Zaman gazetesinin manşetini gördün mü?
Milliyet yazarı Ece Temelkuran endişlerini birbir anlattı... "Oya abla sana soruyorum ne yapacağız şimdi?" dedi...
(...) Oya abla, sana soruyorum. Bak Kürtlere baskın vermeye başladılar. Şimdi biz bunun için nereye gideceğiz? Kimlerle gideceğiz?
Nazlı Ilıcak 'ı gördün mü televizyonda? Diyor ki 'Ben Fetullah
Gülen'in okullarını çok beğeniyorum. Pırıl pırıl misyonerler
yetiştiriyorlar. ' Abla sen ne diyorsun bu işe?
Nasıl ayıklayacağız?
Kim yeterince sivil? Nasıl ayıklayacağız, o 'yeterince sivil'
olanı? Kim karar verecek? Taraf gazetesi bilirkişi heyeti mi? Yoksa
Zaman gazetesinin görüşüne mi başvurulmalı? Peki ayıkladıklarımızı
ne yapacağız?
Kalp krizi mi geçirsinler sabaha karşı emniyette? Yoksa
karınları su dolmuşken, çifte kemoterapi görürken 'lezbiyen,
PKK'lı, darbeci' gibi suçlamaları mı yanıtlasınlar?
Kaç kişiler?
Bırakalım kenara muhafazakârlık-sekülerlik tartışmalarını, bu hukuk
meselesini nereye koyacağız Oya abla? Yarın, bak göreceksin çok
yakında olacak bu, sadece vicdanını tırmalayan değil, seni daha
yakından hırpalayacak isimler de girecek bu 'harekâtın' içine.
'Yok canım artık, o kadar da değil' diyeceğin isimler. O zaman nereye gideceksin? Kaç sivil arkadaş var seninle sokağa çıkıp hukuk için, hak için, adalet için bağıracak?
Bi' söylesene hakikaten, kaç kişiler? Varlar mı? Güvenebilir misin? Ya sana da 'yeterince sivil değil ' deyip entelektüel imha bantına atarlarsa... O zaman ben nereye gideceğim, o da var.
Zaman gazetesinin dünkü birinci sayfasını gördün mü Oya abla?
Yan yana haberler şöyleydi:
'Darbeye teşebbüs eden akademisyenler tutuklandı '
Hemen yanındaki haberi söylüyorum sana:
'ÇYDD'nin listelerinde PKK'lılar çıktı '.
O da olmazsa...
Hem darbeci hem PKK'lı, o da olmazsa lezbiyen, o da olmazsa... Sen
söyle, ne olsunlar? Orduyu bizim kadar eleştirmiyor, bizim kadar
anti-militer tavrı yok diye, tıpkı eskiden örgütlerin 'fiili
özeleştiri mekanizması' ile yapıldığı gibi kestirip atacak mıyız
insanları? Sen bilirsin, bi' desene; eskiden de eksildikçe
çoğalacaklarını zannederek, birbirlerini yok etmedi mi
insanlar?
Diyelim ki işler kötüye gitti Oya abla.
Diyelim ki Ahmet Türk 'ü, Sırrı Sakık'ı, diyelim ki hatta
Diyarbakır'da Sezgin Tanrıkulu 'nu, haydi diyelim ki Rojbin'i içeri
aldılar Hakkâri 'de.
Belki tanıdığımız Kürt arkadaşlardan biri Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği aracılığıyla burs verdi çocuklara.
Kime, kimlerle gideceksin?
Bakmışsın ki bizim Rojbin, darbeci olarak televizyonda.
Kime gideceksin? Kimlerle gideceksin? Bir daha soruyorum bak:
Kimlerle?
Oya abla, sana soruyorum bilhassa.
Diyelim ki fazla geldi yazdıklarım. Diyelim ki birilerinin canını sıktım. Diyelim ki, beni aldılar.
Abla gözünü seveyim, bi ' söylesene, ne yapacaksın?