Yiğitist demokrasi her ülkeye lâzımdır!...
Hangi gelişmiş demokraside öküzlerin sorunu için yürüyen eşek vardır ki, bizim demokrasimizde olsun?..
ADNAN BERK
OKAN
Çok Yiğit adam bu adam aabi çok yiğit...
Hatta nasıl desem, "Patriot" aabi bu adam!...
Herkesten daha fazla vatansever...
Herkesten daha Milliyetçi...
Müthiş demokrat da ha!...
Gerçi demokrasi anlayışının temeli "ekonomik"...
Yani:
"Ekonomi tam da büyürken, Türkiye genleşirken (demek ki yeni toprak işgalleri yapılıyor ama şimdilik halkın haberi yok. A.B.O.) herkes sussa, siyasal iktidara biat etse ne güzel olur" modunda ama olsun...
Şimdi aklıma geldi...
Trakya'nın sevimli Romanları bir ekmekle bir köfte, iki ekmekle iki köfte yerdi parasızlıktan...
"Ne kaa (kadar) ekmek, o kaa küfte" lâfı da işte oradan geliyor...
Gelin görün ki kendisi de benim gibi bir Trakyalı olan Yiğit o kuramı ters çevirip söylüyor...
Yani Yiğit'e göre demokrasi ile ekonomi arasında ters orantı var...
Ne kaa çok demokrasi, o kaaa az ekonomik büyüme...
Ne kaaa az demokrasi o kaaa çok ekonomik büyüme..."
Yahu ben Yiğit'in bu zihniyetini bir yerlerden tanıyorum ama nereden?..
Nereden?..
Nereden?..
Hah işte buldum:
12 Eylül 1980'de yaptıkları askeri darbeyle hükümeti devirip parlamentoyu kapatan generaller böyle söylüyorlardı...
"Siyasi partiler kapatılmış, grev hakkı yasaklanmıştır!"...
Neden siyasi partiler kapatılmış, grev hakkı yasaklanmıştır?..
Çünkü hem siyasi partiler ve hem de grev hakkı ekonomiye zarar(!) vermektedir...
Yani...
Demokrasi, ekonomik büyümenin önündeki en büyük engeldir...
Ve daha buna benzer nice yasak...
Yiğit de işte o faşist - cuntacı generaller gibi...
"Ekonomi tam büyür, halkımızın refahı artarken nasıl şeymiş o demokratik haklar da yani" Evren'sel güzellemesi yapıyor...
Meselâ...
Dolmabahçe'de polisle çatışan gençlerin arasında "öğrenci olmayan" çok kişi varmış...
Kim mi, söylüyor?..
Canım elbette Yiğit söylüyor!..
Haksız mı yani?..
Demokrasi dediğiniz nedir?...
Her sosyal sınıfın kendi arasında dayanıştığı veya çatıştığı bir sistem değil mi?..
Öyleyse:
Doktorlar, doktorların sorunlarının çözümü için...
Avukatlar, avukatların sorunlarının çözümü için için...
Mühendisler, mühendislerin sorunlarının çözümü için...
Öğretmenler, öğetmenlerin sorunlarının çözümü için...
Futbolcular, futbolcuların sorunlarının çözümü için...
Basketbolcular, basketbolcuların sorunlarının çözümü için...
Gazeteciler, gazetecilerin sorunlarının çözümü için...
Kadınlar, kadınların sorunlarının çözümü için...
Erkekler, erkeklerin sorunlarının çözümü için...
Öküzler de öküzlerin sorunlarının çözümü için yürümeliler...
Söyler misiniz Yiğit'e:
Hangi gelişmiş demokraside öküzlerin sorunu için yürüyen eşek vardır ki, bizim demokrasimizde olsun?..
Avukatların sorunlarının çözümü için niçin doktorlar yürüsün?..
Ya da gazetecilerin sorunlardan öğretmenlere ne?..
Bu demokrasi gerçekçiliğine(!) ve bencilliğine(!) rağmen nasıl olur da öğrenci olmayan bir genç, öğrenci olan bir başka gencin sorunu için yürür ve sokakları aşıdırır?..
Yaşşa be Yiğit...
Gerçek demokratların yüreklerine su serptin valla...
Ve siz ey Yiğit kopyaları; sizler de çok yaşayın e mi!..
O halde!..
Üniversiteleri kapatalım...
Delikanlılığı yasaklayalım...
Delikanlılıktan hemen yaşlılık aşamasına geçişi sağlayan yeni ilâçların bulunması için arge şirketleri kuralım...
Onu da başaramazask anayasayı değiştirip; "17 yaş ile 35 yaş arası yasaklanmış olup, bu on sekiz yılı yaşamak isteyenlerin TCY'sı bilmem kaçıncı maddesi uyarınca yargılanarak müebbed hapis cezasıyla tecziyeleri" diyen yeni bir madde ekleyelim...
Yaşasın ortayaş ve ihtiyarlık...
Kahrolsun delikanlılık!..
adnanberkokanqgmail.com
Çok Yiğit adam bu adam aabi çok yiğit...
Hatta nasıl desem, "Patriot" aabi bu adam!...
Herkesten daha fazla vatansever...
Herkesten daha Milliyetçi...
Müthiş demokrat da ha!...
Gerçi demokrasi anlayışının temeli "ekonomik"...
Yani:
"Ekonomi tam da büyürken, Türkiye genleşirken (demek ki yeni toprak işgalleri yapılıyor ama şimdilik halkın haberi yok. A.B.O.) herkes sussa, siyasal iktidara biat etse ne güzel olur" modunda ama olsun...
Şimdi aklıma geldi...
Trakya'nın sevimli Romanları bir ekmekle bir köfte, iki ekmekle iki köfte yerdi parasızlıktan...
"Ne kaa (kadar) ekmek, o kaa küfte" lâfı da işte oradan geliyor...
Gelin görün ki kendisi de benim gibi bir Trakyalı olan Yiğit o kuramı ters çevirip söylüyor...
Yani Yiğit'e göre demokrasi ile ekonomi arasında ters orantı var...
Ne kaa çok demokrasi, o kaaa az ekonomik büyüme...
Ne kaaa az demokrasi o kaaa çok ekonomik büyüme..."
Yahu ben Yiğit'in bu zihniyetini bir yerlerden tanıyorum ama nereden?..
Nereden?..
Nereden?..
Hah işte buldum:
12 Eylül 1980'de yaptıkları askeri darbeyle hükümeti devirip parlamentoyu kapatan generaller böyle söylüyorlardı...
"Siyasi partiler kapatılmış, grev hakkı yasaklanmıştır!"...
Neden siyasi partiler kapatılmış, grev hakkı yasaklanmıştır?..
Çünkü hem siyasi partiler ve hem de grev hakkı ekonomiye zarar(!) vermektedir...
Yani...
Demokrasi, ekonomik büyümenin önündeki en büyük engeldir...
Ve daha buna benzer nice yasak...
Yiğit de işte o faşist - cuntacı generaller gibi...
"Ekonomi tam büyür, halkımızın refahı artarken nasıl şeymiş o demokratik haklar da yani" Evren'sel güzellemesi yapıyor...
Meselâ...
Dolmabahçe'de polisle çatışan gençlerin arasında "öğrenci olmayan" çok kişi varmış...
Kim mi, söylüyor?..
Canım elbette Yiğit söylüyor!..
Haksız mı yani?..
Demokrasi dediğiniz nedir?...
Her sosyal sınıfın kendi arasında dayanıştığı veya çatıştığı bir sistem değil mi?..
Öyleyse:
Doktorlar, doktorların sorunlarının çözümü için...
Avukatlar, avukatların sorunlarının çözümü için için...
Mühendisler, mühendislerin sorunlarının çözümü için...
Öğretmenler, öğetmenlerin sorunlarının çözümü için...
Futbolcular, futbolcuların sorunlarının çözümü için...
Basketbolcular, basketbolcuların sorunlarının çözümü için...
Gazeteciler, gazetecilerin sorunlarının çözümü için...
Kadınlar, kadınların sorunlarının çözümü için...
Erkekler, erkeklerin sorunlarının çözümü için...
Öküzler de öküzlerin sorunlarının çözümü için yürümeliler...
Söyler misiniz Yiğit'e:
Hangi gelişmiş demokraside öküzlerin sorunu için yürüyen eşek vardır ki, bizim demokrasimizde olsun?..
Avukatların sorunlarının çözümü için niçin doktorlar yürüsün?..
Ya da gazetecilerin sorunlardan öğretmenlere ne?..
Bu demokrasi gerçekçiliğine(!) ve bencilliğine(!) rağmen nasıl olur da öğrenci olmayan bir genç, öğrenci olan bir başka gencin sorunu için yürür ve sokakları aşıdırır?..
Yaşşa be Yiğit...
Gerçek demokratların yüreklerine su serptin valla...
Ve siz ey Yiğit kopyaları; sizler de çok yaşayın e mi!..
O halde!..
Üniversiteleri kapatalım...
Delikanlılığı yasaklayalım...
Delikanlılıktan hemen yaşlılık aşamasına geçişi sağlayan yeni ilâçların bulunması için arge şirketleri kuralım...
Onu da başaramazask anayasayı değiştirip; "17 yaş ile 35 yaş arası yasaklanmış olup, bu on sekiz yılı yaşamak isteyenlerin TCY'sı bilmem kaçıncı maddesi uyarınca yargılanarak müebbed hapis cezasıyla tecziyeleri" diyen yeni bir madde ekleyelim...
Yaşasın ortayaş ve ihtiyarlık...
Kahrolsun delikanlılık!..
adnanberkokanqgmail.com