Yiğit Bulut hayal dünyasında yaşıyor!..
Hele Paşa hakkında ortaya atılan bütün iddiaların "Şehir Efsanesi" oluşuna hükmedişin vardı ya;
ADNAN BERK OKAN
Şu yazacaklarımı iyi oku sevgili Yiğit (Bulut)…
Çünkü…
Bugünkü makalende yer alan bir cümlenin nasıl da "abes" olduğunu anlatacağım sana...
Ne kadar stratejiden habersiz olduğunu…
Taktik ve plânlama konusunda niçin sınıfta kaldığını…
Önce o kendini ayağından vurduğun notunu bir kez daha hatırlayalım:
Diyorsun ki:
"Beni, Başbakan ile yaptığım programlar sonrası kıskançlık içinde topa tutanlara bir mesajım var: 12 Eylül'ü eleştiren ve 'Sorgulayalım' tezini ortaya koyan Başbakan Erdoğan da, o ihtilali yapan '5 kişiden biri olan' Şahinkaya da 'benimle konuşuyorsa'; bence oturup biraz düşünün 'Neden?' diye! Bana saldırarak, mesleğinizde ilerleyemezsiniz! Bilmem anlayabilecek misiniz?!"
Demek istiyorsun ki:
"Başbakan ve Şahinkaya benimle çok güvenilir ve yansız olduğum için konuşmak istediler...
Beri bak aslan Yiğit'im: Yanılıyorsun…
Sayın Başbakan seninle konuşmayı tercih etti çünkü "işine sen geliyordun"...
Sayın Başbakan seninle konuşmayı tercih etti çünkü“Sekuler” veya “Merkez Medya” olarak tanımlanan, daha ziyade A-B gurubu yurttaşların izledikleri haber kanallarının hiçbir moderatörü Sayın Erdoğan’a senin sorduğun pamuk gibi sualleri tevcih etmezdi…
Meselâ Cüneyt Özdemir…
Halkın (muhalif – muvafık fark etmez) aklına gelen her konuda "sorgulama” yapardı…
Ya da Ahmet Hakan...
Kendi dönekliğini bahane edip Başbakan’daki dönüşmeyi bir güzel kurcalardı…
Veya Can Dündar...
Romantizm kokan, gül bahçelerinden esintiler taşıyan buğulu sesiyle Sayın Başbakan’ın saçlarını havaya dikecek konulara dalardı…
Ya da kabul edip çıksaydı Fatih Altaylı...
Makara gibi soruları art arda patlatır, bazen arı gibi bal verirken ağzının ucuyla bazen de dikenini çıkarıp canını yakardı Sayın Başbakan’ın…
Yani aslan Yiğit'im de canım hemşerim;
Sayın Başbakan seni dişine göre bulduğu için çıktı karşına…
Ve haklı olduğunu görmenin sevincini yaşattın Sayın Erdoğan’a…
Geleyim 12 Eylül Paşası’na…
Müthiş adildin Paşa’ya karşı…
Hatta biraz fazla adildin...
Hele Paşa hakkında ortaya atılan bütün iddiaların "Şehir Efsanesi" oluşuna hükmedişin vardı ya; Paşa bile kendini o kadar güzel ifade edemezdi...
Ve biz de seni “Günün Televizyoncusu” seçtik zaten…
Ama…
Paşa seni telefonla aradığında, kurmaylığın verdiği deneyimiyle hareket ediyordu aslan Yiğit'im...
Çünkü...
Paşa hakkında ortaya atılan iddialara inananlar; senin ve hükümete destek verenlerin programlarını tercih edenlerdi...
Sevgili hemşerim;
Diyelim ki Şahinkaya Paşa da Sayın Evren ve diğerleriyle birlikte (rahmetli Celâsun öbür dünyada yargılanıyordu) Yüce Divan’da yargılanacak…
Anayasa Mahkemesinin 11 üyesinden sekizi zaten Paşa’nın yanında yer alacak olanlardan…
Yani onların izlediği bir kanala çıkması Paşa’ya bir şey kazandırmaz…
Dilediği zaman hepsini evine davet edip anlatır derdini...
Amaaa....
Yeni atanacak üyeler Sayın Başbakan'ın istediği kişiler olacak...
Ve o potansiyel üyeler son otuz yıldır Şahinkaya aleyhinde ortaya atılan iddiaları dinleyerek büyümüşler…
İşte onlara (ki o potansiyel üyelerin hepsi seni mutlaka izliyorlardır) mesaj vermesi gerektiğini biliyor Paşa…
Sadece onlar mı?..
(Vakti varsa) Sayın Başbakan'ın ve yine fırsat bulurlarsa Bakanlar ve Ak Partili milletvekillerinin de senin programına konuk olduğu için Paşa’yı dinleyeceklerinden emindi Sayın Şahinkaya…
Yani aslan Yiğit…
Karşındaki kişi, her ne kadar darbeci falan da olsa, Dünyanın en büyük ilk dört ordusundan birinde Hava Kuvvetleri Komutanlığına kadar yükselmiş bir Kurmay Subay…
Mesleği taktik ve strateji olan biri…
Yani, davalının aptalı gibi gidip de derdini mübaşire anlatacak biri değil...
Yani…
Ne Cüneyt Özdemir’in izleyicileriydi Şahinkaya Paşa’nın hedefi…
Ne Ahmet Hakan’ın, ne Can Dündar’ın ne de Fatih Altaylı’nın…
Sayın Şahinkaya Başbakan’a ulaşmak istiyordu, sayende ulaştı…
O Bakanlara ulaşmak istiyordu sayende ulaştı…
O Ak Partili vekillere ulaşmak istiyordu sayende ulaştı…
O potansiyel AM üyelerine ulaşmak istiyordu sayende ulaştı…
Sayın Tahsin Şahinkaya seni “Değerlendirdi” hemşerim, "değerlendirdi"…
Aha işte bunu yaz bir tarafa…
Şimdi aklıma geldi...
Tenezzül(!) etmezsin ama Kemal Kılıçdaroğlu'na telefon aç ve sor bakalım; atv, Kanal 7, STV, kanalTürk, ÜlkeTV, Net TV ve benzeri hükümete destek veren kanallarda senin gibi yumuşacık bir moderatörün karşısına çıkıp kendi hakkında yanlış düşünen milyonlara mı ulaşmak ister?..
Yoksa Halk TV'ye çıkıp her birine tek tek hakaret etse yine de CHP'den vazgeçmeyecek partililere mi?..
Sor ve bana bildir...
Eğer "Halk TV'ye çıkmayı isterim" derse senden özür diler, prensip bozup ilk kez bir lider için hiç de iyi olmayan şeyler söylerim...
adnanberkokan@gmail.com