Yiğit Bulut, Fatih Altaylı'nın kanını dondurdu

Altaylı'dan Yiğit Bulut'u çıldırtacak bir eleştiri geldi bugün. Meğer Yiğit Bulut, Başbakan Erdoğan'a İnternet ve gazeteler için bir sansür kurulu önerisinde bulunmuş.

ADNAN BERK OKAN

Fatih Altaylı,
yeni ve çok daha sakin, uzlaşmacı bir döneme girileceği konusundaki umuduna, Başbakan'ın Mevlâna'dan aktardığı bir sözü karine gösteriyor:

"Eleştiriye karşı değiliz. Dost acı söyler. Mevlânâ 'İyi bir dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur' der..."

Fatih Altaylı'ya "destek" sayın Başbakan'a ise naçizane "uyarı" olarak Mevlâna'nın bir başka sözünü kendi çevirimle hatırlatayım:

"Bilir misin neden gammaz değildir aynan; yüzünün kiri, pası silinmemiş de ondan"...

Sayın Başbakan bilmeli ki kendisine kötülük gelirse yanlışını eleştiren, doğrusunu alkışlayanlardan değil, yanlışını bile "doğruymuş" gibi gösteren kirli, tozlu yüzlü aynalardan (dost görünenlerden) gelecektir...
Bu aynalardan biri de Yiğit Bulut'tur...
Nitekim Yiğit Bulut, Sayın Başbakan'a yaptığı "baskıcı, müdahaleci, dominant" bir öneriyle (verdiği akılla) kendi genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı'nın bile kanını dondurmayı başardı dünkü kahvaltıda...
O Fatih Altaylı ki internet sitelerinde (belki de) en çok eleştirilen bir numaralı medya yöneticisi ve yazardır...
Buna rağmen internet sitelerinin özgürlüğünü savunurken; Yiğit Bulut ise adeta polis kontrolünde bir internet medyası önermektedir...

Fatih Altaylı bugün "İleri demokratik bir fikir" başlığı altında yayımlanan ve Yiğit Bulut'un aklı başında, fikri hür, vicdanı hür herkesin kanını donduracak önerisi için bakın neler diyor:

BAŞBAKAN'la gazetecilerin yaptığı sohbette benim kanımı donduran öneri ve soru Yiğit Bulut'tan geldi.
Bulut soru sormak için mikrofonu eline aldı ve "RTÜK benzeri bir üst kurulun" tüm medya için kurulmasını önerdi. Gazete ve internet sitelerini denetleyecek bir üst kurul talep etti.
Yiğit Bulut bunu daha önce de önermişti. Ben de "Sansürsüz diye program yapan biri böyle bir şey istememeli" diye kendisine söylemiştim.
Yiğit, Başbakan'ın karşısında bu önerisini tekrarlayınca gayri ihtiyari "Yok daha neler" dedim.
Demokrasilerde, hele hele "ileri demokrasilerde" böyle kurulun veya kurumun varlığı akla bile getirilemez.
Demokrasiler ve ileri demokrasiler "söz söyleme özgürlüğü" ve "fikir hürriyeti" üzerine otururlar.
Bunun temelinde de basınm söz söyleme ve fikir beyan etme hürriyeti gelir.
Eğer siz bir üst kurul benzeri yapıyla gazetelerin, giderek gelişen ve güçlenen internet medyasının önünü kesmeye, onları denetim altına almaya kalkışırsanız o zaman "ileri"yi bırakın, demokrasiden bile söz edemezsiniz.
Böyle bir kurul olsa olsa darbe dönemlerinde, cunta ile yönetilen ülkelerde ya da İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya'sında, İtalya'sında, İspanya'sında olabilir.
Allah'tan Başbakan, Yiğit Bulut'un bu önerisine gülüp geçti ve böyle bir şeyin olamayacağmı söyledi de içimiz rahatladı.
Ya "Bu süper bir fikirmiş" deseydi halimiz nice olurdu!