Yılmaz Özdil kaybetti

Çok okunma şehveti bazen seni de senden alıp bambaşka bir karakter haline getirerek kaybettiriyor.

Sana inanırım, sana güvenirim Yılmaz Özdil…

“Akçalı” konularda dürüst adamsındır…

Kimsenin bir kuruşunda gözün olmaz…

Fakir fukaranın devletin malına parasına asla göz dikmezsin…

Ama…

*

Çok okunma şehvetiyle ona buna çamur atmakta pek mahirsin…

Sadece sen yapmıyorsun bunu…

Kim ki azgın ve delirmiş okurun gözüne girmek, “çok tık” almak istiyor, aynı yönteme başvuruyor…

*

Bugünkü Sözcü’de “Al sana delil” başlığı altında yayımlanan yazında Sözcü’yü ve çalışma arkadaşlarını “yüceltmek” istiyorsun…

E canım olacak o kadar…

Buna hakkın var tabii ki…

*

Ama bu sırada, karşı mahallede yüzlerce temiz, haysiyetli, onurlu, namuslu meslektaşımızı da birkaç hırsızla aynı kefeye koyuyorsun…

Ve işte bu olmuyor Yılmaz kardeş…

*

Sevgili kardeşim…

Bu medya dünyası öyle bir puşt tarlası ki…

Sayıları az, etkinlikleri ve güçleri çok tetikçiler, çamurcular, müfteriler; temiz insanları karalamak için bahane arıyorlar.

*

Bugün, adlarını vermeden neredeyse hepsini “hırsız, yolsuz, namussuz” yerine koyduğun meslektaşlarımızın başına getirdiklerini, yarın bir başkası senin adını vermeden ama bire bir seni tarif ederek köşesinde yazabilir…

*

Bilirim üzerine yapışmaz…

Nitekim bugün genelleme yaptığın medya mahallesindekilerin de hepsinin üzerine yapışmadı…

Ama unutma…

*

Bu ülke medya ve siyasetinde karşı mahallede senin; sizin mahallede de karşı mahallenin güzel insanlarının üzerine toz kondurulduğunda onu “gübre” olarak algılamaya hazır milyonlar var.

*

Hâsılı Yılmaz Özdil…

Çok okunma şehveti bazen seni de senden alıp bambaşka bir karakter haline getirerek kaybettiriyor.