Yetkin 'Av Mevsimi'ndeki gibi yapacak!

Hürriyet Daily News yeni Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, değişen Türkiye'de medyanın sabit kalamayacağını savunuyor ve ekliyor: Artık yerelden bölgesel bakış açısına geçiyoruz.

GAZETECİLER.COM - Hürriyet Daily News, Türkiye’nin en eski gazetelerinden biri olmasının yanında, ilk İngilizce günlük gazetesi olmasıyla da basın tarihinde önemli bir yere sahip. Dile kolay, Mart 1961’de Turkish Daily News adıyla yayımlanmaya başlayan gazete, tam yarım asır boyunca Batı’ya yüzünü dönmüş Türkiye’yi, içimizdeki ve dışımızdaki yabancılara anlatmaya çalışıyor.

Bugün farklı kulvarlarda yayın yapan büyük gazetelerdeki birçok ismin yolu, Daily News ile kesişti. 2000’de Doğan Yayın Holding bünyesine katılan ve güçlü bir markanın çatısı altına girerek adı Hürriyet Daily News olarak değişen gazetenin dümeninde de Radikal’in Ankara temsilciliğini uzun yıllar başarıyla yürütmüş Murat Yetkin duruyor. Hürriyet Daily News’la her zaman bağı sürmüş olan Yetkin, “Kritik bir değişimin arifesindeyiz” diyerek özetlediği değişimi Radikal’e anlattı.

Yeni 50 yıla hazırlanıyoruz

Yetkin, öncelikle yeni rotalarını çizerken, geçmiş 50 yılın kısa bir bilançosunu çıkartıyor: “Henüz 1961’de Soğuk Savaş zirveye ulaşmamış, Küba füze krizi çıkmamış, Berlin Duvarı inşa edilmemiş. İşte Daily News, böyle bir dünyaya çıkıyor.” O dönem ABD’nin yeni müttefikleri olan tüm ülkelerde benzer gazeteler çıkmış. Uydu haberleşmesi yok, canlı yayın yok, internet hayal bile değil. Böyle bir dünyada İngiltere ve ABD’deki gazetelerin Türkiye’ye iki üç gün gecikmeyle geldiklerini anlatan Yetkin, dolayısıyla gazetenin de ana kitlesinin tek kriterinin İngilizce konuşmak olduğunu belirtiyor: “Okuyucu profili oldukça dardı. Çoğunluğu, ABD ve NATO üslerinde çalışan askerler. Çok az miktarda öğretim üyesi, öğrenci, biraz da diplomat vardı. Gazetenin ihtiyaçları da buna göre şekillendi. Mesela ABD’deki Super Bowl Şampiyonası’ndaki mücadele günlerce manşeti meşgul edebiliyordu.”

Yetkin, gazete son yirmi yılda ciddi değişimler geçirse de bu geçmiş 50 yılın alışkanlıklarının ve haber tarzının bir şekilde devam ettiğini söylüyor. Zaten köklü değişim ihtiyacı da buradan ileri geliyor: “50 yıl sonra bambaşka bir dünyayla karşı karşıyayız. İnternet ve sosyal medya sayesinde insanların haber alma imkânlarının çok fazla olduğu, haberin demokratikleştiği bir dünyada ayrı bir rekabet var. Okuyucu profili değişti. Dolayısıyla Hürriyet Daily News da ikinci 50 yılına bambaşka bir konseptle, içerikle ve bir başka hedefle girmek zorunda.”

Bu değişimin rotasını çizen şey ise, Türkiye’nin son yıllarda bölgesinde kurduğu ilişkiler ve etki alanını genişletmesi. Siyasi vizyonu genişleyen bir Türkiye’de Hürriyet Daily News da aynı geniş vizyonu kendine rehber edinecek. Yetkin, şu günlerde sürekli aynı soruları sorduklarını ifade ediyor: “Türkiye’nin geniş çevresinde, bu bölgenin İngilizce gazetesi, İngilizce haber kaynağı olabilir miyiz?” Elbette bu hedefin kısa vadede gerçekleşmesi zor ama Yetkin’e göre bu rotadan geri dönüş de imkânsız.

Her şey bir yana habercilik, zaten böyle bir dönüşümü zorunlu kılıyor. Karadeniz havzasına, Ege, Balkanlar, Hazar, Basra ve Doğu Akdeniz’e kadar uluslararası konjonktürde, Batı’nın da ilgisini yoğunlaştırdığı sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerin gazetede değişim zamanının geldiğini işaret eden çanları çaldığını söyleyen Yetkin, “Türkiye, sadece Türkiye değil artık. Dolayısıyla sorumluluklar da aynı değil. Nasıl ekonomisi, siyaseti, gücü, coğrafyası değişiyorsa, medyası da değişmek durumunda” diyor. Ve aslında sadece Daily News için değil, tüm medya için böyle bir vizyonun gerekliliğine işaret ediyor. Peki değişim nasıl gerçekleşecek?

Av Mevsimi’ndeki gibi yapacağız

Yetkin, büyük insan gücü, maddi külfetler, gösterişli kampanyalardan bahsetmiyor. Küçük bir benzetmeyle anlatıyor bu değişimin anahtarını: “Av Mevsimi filminde Şener Şen’in oynadığı polis karakterinin cinayeti nasıl çözdüğünü hatırlayın. Yeni personel mi aldı, yeni ekip mi kurdu, eskisini mi değiştirdi? Hayır, bakış açısını değiştirdi. İşte biz de bakış açımızı değiştiriyoruz. Yerelden bölgesel bakış açısına geçiyoruz.”