Yiğit Bulut çirkin üslubunu sürdürüyor

"Efendiler, saldırın, gücünüzün son "damlasına" kadar saldırın, ama şunu da bilin ki; zaman aleyhinize işliyor"

GAZETECİLER.COM - Yiğit Bulut bugün Habertürk'teki köşesinde "Türk halkına açık mektup..." başlıklı bir yazı ile Başbakan Erdoğan ile yaptığı röportajı savundu.

Tıpkı Habertürk'ün internet sitesinde önceki gün yazdığı gibi, saldırgan ve çirkin bir üslup ile kaleme aldığı yazıda medya patronlarının Başbakan'ı "öteki" olarak gördüğünü ve "borazan" diye tanımladığı gazetecilerin de patronlarının "kokuşmuş" çıkar ilişkilerini savunmaya çalıştıklarını ileri sürdü.

İşte kendisinin de içinde bulunduğu medya camiası için "borazan", "şaklaban" gibi çirkin sözler kullanan Yiğit Bulut'un köşeyazısından bir bölüm:

"Sevgili dostlarım, kaç gündür, basının bir bölümündeki "şahsıma yöneltilen" organize saldırıyı gülerek ve aslında bu ülke adına üzülerek izliyorum.

Suçumuz, "Başbakan'a kendini ifade etmesi için imkân sağlamak" ve "öteki" gibi davranmamak! Başbakan dediğin nedir ki; birinci derece suçlu! Hele Erdoğan, onlara göre "tam bir öteki"! Neden mi? Onların düşündüğü gibi düşünmez, onlar gibi yaşamaz, onlar gibi giyinmez; kızı-oğlu ellerinde "içki kadehleri" Reina'da, Çeşme'de sabahlamaz; eşi kumar masalarında yığılıp kalmaz! Hazine bonolarından aldığı faizi yediği anlar "dergilere" kapak olmaz! O tam bir "ötekidir", hayat tarzı onlara göre farklıdır ve "cezalandırılması" gerekir! Hatta o kadar ötekidir ki; kızları başını örttüğü için bu ülkede okuyamaz! Suçu bu kadarla da kalmaz. Onların "taptıklarına" tapmaz, biat ettiklerine etmez, "yerleşik düzenin" çarklarına su taşımaz, doğru veya yanlış kendi inandıkları ve kendi yolu vardır. Tekrar ediyorum; doğru veya yanlış önemli değil; kendi "yolu" vardır ve asla "sermayenin tahakkümüne" girmez.
(...)

Sevgili dostlar, son yaşananlardan sonra şunu çok net bir kez daha gördüm: Bu ülkede "çıkar odaklarının kol kola girdiği" iğrenç derecede kokuşmuş "kirli" bir tabaka var.

Yıllarca bu ülkenin kanını emmişler, bu da yetmemiş "basın" diye karşımıza çıkardıkları "şaklabanlar" ile "istediklerine inanmamızı" sağlamışlar, içeriden ve dışarıdan öyle "kenetlenip, o kadar korkunç" bir "rant mekanizması" kurmuşlar ki; kendi değirmenlerine su taşımayan herkesi "öteki" ilan etmişler...

Şimdi "tasfiye" zamanı! Bu düzen çökecek, medyadan finans sistemine, sermaye piyasasından basının en küçük noktasına kadar "çöreklenenler" yok olacak ve yok olurken bu halka hesap verecek! Ey "çöreklenenler" ve onların "borazanları"; sizin için "veda vakti". Ama bu "veda" ve arkasından gelecek seda, şairin dediğinin aksine hiç ama hiç "hoş" olmayacak.

Efendiler, saldırın, gücünüzün son "damlasına" kadar saldırın, ama şunu da bilin ki; zaman aleyhinize işliyor ve siz tükeniyorsunuz. Güle güle gidin, bizleri de unutmayın.

İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları