Yeni Şafak yazarından Sözcü'ye ağır ima!
Yeni Şafak yazarı Hikmet Genç, Sözcü gazetesini yapanlara ve yazarlarına "Kosmos Çocukları" dedi. Ne demek istediğini ise anlamayan kalmadı!...
Gazeteler birbirini, gazeteciler de birbirini, gazeteciler başka gazeteleri eleştirebilir...
Buna itiraz eden çıkmaz...
Ancak, bir gazeteci başka bir gazeteciye, gazeteye, yazara küfür etmek için "hinlik" yaparsa tartışılır... En azından meslek ilkeleri açısından tartışılır...
İşte Yeni Şafak gazetesi yazarı Hikmet Genç'in bugünkü köşesinde yaptığı da böyle bir hinlik...
Sözcü gazetesini yayına hazırlayanlara, yazarlarına açıktan küfür etmek istemiş ama cezai müeyyidesi olacağını bildiğinden ve ödeyeceği tazminatın büyüklüğünden çekinerek bunu yapamamış ve "hinlik" yoluna başvurmuş..
Yazısının başlığını "Kozmos çocukları" koyan Hikmet Genç, böylece küfretmeden en ağır küfürü etmiş olmuş!.. Hem de hiçbir cezai müeyyideye takılmadan!..
İşte Hikmet Genç'in o yazısı:
KOZMOS ÇOCUKLARI!..
Tam olarak kimin, neyin 'Sözcü'sü olduğunu hala anlamış değiliz…
'Tanzimat zihniyeti' olabilir.., 'Jön Türkler'den devşirme 'Beyazlar' olabilir.., veya 'Amerikan oğlanları'!..
Hepsi de olabilir bilemiyoruz… Ama bildiğimiz tek bir şey var ki, o da 'halkın Sözcü'sü olmadıkları…
Zira işleri güçleri bu milletin değerlerine, kültürüne, inancına, tercihlerine ve hatta geçmişine küfretmek…
Ultra laik oldukları için İslam'la da sıkıntıları var… (Hoş, 'İslam'la ne derdiniz var?' diye sorarsanız, 'benim ninem şöyle kapalıydı, dedem böyle hacıydı..vs' diye bir başlarlar.., sanırsın alayı kendinden menkul Şeriatçı!..)
Cumhurbaşkanının, başbakanın ve bazı bakanların 'şehitlik mertebesi' ile ilgili yaptıkları açıklamalarla (Ne mutlu şehit ailesine, şehitlik şerbeti içmeye hazırım, Amacım Allah nasip ederse şehit olmaktır..vs,) dalga geçmiş Bi'don Kafalı…
Ultra laik ya, onun için şehitlik bir şey ifade etmiyor…
Ona göre şehitlik; bildiğin ölüm, yok olmak…
Dolayısıyla rahmet okumak diye bir dert de yok!..
Onun yüzden “ışıklar içinde yatsın” diyorlar... (Madem ölünce toprağa karışıp gübre oluyorsun, “ışık” ne lan?!...)
Bazen de “Kozmos”a ulaşıyorlar... (Kozmos gübreden iyidir!.. En azından “ışıklar” içinde yatmaya uyuyor!.. Haşa Sümme Haşa...)
Yine aynı şavalakların 'Sözcü'lüğünü yapan diğer biri de 'Şehitler ülkesi olduk' demiş…
Herifçioğlu'nun bu topraklardaki geçmişi ne kadar bilemiyorum… Haberi yok galiba ama biz bu topraklarda bin yıldır şehit veriyoruz… Bin yıldır Haçlılarla, işgalcilerle savaşıyoruz…
Hadi senin tarihin daha kısa… Yakından örnek verelim… İstiklal mücadelesinde yüzbinlerce şehit verdik, ondan da mı haberin yok?!...
'Şehitler ülkesi olduk' ne demek lan?!…
Mehmet Akif o yüzden; “Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda…” demiyor mu?... (Şüheda, 'şehitler' demek, biliyosun herhalde…)
15 Temmuz'da da tankın, topun, tüfeğin önüne çıplak bedenleriyle çıkma cesaretini 'şehadet mertebesine' olan inancından aldı millet… (Önceki darbelerde sizinkileri de gördük… Kozmos'a ulaşmak ve ışıklar içinde yatmak için o kadar hevesli değillerdi netekim!..)
Velhasıl şu anda rahatça oturuyorsan, şehitlere dua et… (Çok şey mi istedik acaba?!..)
Dua edemiyorsan, şehadete inanmıyorsan, onca şehide saygı duy bari…
Saygı da duyamıyorsan tahammül et…
Yoksa Kozmos'da ışığı göremezsin ha?!...