Yılmaz Özdil maç sonrası yazar gibi yazmış
Genelkurmay Başkanı'nın "Kâğıt Parçası" dediği "Şey"in gerçek bir belge olduğunu ve Başbakan tarafından resmen açıklandığını hayal edin...
"Demokratım, özgürlükçüyüm, aydınım"
ayaklarıyla, gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar.
Süsleyerek... Haysiyet cellatlığı yapıyorlar.
"Papağan efekti" yaratıyorlar.
Okuyan, inanıyor. İnanmakla kalmıyor, başkalarına anlatıyor.
***
Bu cümleler bize ait değil...
Yılmaz Özdil'in sütunlarından aldık..
Bir an için gözlerinizi kapatın...
Genelkurmay Başkanı'nın "Kâğıt Parçası" dediği
"Şey"in gerçek bir belge olduğunu ve
Başbakan tarafından resmen açıklandığını hayal
edin...
Ve ertesi günkü "Yandaş" gazetelerin köşelerini
getirin gözlerinizin önüne...
Yılmaz'ın bu yazdıklarının aynılarını; bazısı elli kelimeden oluşan
bir cümle içinde, kimisi ise Özdil gibi birkaç
kelimelik cümlelerle yazacaklardı...
Hani minik Vali Fahrettin Kerim Gökay, hınca hınç
dolu Taksim Meydanı'nı İsmet
Paşa'ya gösterip "İşte paşam
İstanbul" diyerek böbürlenmiş ama seçim sandıkları
açıldığında kaçacak delik aramıştı ya...
Bizim medyamız da aynen öyle...
"İşte sayın okur bizim medyamız!"...
Eleştirmez, hakaret ederler birbirlerine...
Koyar biri diğerini,
"Enayi" yerine...
Buyurun somut bir örnek...
Yılmaz Özdil...
Rakip takım taraftarlarını
kızdırmak için, sığ futbol yazarlarından biri tarafından
yazılmış bir "maç sonrası yazısı" gibi...