Yılmaz Özdil sansür yiyen yazısı ile döndü
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, önceki gün yaşanan ve yazısını çektiği krizin ardından direnen ve kazanan taraf oldu.
Medya kulislerine bomba gibi düşen gelişmelerin ardından Hürriyet Özdil'in kaleme aldığı Bekir Coşkun yazısını bugün kullanmak zorunda kaldı. Özdil, kendine has üslubuyla, gazeteyi gazeteci için "cezve"ye benzetiyor ve altındaki ateş yüzünden "gazetecinin suyu hep ısınır" diyor. Özdil kimi gazetecileri patatese, kimilerini de yumurtaya benzettiği yazısında Bekir Coşkun'un ise "kahve" olduğunu söylüyor.
İşte Özdil'in "Türk kahvesi" başlıklı o yazısı...
Gazeteci için...
Cezvedir aslında gazete.
Ateş vardır altında hep.
Suyu ısınır.
*
Patates mesela...
Koy cezveye.
Sıcağı görünce, gevşer.
Gelemez hiç zora.
Salar kendini.
O sert, dayanıklı zannettiğin karakter gider, ezilen büzülen, vıcık
vıcık bi şey haline gelir. Üzülürsün girdiği kılığa.
*
Veya, yumurta.
Kaynat cezveyi...
Patatesin zıddına tepki verir.
Şartlara direnir.
Ancak, o narin yapısıyla koruduğu içindeki canı öldürür, yüreğini
katılaştırır, çatlar çoğu zaman hatta, imha eder kendini; yarı
yolda çıkarıp alsan bile, hayata döndüremezsin artık onu.
*
Ya, kahve?
Bambaşkadır.
Şartlar değiştiğinde, şartların dayatmasına uyacağına, şartları
değiştirir.
Ortama lezzet katar.
*
Türk kahvesidir Bekir Coşkun.
*
Sabah güne başlarken, ya da, akşam günün yorgunluğunu atarken
yudumlamanız ondan.
*
Hazmetmenizi sağlar memleketi.
Zihin açar.
*
Onsuz basın, püreleşmiş patatesler, kalbi taşlaşmış yumurtalar,
telvesi
donmuş boş fincanlardan ibarettir.
*
Ve, siz hâlâ diyorsunuz ki:
"Köşesini almışlar elinden..."
Yanılıyorsunuz.
Keyfinizi elinizden aldılar aslında.
*
Hedef, o değildir çünkü.
O, aynı o.
Hedef sizsiniz.
Yılmaz Özdil'in yazısının tamamını
okuyabilirsiniz.