Youtube'dan sonra ilk kim sansürlenecek?
Akşam yazarı Yurtsan Atakan Youtube sonrasında ilk hangi sitenin sansürleneceğini açıkladı. İşte ilginç iddia.
Yazısına "YouTube'dan sonra Türkiye'den sansürlenecek
ikinci önemli site hangisi olacak tahmin edeyim mi?" diye
başlayan Akşam yazarı Yurtsan Atakan, "Gerçi
mevcut yasaya göre Google'ın da sansürlenmesi gerekiyor ama onu şu
anda şamar oğlanına döndürmekle yetinenler gırla gidiyor nasıl
olsa."
İşte Atakan'ın ilginç iddiası ve nedenlerini yazdığı bugünkü
köşesi.
"Bakın buraya yazıyorum, Türkiye'den sansürlenen ikinci önemli site
WikiLeaks olacak. Peki neden örneğin Ekşi
Sözlük filan değil de Türkiye'de henüz pek kimsenin
duymadığı WikiLeaks?
Ekşi Sözlük-Fatih Altaylı tartışmasında ben Fatih Altaylı'yı haklı
buluyorum. Ekşi Sözlük'ü küçümsediğimden filan değil. Bilakis Ekşi
Sözlük'ü Türkiye koşullarında çok başarılı buluyorum. Ama işte
Türkiye koşullarında...
Ekşi Sözlük başarılı, üstelik çok çok başarılı. Öte yandan bu
başarısını yok efendim ifade özgürlüğünü temsil ediyormuş, yok
insanlara fikirlerini özgürce ifade etmeleri için bulunmaz bir
ortam sunuyormuş filan gibi popülist söylemlerle abartanların
tutumunu da çok özür dilerim Ekşi Sözlük üslubuyla soytarıca
buluyorum.
Türkiye'de bundan sonra sansürlenecek site ne Ekşi Sözlük ne de bir
Türk sitesi olacak, kabak yine Batı'dan çıkma bir sitenin başına
patlayacak çünkü biz hakareti, çamur atmayı, hayasızca alaya almayı
değil düşünceyi ve bilgiyi tehlikeli sayıyoruz.
Dezenformasyondan değil, iftiradan değil, aşağılamadan değil fikrin
ve bilginin paylaşılmasından korkuyoruz.
Bunun için Ekşi Sözlük gibi içinde pek bir fikir, pek bir bilgi
kırıntısına rastlamanın zor olduğu siteleri değil, bilgi ve fikrin
paylaşıldığı tehlikeli(!) siteleri sansürlemeyi tercih ederiz. Ve
işte bunun için sansürlenme sırasının Ekşi Sözlük'te değil
WikiPedia ve/veya WikiLeaks'de olduğunu iddia ediyorum.
Çünkü bu batılı sitelerde, bizim oryantal sitelerimizde kusulan
kıskançlık, haset, kibir gibi saldırgan duygular değil, bilginin ve
fikrin paylaşımı var.
Bizde ise farklı fikre büyük bir tahammülsüzlük var. Farklı fikri
geçtim, kendi fikirlerimizi zayıflatacak bilgiye bile tahammülümüz
yok.
Biz üretmeyi sevmiyoruz. Fikir üretmeye bile tahammül edemememizin
altında, üreten insana duyduğumuz haset ve düşmanlık var. Yan gelip
yatmak varken, orada birilerinin bir şeyler üretmesini
kıskanıyoruz. Hele bu üretilen şey fikirse, iyice tepemiz atıyor.
Fikrin de yan gelip yatarken üretilebilir bir şey olmasından, yan
gelip yatarken kendimizin üretememiş olmasından büyük bir aşağılık
kompleksi duyuyoruz. Ve saldırıyoruz. Bizim yan gelip yatarken
üretemediğimiz şeyi bir başkası yan gelip yatarken nasıl üretebilir
diye köpürüyoruz.
Sık sık gelmeme rağmen ABD'yi her ziyaretimde şaşırırım. Hangi
şehrine gidecek olursanız olun, etrafta sayısız yerli turist
görürsünüz. Bir ülkeden çok koca bir kıtayı kaplayan coğrafyada
yerinde duran yokmuş gibi bir izlenim bırakır insanda. Sanki işleri
yokmuş gibi dolaşıp duruyorlar gibidir Amerikalılar ilk
bakışta.
Oysa hepsi harıl harıl bir şeyler ürettikleri için arı gibi dönüp
duruyorlardır ortalıkta. Garsonundan bulaşıkçısına, pilotundan
hostesine, pazarlamacısından satıcısına, öğretmeninden mühendisine
kadar hepsi köpek gibi çalışıyordur bir şeyler üretmek için.
Amerikalı'nın evsizi bile bizim dilencimizden daha fazla katkıda
bulunuyordur ekonomiye. En azından dilenmek için oğlunun, kızının
bir yerlerini kırıp üreten birey olmaktan çıkarmıyor olmaları bile
yeter.
Atakan'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.