Zaman gazetesi köprüleri attı!..

Doğan Grubu dışında bir tek Zaman kalmıştı. Ancak Yazıcıoğlu kazası bardağı taşıran son damla oldu.

Zaman gazetesi Basın Konseyi'nden ayrıldığını açıkladı. Haberi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı köşesinden duyurdu.

Gerekçe ise Yazıcıoğlu kazasında dağ başında helikoptere alınmayan CHA muhabirine karşı Basın Konseyi'nin tepki vermemiş olması.. Zaman grubu dışında konseyde kalan başka bir grup yoktu. Bu istifayla birlikte Basın Konseyi tamamen Doğan Grubu gazetelerinden oluştu..


Dumanlı Buraya kadar... diyerek son noktayı koyduğu yazısında meteorolojinin açıkladığı hava raporları karşısında konseyin özür dilememesine fena halde içerlemiş. Dumanlı'yı dinliyoruz:

"(...)İplerin kopmasına sebep olan son olay, herkesin malumu. Muhsin Yazıcıoğlu'nun hazin vefatı sırasında dağ başında bırakılan CİHAN muhabiri ile ilgili bütün meslek örgütleri harekete geçtiği halde Basın Konseyi Başkanı ve yöneticileri anlamsız bir savunma psikolojisi geliştirdi. Hiçbir insaf ölçüsüne sığmayacak bir muameleyi içine sindirebilen Konsey, bu konudaki eleştirileri bir türlü hazmedemedi.

Oysa Gazeteciler Cemiyeti'nin tavrı ortadaydı. Yapılanın kabul edilemez olduğunu beyan ediyorlardı. Hatta Hürriyet köşe yazarı Ferai Tınç, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI International Press Institute) yöneticiliği sıfatıyla açıklama yapıyor, yapılanın bir ayrımcılık olduğunu söylüyor ve dağ başında bir gazetecinin terk edilmesini eleştiriyordu. Basın Konseyi dağ başındaki akreditasyon olayının altında ezildi.

Ezilmenin getirdiği mahcubiyet, zamanla hırçınlığa dönüştü ve yanlışlığı savunacağım derken cerbeze yapmaya kalktılar. Mesela Basın Konseyi olay gününde hava durumunun 13 derece olduğunu rivayet etti. Yanlış bir bilgiydi bu. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a verilmiş şaşırtmaca bir bilgiydi. Hava sıcaklığının 13 derece olduğu yer K.Maraş'ın Göksun ilçesiydi. Halbuki hadise Göksun'da değil; insanların donarak hayatlarını kaybettiği bir yerde yaşanıyordu. Meteoroloji'nin resmî raporuna göre gazetecinin bir kurmay albay tarafından terk edildiği yerdeki hava sıcaklığı -5 ile -8 arasındaydı.

Bu rapor açıklanınca Basın Konseyi yetkililerinden birinin ya özür dilemesi gerekiyordu ya da istifa etmesi. Defalarca istifa şansını heder edenler, bu sefer de vurdumduymazlığı tercih etti. Daha kötüsü polemik yapmaya kalkarak hakaret etmeyi denediler. Sebep? Size hakaret eden mi var? Sizi aşağılayan mı var? Tek bir şey bekleniyordu sizden: Dağ başında bir gazeteciye reva görülen kötü muameleye itiraz etmeniz. Bu kadarını da yapamıyorsanız bir meslek örgütü olduğunuzu nasıl iddia edebilirsiniz?