Yeter artık yani... Bırakın Allah aşkınıza!..
Hasan Pulur, Uğur Dündar, Ali Kırca, Refik Erduran, Çetin Altan, Hıncal Uluç, Mehmet Barlas... Artık gençlere yer açsanız diyoruz..!
GAZETECİLER.COM
- Sizi çok seviyoruz…
Rahmetli babalarımız da çok
sevmişti sizleri…
Çocuklarımız okudu, okuyor
yıllardır bir şey anlamasalar da…
Şimdi torunlarımız bakıyor
yazdıklarınıza bazen…
Ve bize gelip soruyorlar, ne demek
istediğinizi…
Artık bırakın da yeniler gelsin o
köşelere…
Biz 68 kuşağı da yeni bir şeyler
söyleyen cancağızlarımızla tanışalım…
Sadece yaşça değil, ruhça da genç
olanlar alsın yerlerinizi…
Mevlâna ne
demişti hatırlıyorsunuz…
Olsun…
Biz bir kere daha
anımsatalım…
Gitti cancağızım…
Ne denli söz varsa düne
ilişkin…
Şimdi yeni sözler söylemek
lâzım…
Cemal Süreya da bir şiirinde:
“Asker, su ver!" diye
buyurunca;
"Ben asker değilim, nişanlıyım!"
diyordu…
“Nişanlılık”…
Hayatın başlangıcı değil mi sizce
de…
Tıpkı yeni şeylerin söyleneceği
gibi artık...
3 G'yi
bile yanlış anlayan bir kuşak olduğunuzu nasıl da
görmüyorsunuz?..
Gördüğünü zannedenleriniz ise o
gördüğünüzün sadece şekil olduğunu nasıl da fark
edemiyorsunuz?..
Kusura bakmayın ama siz İlhan
Selçuk baba…
Siz, yeni bir şey söyleyebilir
misiniz artık yeni kuşaklara ve ardından gelenlere,
geleceklere?...
Diyebilir misiniz ki “köşe
yazarlığının nişanlılık evresini yaşıyorum...”
Siz Refik Erduran…
Okuyoruz da “ne var bu güne ait”
diye köşenizde…
Hiçbir şey yok…
Pardon…
Yetmiş yaşınızda Viagranın gücünü
deneyip yazmıştınız en son ama yılını biz bile
unuttuk…
Çetin (Altan) Baba ya siz…
Elbette farklısınız diğerlerinden
ama dünyaya açılan pencereniz hep aynı olduktan sonra değişen
ne?..
Hem, “bu kaçıncı nişanlılık?” diye
sorabileceğimiz yaşı o kadar çok bıraktınız ki geride…
İlle de Hasan Pulur
amca…
Biz 45 yıl öncesini
hatırlıyoruz...
Olaylar da değişti insanlar da ama
Hasan amcanın olaylara ve insanlara bakışı hiç
değişmedi...
Olaylar ve insanlar hakkında
"yeni şeyler" söylemek gerekmiyor mu
artık?..
Halen ne bu itişme kakışma bu
yaşta?..
Söyleyecek yeni bir şeyiniz de yok
ki torunlarımız alsın ilhamı sizden…
Aslına bakarsanız; Melih Aşık abi
de doldurdu miadını…
Hasan
Cemal de...
Ali Sirmen
de bırakıp köşesini dolaşmalı
dünyayı...
Emre Kongar da dönmeli yine
kitaplarına...
Güngör Mengi de el vermeli yeni kuşaklara…
Beyin olarak hepsinden çok
daha genç, hatta delikanlı olsa bile Mehmet
Barlas da…
Hıncal Usta da terk etmeli o
yarım sayfalık köşeyi…
Ali Kırca da bırakmalı yerini genç bir kardeşine…
Mehmet Ali Birand
da…
Uğur Dündar da…
Ve adını buralara
sığdıramayacağımız nice yaşını başını almış, ununu eleyip eleğini
ise halen elinde taşımaya çalışan yaşlı
kurt...
Farkında mısınız, kaç genç kuşak
eskittiğinizin?..
Kaç genç fidanı fide iken
topraktan söküp attığınızı biliyor musunuz?..
Kim bilir ne değerler,
boşaltmadığınız yerleriniz yüzünden yok olup gittiler “medya” adı
verilen bu tarlada…
Yeter artık yani…
Bırakın Allah
aşkınıza…