Yılmaz Özdil için...
O yazının adında madenciliğimizin perişan halini anlatabilmek için “medeniyet” yerine “Madeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” demiştin…
İşte ya Yılmaz, işte bu…
Yani…
Bugünkü Hürriyet’te “O madende kaçak çalıştırılan taşeron işçi Ali, anlatıyor” başlığı altında yayımlanan makalen…
Hatırlıyorum…
Dört beş yıl önce de yazmıştın bugünkü yazının hemen hemen aynısını…
O zaman da alkışlamıştım seni…
Bugün yine alkışlayacağım…
O yazının adında madenciliğimizin perişan halini anlatabilmek için “medeniyet” yerine “Madeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” demiştin…
Bugün de gördük işte…
O “Maden’iyet” ne işler açtı başımıza…
En iyisi mi Yılmaz; bundan sonra canlı yayına telefonla falan bağlanma…
Belli ki sen de benim gibi dilini tutamıyorsun…
Hızlı düşünüyorsun…
Ve haliyle önce ateş edip sonra nişan alıyorsun…
Neyse…
O konuya bir daha girmeyeyim…
Dört – beş yıl önceki yazının tekrarı da olsa (İlle de bıyıklar için “babaçko” yakıştırmana kadar “aynı” olsa da) günün mana ve önemine binaen “cuk” oturmuş bir yazı olmuş…