Yılmaz Özdil kaybetti çünkü...

Birilerini yaptığı gayri ahlâki bir davranışı, eylemi nedeniyle eleştiriyorsanız; aynı şeyi yapan bir başkası size öz ağabeyiniz kadar yakın

Bugünkü (19.10.2011) Hürriyet'te başlığı altında yayımlanan makalesiyle alkışlayacaktık Yılmaz Özdil'i...
Ama bir cümle yüzünden bunu yapamadık...
Alkışlayamadığımız gibi "kaybetti" diyeceğiz onun için...
Çünkü...
Gazetecilik "dürüst görünmeyi" değil, gerçekten "dürüst olmayı" gerektiren bir meslek...

Birilerinin yaptığı gayri ahlâki bir davranışı, eylemi nedeniyle eleştiriyorsanız; aynı şeyi yapan bir başkası size öz ağabeyiniz kadar yakın da olsa onu da eleştireceksiniz...
Yılmaz Özdil, meslektaşlarının kendisine tavır alışlarının sebebini anlatırken şöyle yazıyor:

".... Cemiyet üyelerinin nüfuzunu kullanarak arazi kapatıp, kendilerine yazlık inşa ettirdiğini manşet yapmıştım."


İyi ama Yılmaz Özdil...

Yıllardır öve öve göklere çıkardığın, amirlerinden, ağabeylerinden biri mesleğinin gücünü kullanarak binlerce dönüm tarlayı köylüden on kilo domates fiyatına satın aldıktan sonra, imarlı arsaya çevirip medya dünyamızın en zengin kişisi olmadı mı?..
Olduysa -ki oldu- neden aleyhinde tek satır yazmadığın gibi onu "En Dürüst aabi" ilân edip duruyorsun?..
Çifte standart yok Yılmaz Özdil; çifte standart yok...
Ve sen bugün çifte standart yaptığın için kaybettin...