Yılmaz Özdil
Aleyhlerinde somut suç delilleri olduğu halde iktidar gücüyle polise teslim edilmeyen, halkı kandırmak için cami avlularında poz veren...
Gazetecilik yazılamayanı yazmak, yapılamayan haberi okura ulaştırmaktır.
Gazetecilik bilgilendirmektir kamuoyunu…
Haberi yazarken kimin işine yarayacağını veya kime zarar vereceğini akla bile getirmemektir.
Bunu yaparken de okuru sıkmamak; yüzlük coraspin gibi susuz bile içilebilmesine imkân vermektir.
Sözü Yılmaz Özdil’e getireceğim.
Yılmaz haber diliyle Türk okurunun tam aradığı “Muhabir”dir…
Ama…
“Muharrir” değildir Yılmaz…
Gelin görün ki Yılmaz’ın üzerine “Muhabir” tanımam…
Bugünkü Hürriyet’te “Kurmay olacağına bacanak ol” başlığı altında yayımlanan makalesi bilmediklerimizi öğretiyor, duymadıklarımızı (Belki de duyamayacaklarımızı) duyuruyor…
Ve…
Bir yanda somut görüntülere rağmen iktidar medyasının halen “onlar günahsız” dediği soyguncuları hatırlıyorsunuz makaleyi okurken…
Diğer yanda ise elde tek bir somu delil, görüntü, belge olmadığı halde “önceden hazırlandıklarını Başbakan’ın başdanışmanının bile kabul ettiği sahte CD’lerle kumpas kurularak tutuklanıp yargılananlar”…
Ve…
Halen hapiste yatanlar…
Bir yanda…
Aleyhlerinde somut suç delilleri olduğu halde iktidar gücüyle polise teslim edilmeyen, halkı kandırmak için cami avlularında poz veren “potansiyel suçlular”…
Diğer yanda…
Ortada tek bir somut delil olmamasına rağmen “Yargı davet Ettiği için” koşup gelen ve tutuklanarak cezaevine atılan ve orada unutulan “şerefli” subay, astsubaylar…
Ki...
Dünya casusluk tarihinde aynı askeri birlikte,300 adet casusun aynı anda görev yaptığı(!) dünya casusluk tarihinde yoktur...
Bundan sonra da olmayacak; olamayacaktır...
Çünkü...
Aynı birlikte aynı anda ve hem de kimlik numaralarını vererek casusluk yapan üç yüz kişiye "casus" değil, "salak" denir...
Ve...
Casus oldukları iddialarıyla tutuklu yargılanan 300 subay astsubay'ın zekâlarının kenddilerini yargılayanların zekâlarından bin kat daha yüksek olduğundan eminim...
Hâsılı...
Bu mükemmel haber/analiziyle Yılmaz Özdil’i ayakta alkışlıyorum…
Zira bir savcı, hele Öz gibi "etkin" bir savcının her adımı haberdir...
Ama be arkadaş...
Yılmaz'ın haberleri; savcı Öz'ün yediğinden, içtiğinden ve bilmem ne yaptığından çok daha önemlidir kamuoyu için...
Demek istemem o ki...
İktidar Medyası da sadece iktidarın işine gelen değil gelmeyen haberleri de yayımladığı gün onları da alkışlayacağım...