Yılmaz Erdoğan sansüre dur diyecek mi?
"Lamı cimi yok Altın Portakal'da Gezi'yi anlatan bir belgeselin yarışmadan çıkarılmasının adı sansürdür..."
İşte Semercioğlu'nun bugünkü köşesinden çarpıcı bir bölüm:
Reyan Tuvi'nin yönettiği, daha önce İstanbul Film Festivali'nde,
Adana Altın Koza'da gösterilen "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya
Dek" adlı Gezi Belgeseli'nin Antalya'da
kapı dışarı edilmesi Altın Portakal'a gölge düşürmüştür...
Yok belgeselin içinde 'şahsa hakaret' varmış, yok
'Cumhurbaşkanı'na hakaret' varmış bunların hepsi
bahanedir...
İşin özü şudur:
AK Partili Belediye Başkanı Menderes Türel'in yönetiminde
gerçekleşen bir festivalde Ak Parti'nin kimyasını bozan Gezi'yle
ilgili bir belgeselin yayınlanması istenmemiştir.
Nokta!
YILMAZ ERDOĞAN NE YAPACAK?
Peki bu durumda başta jüri başkanı Yılmaz
Erdoğan olmak üzere Antalya jürisi ne yapacak?
Sanatçının özgürlüğünün elinden alınmasına, sanatın
sansürlenmesi karşısında nasıl bir tavır gösterecek...
Jüride Yılmaz Erdoğan'la birlikte yer alan Bülent Emin
Yarar, Meral Çetinkaya, Songül Öden gibi değerli
oyuncular...
Hayk Kirakosyan, Ebru Ceylan, Belmin Söylemez gibi
kıymetli sinemacılar bu duruma ne diyecek...
Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaklar yoksa sansüre karşı
seslerini yükseltecekler mi?
Ben Menderes Türel gibi demokrat bulduğum bir başkanın, "Bu
festivalde Gezi belgeseli de yarışabilir" diyerek olaya
başında müdahale etmesini ve durumu bu noktaya getirmemesini
beklerdim...
Belli ki o da gelecek baskılardan çekinmiş ve sansüre zemin
hazırlamış...
Ama yukarıda saydığım sanatçıların Menderes Türel gibi sırtında
yumurta küfesi yok ki...
Hiçbiri Antalya'yla, jüri üyeliğiyle varolmadı, hiçbiri
siyasetten kariyer yapmadı...
Bu yüzden merak ediyorum, sanatçılar sansüre uğrayan bir sanatçı
arkadaşlarına sahip çıkacak mı...
Yoksa, "anladık iyisiniz ama neye yarıyor
iyiliğiniz" mi diyeceğiz...