Yeni Şafak'ta incitici Erbakan yorumu

Ama aslı, ayak süren, yok sayan, gerginliği tercih eden bir Erbakan politikası...

GAZETECİLER.COM - Bugün neredeyse tüm köşeler Erbakan'a veda yazılarıyla dolu. Bir çok yazar Hoca'yla olan anısını yazmış.
Hepsi gidenin ardından "iyi bilirdik" mealinde yazılar.
Erbakan hakkında şaşırtan yorum ise şaşırtıcı bir adresten çıktı.
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, iki Erbakan portresi çizdi...
Her iki portre de Erbakan'ı yeren cinsten...
Birincisini "ayak süren, yok sayan, gerginliği tercih eden Erbakan"...
İkincisini "faydacı veya siyasetçi Erbakan..." ...
Ali Bayramoğlu şaşırtıcı yorumunu şu cümleyle tamamlıyor:
"Bu Erbakan'ın bizzat kendisidir".

İşte yazısından o bölüm:

"Kimdi Erbakan ya da hangi Erbakan?
Tarih 8 Mart 1997. 28 Şubat toplantısının bir hafta sonrası. Erbakan'ın davet ettiği bir grup gazeteciyle birlikte başbakanlıktayız. Başbakan malum toplantı sonrası ilk kez konuşacak... Ertesi gün Yeni Yüzyıl'daki köşemize şu notları düşmüşüz: "Toplantıyı şu sözlerle açtı Hoca:

'MGK toplantı başlarken komutanlarla aramızda saygı ve sevgi vardı. Toplantı sonrası bu daha da arttı. Krizi yaratan medyadır. Bu suni krizden biz de rahatsızız, ordu da rahatsız.

Biz, bir önceki toplantıda, laiklik, irtica gibi konularda bir kavram kargaşası var. MGK'nin bir toplantısını bu konulara hasredelim dedik. 28 Şubat gündemi bu şekilde meydana çıktı. Bu konular enine, boyuna konuşuldu. Toplantı bunun için 9 saat sürdü...

Soru cevapların bir kısmı şöyledi:

-'Madem sorun yoktu, MGK kararlarını imzalamak için neden 3 gün beklediniz?'
Erbakan: 'Karar yanlış anlaşılıp da orduya halel gelmesin diye.'

-'MGK tarihinde ilk defa bu kadar uzun açıklamanın yapılmış olması, olağanüstü bir durumun göstergesi değil mi?'
Erbakan: 'MGK'nın açıklaması medya çarpıtmasın diye ilk kez uzun yapıldı...'

-'Cumhurbaşkanı'nın, ordunun rahatsızlığı konusunda medyaya yaptığı açıklama ve uyarılar hakkında ne diyorsunuz?'
Erbakan: 'Cumhurbaşkanı'nı medya zorladı; gündem oluşturmak için kullandı; onun suçu yok.'

-'Söylediklerinizden, Türkiye'de askerî otoritenin sivil otoriteye bağlı olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz?'
Erbakan: 'Bu konularda askerî otoritenin sivil otoriteye bağlı olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.'..."

Evet biraz "masal" gibi...
Ama aslı, ayak süren, yok sayan, gerginliği tercih eden bir Erbakan politikası...

İki ay sonra... 6 Mayıs 1997... Yine başbakanlık konutundayız... Şöyle yazmışız ertesi gün:

"Basın sohbetinde Erbakan, bugüne kadar kamuoyuna yaptığı taktik nitelikli siyasi açıklamalarının dışına çıkıyor ve kendisi açısından gerçekleri dile getiriyordu. Toplantıdaki ilk sözü oldukça açıktı:

'Asker rahatsız, ancak askerî müdahale riski yok...' Ardından 8 yıllık eğitim, laiklik tanımı, 28 Şubat kararlarına kökten itiraza oturan gerçek görüşünü, asker-sivil ilişkisi hakkındaki 'sivil' fikirlerini tüm çıplaklığıyla açıklıyordu.

Bunları neden askere karşı ve 28 Şubat MGK'sında dile getirmediği sorusuna ise şu yanıtı veriyordu:

'Bunları MGK'da söyleseydik, o gece ihtilal olurdu.'

Bu da "öteki", faydacı veya siyasetçi Erbakan...
Erbakan'ın gözünden dönemin kısa özeti biraz da böyledir...
Ve bu Erbakan'ın bizzat kendisidir...

Ali Bayramoğlu'nun