Yoksa biz gerçekten 'hıyar mıyız?'
Kelebeklerin kaç saat aralıkla ve neden çiş yaptıklarını bile bilir sevgili büyüğümüz…
GAZETECİLER.COM
- Yok
efendim?..
Bu soruyu biz kendimizle ilgili
sormuyoruz…
Sevgili
büyüğümüz, Hıncal’ımız, Uluç’umuz, aabimiz
ve dahi âlimimiz
soruyor…
Biliyorsunuz?..
Kendilerinin bilgisi olmadığı bir
konuya henüz rastlanmamış olup, uzmanlar tarafından hangi konuda
bilgi sahibi olmadığı araştırılmaktadır…
Biz o uzmanlara
seslenelim:
Boşuna gayret
etmeyin!..
Kelebeklerin kaç
saat aralıkla ve neden çiş yaptıklarını bile bilir
sevgili büyüğümüz…
Diyelim ve sözünü ettiğimiz
makalesine geçelim…
Hande Ataizi haklı mı
yoksa..
Telefonla bağlandığı bir TV
şovunda, lafı ağzından kaçırmış, belli.. "Hıyarlar" demiş, bizim
için.. Magazin muhabirleri için kullanmış lafı. Magazin
muhabirleri, meslektaşımız olurlar.. Bizden.. Yani gazeteci.. Yani
laf, bize söylenmiş oluyor, bir yerde..
(...)
Hande'nin lafını düşünüyorum
günlerdir.. Çünkü düşündürüyorlar.. İfade özgürlüğünün savunucusu
olması gereken bizler, ağızdan öfke, ya da şaşkınlıkla kaçırılmış
bir lafın peşine takılmışız günlerdir yazıyor ha yazıyoruz..
Kendini bizim mesleğin temsilcisi sanıp, adımıza dava açanlar bile
var..
Biz, kendimize açılmış davalarla
boğuşur, yıllardır "Yahu biraz hoşgörü, biraz anlayış.. Hakaret
kastımız yok. Bu bir eleştiri" diye çırpınırken, mesleği bizim gibi
sözcükleri kullanma sanatı olmayan birinin bir lafından fena halde
alınıp, bir kaşık suda fırtına yaratıyoruz..
O zaman düşünüyorum, gerçekten,
kimse darılmasın, işte ben söylüyorum..
Hıyar mıyız, biz?.
***
Hande Ataizi kim?.
Onu 1996'da tanıdım. Filmde.. Mum
Kokulu Kadınlar adlı bir filmde harika bir oyun çıkarmıştı, 23
yaşındaki bir genç kız.. Zaten o yıl Altın Portakal En iyi Kadın
Oyuncu ödülünü aldı.
(...)
(...)
Hemen her gece bir yerdeydi..
Hızlı aşkların yolcusuydu. Çok ama çok da çarpıcı giyiniyordu. Son
moda, fevkalade dişi, seksi, dekolte.. İlle de "baktıran"
fotoğrafları magazin sayfalarını aşıyor, birinci sayfalara
taşınıyordu..
Bir gazeteci, bir magazin
gazetecisi için Hande tam da eskilerin "Körün istediği bir göz
Allah verdi, 28 göz" cinsinden bir bulunmaz Bursa
kumaşıydı..
Hande'nin olduğu yere git, işte
sana harika bir fotoğraf, hoş bir hikâye.. Çek, yaz, bas.. Baksın,
okusun millet keyifle..
Öyle İkoncan, mikoncan gibi koca
parasıyla mini etek giymekten başka özelliği olmayan yapay bir
görüntü değil..
Müthiş bir sanatçı.. Birbiri
ardına oynadığı diziler sayesinde, ülkenin en tanınmış genç
kadınlarından biri.. Sakınmıyor, saklanmıyor. Aşklarını da, güzel
vücudunu da gizleme gibi bir huyu yok..
Bir magazin muhabiri daha ne
ister?. Bir gazeteci?.
Hande baş tacımız olmalı değil
mi?..
Dünya aslında bunun üzerine
kurulmuş..
Tiraj için, reyting için "Yıldız"
gerek.. Varsa ne ala.. Yoksa, yaratır, el oğlunun medyası.. Çünkü
Yıldız, onun bindiği daldır.. Reyting, tiraj, yıldızla olur,
sıradanlarla değil.
. Biz ne yapıyoruz
peki..
Bıraktık yıldız yaratmayı.. Bu
ortamda hasbelkader kendini yaratan yıldızları da yok etmek için
çırpınıyoruz..
Arda'yı öldür.. Hande'yi bitir..
Fazıl Say'ı yok et.. Orhan Pamuk'u lanetle.. Bedri Baykam'ı
sil..
Bu liste uzar gider.. Kısasını
yapalım.. Bu medyanın sahiplendiği, yücelttiği, "Ben onunla
satarım. Kıymetini bileyim" dediği yıldızları sayalım, daha kolay
olur..
........
........
........
Eee!.. On dakika oldu, yazıya ara
verdim, düşünüyorum, hani nerde?.. Bende tek isim yok. Bende böyle
bir liste yok.. Sizde var mı?..
Bir gazeteci, bir magazin muhabiri
için Hande kadar cazip, Hande kadar baş tacı edilecek birini bulmak
kolay değil..
Buldun mu sarılacaksın.. Kıymetini
bileceksin. Daha da parlatacaksın ki, sana daha çok
sattırsın..
Oysa, bindiğimiz dalı, hatur hutur
kesiyor, bunu da gazetecilik sanıyoruz..
Hıyar mıyız, biz?.
Hıncal
uluç'un dükkânında malzeme bol
bildiğiniz gibi...
ancak en yarım gününüzün Uluç
okumakla geçeceğini de bilmenizi isteriz...