP lideri Devlet Bahçeli tasvip edebilirdi
ne de bu partiye gönül veren; hatta bir ülkü uğruna çile çeken
herhangi bir fert.
En üst düzeyden bir yetkilinin de katıldığı
toplantıda sarf edilen o sersem cümleleri yayınlamadık. Çünkü her
kitle içinde böyle densizler bulunabilirdi. Önemli olan, sarf
edilen cümlelerin genel temayülü gösterip göstermediğiydi. Söylenen
sözler parti içinde yaygın bir kanaat olsaydı, ya da kitle içindeki
bir kanadın mantığını deşifre ediyor olsaydı, bunu mutlaka
yayınlamak gerekirdi. Yayıncılık sorumluluğu işte tam bu noktada
başlıyor ve siz bir karar vermek zorunda kalıyorsunuz. Doğru ya da
yanlış; bir karar verince ateşten gömleği giyiyorsunuz. Önemli olan
o ateşi hak etmediği ve gerekmediği halde başkasına giydirme
kararının verilmesi. Biz o gün o çirkin lafları yayınlamadık.
Sanırım o toplantıda yerel basın da vardı; onlar da yayınlamadı.
Böylece MHP büyük bir iletişim kazasından kurtulmuş
oldu.
Bu işten kim kazançlı çıktı şimdi?
Ve sonra da
sorduğu soruyu cevaplıyor.
Dumanlı’nın
yazısının tamamını