Yüzyılın en büyük gazete savaşında ne olacak?

Gazetecilik tarihinin en büyük rekabeti New York'ta patladı. Serdar Turgut NYT ile WST arasında patlayan savaşı yorumlamış...

GAZETECİLER.COM
Gazetecilik tarihinin en büyük rekabeti New York'ta patladı ve iki büyük marka arasına amansız bir savaş başladı. Şehrin ürettiği en güçlü markalardan biri olan New York Times sonunda dişine göre bir rakiple mücadeleye girişirken bütün dünyada gazetecilerin gözü bu savaşa dikilmiş durumda. Akşam yazarı 'New York uzmanı' Serdar Turgut da bugün köşesini bu rekabete ayırmış. Turgut  "Yüzyılın en büyük gazete savaşı" olarak nitelediği NYT ile Wall Street Journal arasındaki rekabetin geçmişini ve geldiği noktayı özetlerken ilginç bazı öngörülerde de bulunmuş.

Yüzyılın en büyük gazete savaşı çıktı

Sözde artık New York'a gitmemeye ve orayı artık düşünmemeye karar vermiştim. Ama bu olmuyor, olamıyor.
Yine şu an orada olmak, havasını koklamak ve günlük şehir dedikodularını anında öğrenmek, takip etmek istiyorum.
Bu kez şehirde olmak istememin nedeni, ne yeni açılan bir restoran ne de bir kitaba hemen ulaşmak arzusu.
Şehirde müthiş bir gazete savaşı başladı ve ben her sabah erkenden kalkıp nefis kahvemi alıp coffee roll kekimi yerken, savaşın tarafı gazeteleri, sıcağı sıcağına yan yana koyup okumak arzusundayım.

***
Savaşın tarafları Wall Street Journal (WSJ) ile New York Times (NY Times)
Rupert Murdoch'un Wall Street Journal gazetesi, New York şehrine özel bir gazete çıkarmaya başlayarak, şehirde kaliteli haberi tekelinde tutan NY Times'a kendi oyun alanında savaş açtı. Murdoch, hem en büyük olmanın peşine hem de ağırlıklı olarak NY Times'ın aldığı ilan payını onun elinden almaya çalışıyor.

***
Açılmış olan savaşın biraz tarihini anlatayım size.
Murdoch'un babası Avustralya'da bir medya patronuydu. Baba Murdoch, çocuğunu yanına alıp Amerika'ya gezmeye gelmişti.
Birlikte birçok şehri dolaştılar, New York'a geldiklerinde NY Times'ın patronu Sulzberger, baba oğul Murdoch'ları evine yemeğe davet etti.
Baba Murdoch, Sulzbergerlerin evine gitmeden önce çocuğuna 'Bak oğlum, şimdi evlerine gideceğimiz insanlar bu ülkenin ve de dünyanın en kaliteli, en iyi gazetesinin sahipleridir' diye anlattı. Çocuk o gün ileride bir gün kendisinin sahibi olacağı gazeteyi NY Times'ın yerine dünyanın en kaliteli 'en iyi gazetesi' haline getirmeye karar vermişti.

***
Murdoch'un bu geçmişini bilmeden onun Wall Street Journal'ı satın almak için neden bu kadar büyük savaş verdiğini ve ekonomik kriz döneminde gazeteye 5 milyar dolar gibi olağanüstü büyük bir para ödemeyi neden rahatlıkla kabul ettiğini anlayabilmek de pek mümkün değildir.
Murdoch, aslında bir çocukluk hayalinin peşindedir.

***
Gazeteyi satın alma işi resmen bittiği gün, Rupert Murdoch'un söylediği ilk laf yıllar önce kendi babasıyla evlerini ziyaret ettiği Sulzberger'in sahibi olduğu NY Times'ın şu anki patronu torun Sulzberger'e yönelik olarak 'Haydi artık savaş başlasın' cümlesi olmuştur.
Bu cümleyi de Murdoch'un çocukluk anılarını bilmeden anlamlandırabilmek pek de kolay değildir.

***
NY Times, global etkinliğine rağmen temelde bir yerel gazetedir. Yerel olduğu yerin New York gibi bir şehir olması, bu temel gerçeği değiştirmemektedir. NY Times, New York piyasasında gücü büyük olduğundan şehrin reklam gelirinin önemli bölümünü kapmaktadır ve bu şehirde güçlü olmadıkça da dünyada  güçlü olunamayacağını, Frank Sinatra'nın o meşhur 'New York New York' şarkısının sözlerini hatırlatırcasına daima göstermektedir (New York if I can do there I can do anywhere).

***
Murdoch, yıllar önce kendi kendisine vermiş olduğu sözü tutmaya girişti. NY Times'ın tahtına göz dikti. Hem şehirde en güçlü onun gazetesi olmalıydı hem de ilandan da en büyük payı da kendisi almalıydı.
Bu amaçları gerçekleştirebilmek için yıllardır şehirde kendisini borsanın bulunduğu sokak olan Wall Street'ten kurtarıp adanın kuzeyine doğru bir türlü çıkamamış ve şehir haberleri tekelini NY Times'a bırakmış olan WSJ gazetesine New York'a özel bir gazete çıkarttırmaya karar verdi.
Aslında durgun olan gazete piyasasında büyük yatırım hamlesi başlatarak kadro oluşturdu. Murdoch, kendisinin çok sevdiği The New York Sun gazetesinden ağırlıklı olmak üzere 25 kişilik şehre özel bir kadro kurdu (bu hamlenin şehirde gazeteciler için iş borsasını çok canladırdığı da söyleniyor).

***
Uzun hazırlık döneminden sonra bir hafta önce düğmeye basıldı ve Wall Street Journal New York gazetesi, piyasaya çıktı.
Kendi evlerinde ilk kez bu kadar büyük saldırıya maruz kalan NY Times da zaten endişeli bir bekleyiş vardı ama bu endişe WSJ New York piyasaya çıkınca korkuya da dönüştü. Çünkü Murdoch'un gazetesi son derece kaliteli bir tasarım ve içerikle ortaya çıkmıştı. Murdoch, özellikle NY Times'ın güçlü olduğu alanlar olan şehrin kültürü, sanat ortamı ve dedikodusu konularında çok iddialıydı ve bunlar da NY Times'ın gücünü kıracaktı.

***
Gündelik olarak kendi bloğunda her iki gazeteyi de karşılaştıran Harold Evans'ın dediği gibi WSJ çok kaliteli tasarımla ve iyi haber ve yazılarla çıkmış olsa dahi savaşı kimin kazanacağını şimdiden söylemek mümkün değil. Çünkü NY Times'ın ana gazetesinde şehir haberleri en fazla altı-yedi sayfa yer tutsa bile gazetenin her gün verdiği stil, sanat ve eğlence, yiyecek içecek, spor ekleriyle de aslında şehirde olan biteni anlatıyor. NY Times'ın da saldırıya, saldırıyla karşı vermesi bekleniyor.

***
Bu savaştan şehrin şimdiden kazançlı çıktığı söylenebilir, bir defa medyada hemen canlanma oldu, çok tecrübeli gazeteciler şehirde ne olup olmadığına konsantre olunca şehir de kendisine biraz daha çeki düzen vermeye başladı.

***
Bu savaşta benim gönlüm Rupert Murdoch'un kazanmasından yana. Çünkü hem Sulzbergerlerin NY Times'ının, yıllar süren rakipsiz hakimiyeti nedeniyle dinamikliğini kaybetmeye başlamıştı hem de Murdoch, öldü ölecek denilen gazetelere inancını hala daha sağlam tutuyor ve gazetelere yatırım yapıyor.

****
Evet başta da dediğim gibi ben bu pazar günü elime kahvemi alıp, Bryant Park'ta çimenlerin üzerine oturup önüme NY Times'ın hayli ağır olan pazar nüshasını alıp Wall Street Journal'ı da yanına koyup dalıp gitmek ve hayaller kuruyor olmayı çok isterdim doğrusu.