'Yeni sermaye' ve 'yeni medya' böyle şekillenecek!
Yeni sermaye, vesayetin değirmenine su taşıyamaz. Medya, vesayetin yanlışlarını, hukuksuzluğunu örtemez, baskıcı ve zalim bir yönetimi, sanki memlekette demokrasi varmış gibi ambalajlayamaz, halkın gözünden kaçırmaya çalışamaz.
GAZETECİLER.COM - Gazeteci-yazar Hüseyin Gülerce, "Yeni sermaye, vesayetin değirmenine su taşıyamaz. Medya, vesayetin yanlışlarını, hukuksuzluğunu örtemez, baskıcı ve zalim bir yönetimi, sanki memlekette demokrasi varmış gibi ambalajlayamaz, halkın gözünden kaçırmaya çalışamaz" dedi.
Gülerce, son gelişmeleri hükümet, asker, medya ve bir çok konuyu Habertürk'ten Kutlu Esendemir'e değerlendirdi.
MEDYA ARTIK HUKUKSUZLUĞU ÖRTEMEZ
Makalelerinizde sürekli, "Yeni durum", "Yeni dönem", "Yeni Türkiye" diyorsunuz. "Yeni Türkiye"de artık neleri görmeyeceğiz?
Eskiden darbeler var mesela. 27 Mayıs 1960 darbesinden beri TSK içinde cuntacı bir damar, darbeci bir zihniyet var. İşi kitabına uydurup, halkın seçtiklerine rağmen Türkiye'yi 80 senedir askeri bürokrasi yönetiyor. Yargı bürokrasisi, sivil bürokrasi, üniversiteler, sendikalar, İstanbul sermayesi ve bilhassa medya, vesayet rejiminin payandaları olmuşlar. Darbecileri ilk tebrik etmeye Anayasa Mahkemesi üyelerinin gittiği eski bir Türkiye var. Genelkurmay karargâhında, Yargıtay üyelerine brifing verilebilen bir eski Türkiye var. Askerin, siyaseti karıştırdığı, seçilmiş hükümetleri istifaya zorladığı, iş göremez raporu aldırma baskısıyla başbakanların istifaya zorlandığı, cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemek için muhtıraların verildiği eski bir Türkiye var. Yeni Türkiye'de bunlar olmayacak. Taşlar yerine oturacak.
Ne gibi?
Askerin engellediği kuvvetler ayrılığı prensibi Anayasal teminatlarla hayat bulacak. Mevcut Anayasa'ya göre, Silahlı Kuvvetler kimseye, hiçbir yere bağlı değil. Sadece, "Başbakan'a karşı sorumlu". Yani denetim dışı. Çünkü bu sorumluluk nedir? Nerede başlar, nerede biter? Sorumluluğunu yerine getirmezse müeyyidesi nedir? Mesela, geçtiğimiz 29 Ekim'de, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna komutanlar katılmadı. Çankaya Köşkü'ne gitmediler, orduevinde alternatif resepsiyon yaptılar. Hani Cumhurbaşkanı Başkomutandı? Başkomutanı dinlemeyen komutanlardan söz ediyoruz. Var mı bunun bir müeyyidesi?
"Yeni sermaye" ve "yeni medya" nasıl şekillenecek?
Evrensel standartlara göre şekillenecek. AB üyeliği bu konuda çok önemli. Daha doğrusu AB kriterleri. Türkiye'nin üyeliği belki bir kazaya uğrayabilir. Belki Avrupa Türkiye'ye ihtiyaç duyabilir. Ama AB kriterleri evrensel kriterlerdir. Orada bir çıta var. Türkiye bu çıtayı yakalamak zorunda. AB üyesi olabilmek için değil. Bizim insanımızın bu evrensel değerlere liyakati olduğu için. Bu değerleri hak ettiği için. Hukukun üstünlüğünün ve herkesin hesap vermesinin, şeffaflığın ne kadar değerli olduğunu, ne kadar önemli olduğunu bilmemiz için ille de AB üyeliği şart değil. Bunu AB üyeliğini küçümsediğim için söylemiyorum. İnsanın ve insani değerlerin öne çıktığı bir dünyada, kimse artık baskıyla, höt-zötle koskoca bir ülkeyi idare edemez... Yeni sermaye, vesayetin değirmenine su taşıyamaz. Medya, vesayetin yanlışlarını, hukuksuzluğunu örtemez, baskıcı ve zalim bir yönetimi, sanki memlekette demokrasi varmış gibi ambalajlayamaz, halkın gözünden kaçırmaya çalışamaz.