Yeni Şafak yazarı kimlere "seni rezil seni" dedi?..

Salih Tuna, yazısına "seni rezil seni" başlığını koydu, Sözcü'den girip, Can Dündar'dan çıktı...

Yeni Şafak gazetesi yazarı Salih Tuna, Sözcü gazetesine, yazarı Emin Çölaşan'a, Can Dündar'a fena yüklendiği yazısına "Seni rezil seni" başlığını attı...

Sözcü gazetesi için "kripto" diyen Salih Tuna, Hollanda krizi nedeniyle takındığı tutum nedeniyle Sözcü'ye "logosundaki Atatürk'ün gözlerini çıkarıp yerine Hollanda'nın itlerinin gözlerini" koymasını tavsiye etti!..

Emin Çölaşan'ı dünkü köşesinde dile getirdiği "Tayyip Erdoğan da Annan Planı referandumu öncesi Rauf Denktaş'ın Türkiye'de kampanya yapmasını eleştirip, 'Git Kıbrıs'ta yap' demişti" hatırlatması için eleştiren Salih Tuna, "Bu kafayla insan normalde dışarı çıkmaya utanır; bu adam 40 yıldır köşe yazarlığı yapıyor" dedi...

Sözcü için "FETÖ'cüler muhafazakarları devşiriyordu bunlar da Atatürkçüleri devşirmeye çalışıyor!" diyen Salih Tuna şöyle yazdı:

"Almanya'da 4 milyondan fazla Türk yaşıyor. Bu insanların bilgi alma hakkı var. Elbette Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın gelmesi ve konuşması normaldir…” diyen Avrupa Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Verheugen'in karşısında rezil duruma düşen Can Dündar'dan farkları yok."

İşte Salih Tuna'nın o yazısı:

SENİ REZİL SENİ!..

Savaş uçaklarıyla Meclis'in bombalanmasına ve 249 insanın şehit düşmesine “tiyatro” demiştik.



Gerçekten eşeklik ettik, yüzümüze tükürseniz hakkınız var!

FETÖ'cü Tuğgeneral Partigöç'ün, darbe yapmak için harekete geçtiklerini eşine bıraktığı notta belirttiği ortaya çıkınca, yüzümüz nasıl kızardı bilemezsiniz.

Diyeceklerine…

Şimdi de kalkmış Hollanda'nın atlı itli saldırısına “tiyatro / oyun” demeye başladılar.

Tıpkı FETÖ'cüler gibi rezil, FETÖ'cüler kadar yüzsüzler!

CHP'nin Muharrem İnce'si gündüz gözüyle, “Hollanda gerçek bir AK Partili'dir. Çünkü 'evet' çıkmasını istiyorlar. Yaşananlar bir oyun…” diyebildi.

Televizyon programlarında sehpa kıran asabi CHP Milletvekili (A.E) de nasıl bir idrak, izan ve insaf sahibi olduğunu şöyle dermeyan etti: “AB ile oynanan bu tiyatroyu halkımız görüyor ve gereğini yapacak…

Aynı kafadaki bir “aktör” (M. F) de “Hollanda'ya gidilmesinde ısrar edenlere ve halkımızın küçük duruma düşürülmesine neden olanlara soruşturma açılıyor mu?” diyerek ne mal olduğunu ortaya koydu. (Yardımcı erkek oyuncu bile olamayacak olan bu çocuğa yıllar yılı “star” muamelesi yapıldı. Reklamcılar ve malum network tarafından boşuna “parlatılmaya” çalışılmamış demek ki.)

Kripto Sözcü gazetesi de malumunuz bu kafalarla aynı dalga boyunda.

Bir süre önce bu köşecikte, “Mustafa Kemal'in gözlerini kaldırın gazetenizin logosundan, size yakışan Merkel'in veya Fetullah'ın gözleridir,” demiştim.

Son günlerde gösterdikleri performansa bakınca, “Hollanda köpeklerinin gözleri” Sözcü'ye daha uygunmuş gibi geldi bana.

Çünkü…

Mustafa Kemal'in gözlerine bakan hiç kimse Hollanda'nın itlerle yaptığı o alçak saldırıya “meşruiyet” aramaz.

Bunlar, bunların içinden bir yazar, Hollanda'nın tavrını aklamak uğruna Kıbrıs'ı bile meze yaptı.

Efendim, Denktaş, Türkiye'de bazı marjinal gruplarla görüşünce, dönemin başbakanı Erdoğan, “Ne anlatacaksan, buyur Kıbrıs'ta anlat onu…” demiş.

E'ee?

E'si şu: Hollanda da işte böyle demeye getirmiş, biz laftan anlamayınca da, mecburen itlerini Türklerin üzerine sürmüşler…

Bu kafayla insan normalde dışarı çıkmaya utanır; bu adam 40 yıldır köşe yazarlığı yapıyor.

Anavatan Türkiye” ile “Yavru Vatan Kıbrıs” arasındaki ilişki biçimiyle Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişki biçimi bir mi?

Kıbrıs, Türkiye'nin nesidir?

Türkiye olmadan KKTC diye bir devletten söz edilebilir mi; dahası, 74'te Kıbrıs çıkarması yapmasaydık KKTC olacak mıydı? (Kaldı ki, Denktaş, KKTC vatandaşlarından oy istemeye mi gelmişti?)

Bu nasıl bir kafadır?

The Times bile başyazısında, “Kim olursa olsun barışçıl gösteri hakkı, anayasal bir haktır” diyerek Avrupa'nın kendi değerlerine ihanet ettiğini belirtirken, bu kafa, Hollanda'nın itlerine Kıbrıs'ı meze yaparak meşruiyet arıyor!

Sözcü kafasıdır bu ve asla münferit değildir.

FETÖ'cüler muhafazakarları devşiriyordu bunlar da Atatürkçüleri devşirmeye çalışıyor!

Görevleri bu! (Sözcü gazetesinin “The Cemaat” marifeti olduğunu, patronunun da Fetullahçıların evlerinde yetiştiğini Fe'mi Bey vaktiyle dercetmişti.)

Almanya'da 4 milyondan fazla Türk yaşıyor. Bu insanların bilgi alma hakkı var. Elbette Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın gelmesi ve konuşması normaldir…” diyen Avrupa Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Verheugen'in karşısında rezil duruma düşen Can Dündar'dan farkları yok.

Papyonla, marşla, sloganla vaziyeti sürgit idare edeceklerini sanıyorlar!

Siz kim “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemalkim be?

Sizin yüzünüzden zavallı müdürün de bir dediği bir dediğini tutmuyor.

Millete bakınca; “Hollanda ile ilişkilerin tamamını askıya alın…” diyor; size bakınca da, “İçerde düşman bulamadılar, şimdi dışarda bir düşman yaratmak istiyorlar…” şeklinde çark ediyor.