Yılmaz Güney yaşasa PKK'lı olur muydu?
Bu soru tartışma yaratacak. Türk sinemasının 'Çirkin Kral'ı Yılmaz Güney yaşasaydı PKK'lı olur muydu?
GAZETECİLER.COM -
Milliyet yazarı Nagehan Alçı yeni bir tartışmanın fitilini
ateşleyecek bir yazı yazdı ve "Yılmaz Güney yaşasaydı PKK'lı olur
muydu?" diye sordu.
Alçı yazısında dönemin şartlarında Kürt kimliğini
vurgulamadan sanat yapan Güney'in yaşasaydı Avrupa'da PKK'nın en
önemli destekçisi olacağını iddia etti.
İşte o satırlar...
"3. Roma Türk Film Festivali’nde bir İtalyan gazeteci
“Yılmaz Güney Kürt değil mi? Neden hiçbir yerde Kürt
yazmıyorsunuz?” diye sormasa Pandora’nın kutusu yeniden
açılmayacaktı. Hakikaten Yılmaz Güney için ne demeli? Kürt mü? Türk
mü? Yoksa Kürt asıllı Türkiyeli mi? Dünkü Milliyet’te Ayşegül
Sönmez’in köşesini okurken aklıma bu sorular takıldı...
* * *
Güney yurtdışında geçirdiği son yıllarında daima Kürt
milliyetçisi bir söylem içindeydi. Türkiye’de ‘Çirkin
Kral’ olarak popülerleştiği 60’larda ve aynı zamanda
politik sinemacı olarak yıldızlaştığı 70’lerde ise Kürt kimliğini
hiç vurgulamazdı. Bu, o dönem Türkiye’sinde zaten imkansızdı. Eğer
Güney o dönem Kürt kimliğini vurgulasaydı sadece devletin değil,
tüm Türk sanat dünyasının da hedefi olurdu. Zihni Kemalizm’le
formatlanmış Türk sanat ve sinema dünyası onu herhalde aforoz
ederdi.
* * *
Güney 70’lerde politik sinemacı olarak sosyalist kimliğini öne
çıkardı. Türk sanat ve medya camiasındaki sol Kemalistler de Kürt
vurgusu olmayan Güney’in sosyalizmini kabullendi, benimsedi. 84’te
öldüğünde PKK henüz çıkıyordu. Benim kanaatim o ki, şayet Güney
yaşasaydı PKK’nın Avrupa’daki en önemli
destekçilerinden biri olurdu. Kürt milliyetçisi çizgisi ve algısı
dolayısıyla ‘Kürt sanatçı’ olarak anılırdı.
* * *
Ben bir sanatçının ya da bir bilim insanının duruşu ile onun hangi
kimlikle anıldığı arasında yakın ilişki olduğunu düşünüyorum.
Mesela Fatih Akın pasaporta bakıldığında Alman, Ferzan Özpetek ise
İtalyan ama iki yönetmen de Türk kültüründen beslenerek
bulundukları noktalara geldiler. Onlar bulundukları ülkelerde de
‘Türk’ler. Mehmet Öz ve Ahmet Ertegün ise öyle değil. ABD’de çok
önemli noktalara geldiler ama Türk kimliklerini vurgulamadılar.
ABD’de sokaktan geçen neredeyse herkes Dr. Oz deyince kimi
kastettiğini bilir, New York’taki şehir turlarında evi Woody Allen
ve Denzel Washington’ın evinden sonra gösterilir ama pek kimse onun
Türk asıllı olduğunu bilmez. O Amerikalıdır sadece. Ertegün de
öyle. Türklere çok yardım etmiştir ama kariyerini inşa ederken Türk
kimliğini vurgulamamıştır.
Negahan Alçı'nın yazısının tamamını buradan
okuyabilirsiniz