Yiğidim, aslanım ekranda çakıyor!..
Meselâ konuşmalarından polisi savunduğu, statüko ve ceberrut devletten yana olduğu belii olan Avukat - Yazar
ADNAN BERK
OKAN
Yahu WikiLeaks belgelerinin tartışılması daha iyiydi be...
Hiç olmazsa kavga - gürültü yoktu...
Herkes kendi penceresinden yapıyordu analizini ama kavga çıkmıyordu ekranda...
Hele emekli elçiler birkaç gece daha sürdürseydiler tartışmayı, belki bizim polis muhabirliğinden olma yazarlarımız, statükocu sağcılarımız ve tutucu solcularımız da işi (tartışma adabını) öğreneceklerdi...
Olmadı...
Fırsatı kaçırdık...
Yani Çevik Kuvvat Polisi, üniversiteli gençleri dövdüğü için yaptığı vahşet yetmiyormuş gibi başımıza bir de yeni ve kavgaya açık bir tartışma (bölünme) belâsı çıkardı...
Bu gece HaberTürk TV'yi dinledim bir süre...
"Hay dinlemez olaydım" demeyeceğim çünkü işim bu...
Ekran kavgalarını takip etmek...
Bereket bazen kavgacılar dinleniyorlar da sanat programlarına veya daha önce izlemediğim ya da izlediğim ama tadına doyamadığım bir DigiTürk filmine geçiyorum...
Neyse...
Tartışmacılar birbirlerini o kadar çok "Faşist" olmakla suçladılar ki hani neredeyse hepsinin Faşist olduğuna inanasım geldi...
Altı konuşmacı da demokratlıklarıyla(!) tanınan nezih kişilerdi de şeytan beni ikna edemedi...
Gençleri; biri taze, biri hafif bayat ve diğeri içi geçmiş 3 Sosyalist savundu...
Polisi ise sadece kendileri konuşmak isteyen, karşısındakine konuşma hakkı tanımayan, polis dayağıyla bebeğini kaybeden öğrenciyi suçlayan 3 Liberal demokrat(!) savundu...
Meselâ konuşmalarından polisi savunduğu, statüko ve ceberrut devletten yana olduğu belli olan Avukat - Yazar Fikri Akyüz en genç tartışmacı Emre'ye şöyle dedi:
"Burhan Kuzu'ya yumurta atacağınıza, yanına gidip ağzına bant yapıştırsaydınız ne değişirdi?.. Hiçbir şey değişmezdi... O zaman da Burhan Hoca'yı susturmuş, yani konuşma özgürlüğünü engellemiş olurdunuz"
Gelin görün ki aynı Fikri bir dakika sonra moderatör Didem Yılmaz'a Emre'yi gösterip:
"Susturun şu çocuğu yaaa" deyiverdi...
Tam bir kara mizah yani...
Karşısındakiler Fikri ve yandaşlarından aşağı kalır mı?..
Onlar da hiç konuşturmak istemediler rakiplerini(!)...
Ve...
Herkes aynı anda konuşmaya başlayınca işimi yapmama pahasına zapladım, geçtim gittim...
Düşündüm de...
Aslında en doğrusu üniversiteleri kapatalım gitsin...
Genç olmayı ve fikren bile olsa genç kalmayı da yasaklayalım...
Polise canı çektiği herkesi dövme, gençlere de dilediklerini yapma hakkını verelim...
Neden gülüyorsunuz?..
Faşist ruhlu bir profesörün, üniversite öğrencisinin konuşmasını dinlemeye tahammül edemediği bir öğrenim sistemi ve sistemin düşünce özgürlüğüyle, kaşınma özgürlüğünü karıştıran diğer aktörleri işte o ekrandakilerdi...
O ekrandakilerle de ancak bu kadar demokrasi oluyor işte...
adnanberkokanqgmail.com
Yahu WikiLeaks belgelerinin tartışılması daha iyiydi be...
Hiç olmazsa kavga - gürültü yoktu...
Herkes kendi penceresinden yapıyordu analizini ama kavga çıkmıyordu ekranda...
Hele emekli elçiler birkaç gece daha sürdürseydiler tartışmayı, belki bizim polis muhabirliğinden olma yazarlarımız, statükocu sağcılarımız ve tutucu solcularımız da işi (tartışma adabını) öğreneceklerdi...
Olmadı...
Fırsatı kaçırdık...
Yani Çevik Kuvvat Polisi, üniversiteli gençleri dövdüğü için yaptığı vahşet yetmiyormuş gibi başımıza bir de yeni ve kavgaya açık bir tartışma (bölünme) belâsı çıkardı...
Bu gece HaberTürk TV'yi dinledim bir süre...
"Hay dinlemez olaydım" demeyeceğim çünkü işim bu...
Ekran kavgalarını takip etmek...
Bereket bazen kavgacılar dinleniyorlar da sanat programlarına veya daha önce izlemediğim ya da izlediğim ama tadına doyamadığım bir DigiTürk filmine geçiyorum...
Neyse...
Tartışmacılar birbirlerini o kadar çok "Faşist" olmakla suçladılar ki hani neredeyse hepsinin Faşist olduğuna inanasım geldi...
Altı konuşmacı da demokratlıklarıyla(!) tanınan nezih kişilerdi de şeytan beni ikna edemedi...
Gençleri; biri taze, biri hafif bayat ve diğeri içi geçmiş 3 Sosyalist savundu...
Polisi ise sadece kendileri konuşmak isteyen, karşısındakine konuşma hakkı tanımayan, polis dayağıyla bebeğini kaybeden öğrenciyi suçlayan 3 Liberal demokrat(!) savundu...
Meselâ konuşmalarından polisi savunduğu, statüko ve ceberrut devletten yana olduğu belli olan Avukat - Yazar Fikri Akyüz en genç tartışmacı Emre'ye şöyle dedi:
"Burhan Kuzu'ya yumurta atacağınıza, yanına gidip ağzına bant yapıştırsaydınız ne değişirdi?.. Hiçbir şey değişmezdi... O zaman da Burhan Hoca'yı susturmuş, yani konuşma özgürlüğünü engellemiş olurdunuz"
Gelin görün ki aynı Fikri bir dakika sonra moderatör Didem Yılmaz'a Emre'yi gösterip:
"Susturun şu çocuğu yaaa" deyiverdi...
Tam bir kara mizah yani...
Karşısındakiler Fikri ve yandaşlarından aşağı kalır mı?..
Onlar da hiç konuşturmak istemediler rakiplerini(!)...
Ve...
Herkes aynı anda konuşmaya başlayınca işimi yapmama pahasına zapladım, geçtim gittim...
Düşündüm de...
Aslında en doğrusu üniversiteleri kapatalım gitsin...
Genç olmayı ve fikren bile olsa genç kalmayı da yasaklayalım...
Polise canı çektiği herkesi dövme, gençlere de dilediklerini yapma hakkını verelim...
Neden gülüyorsunuz?..
Faşist ruhlu bir profesörün, üniversite öğrencisinin konuşmasını dinlemeye tahammül edemediği bir öğrenim sistemi ve sistemin düşünce özgürlüğüyle, kaşınma özgürlüğünü karıştıran diğer aktörleri işte o ekrandakilerdi...
O ekrandakilerle de ancak bu kadar demokrasi oluyor işte...
adnanberkokanqgmail.com