Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk'ün içinden neler döküldü?..
Yeni Şafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk, 'Basın Bayramı' nedeniyle içini döktü... Öztürk'ün içinde neler neler saklıymış meğer!..
Yeni Şafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk, 'Basın bayramı' nedeniyle içini döktü...
Hal böyle olunca eski AA Genel Müdürü de olan Kemal Öztürk'ün içinden neler neler döküldü bilemezsiniz...
İşte Kemal Öztürk'ün döktüğü içinden bir kaç çarpıcı not:
BU HEDİYE SAATLER, TELEFONLAR, KALEMLER KİME GİDİYOR? BANA NİYE GELMİYOR?
Bir köşe yazarı olarak, her bayramda insan şöyle hediye falan bekliyor ama gelen yok. (...) Peki bu hediye saatler, telefonlar, kalemler kime gidiyor? Daha doğrusu bana niye gelmiyor?
NEDEN MALDİVLER'E BİZ GİTMİYORUZ?
- Yaz günü Maldivler’e, kış günü Kanada’ya, baharda St. Petersburg’a davet eden yok. Nedense hep aynı kişileri davet ediyor büyük şirketler. Sanırım benim yazılarımı beğenmiyorlar. Yazı konularımı buna uygun hale getirmek lazım.
EN İYİ KAHVALTI MEKANLARINA DAVET EDİLMİYORUM, NİYE Kİ!
- Restoranlardan da davet yok. Her hafta, “en güzel on kahvaltı yeri” konulu yazı çıkıyor bizim medyada. Toplamda bin tane oldu sanırım. Buraya da davet eden yok. Bu yerlere gidip önce kahvaltıyı yapıp, sonra bir tivit atıyor bazı yazarlar. Ee tabii yüzbinlerce takipçisi varmış. Benim gibi takipçi fakiri değil. İddia o ki, bu tivitlerden kahvaltının üstüne bir de para alıyorlarmış. Alıyorlarsa, asıl bayram onlara bence.
KEŞFEDİLMEMİŞ EN İYİ 10 TATİL BELDESİNE HİÇ DAVET EDİLMEDİM
- Yaz günü en çok, “keşfedilmemiş en iyi on tatil beldesi” yazısında patlama var. Her sene yeniden keşfediyorlar bu yerleri. Güzel yerler. Neden keşfedilmemiş yazıyorlar ki? Neticede çoğu Marmaris gibi, Muğla’nın ilçelerine ait yerler. Burada bir gün bile tatile davet edilmedim.
CUMHURBAŞKANI’IN UÇAĞINDA BAŞKÖŞE HEP ONLARIN...
- Bayram günü aklıma gelen bir başka konu daha var. Cumhurbaşkanı’nın uçağına binen gazetecilerin listesi yayınladı geçenlerde. Bazıları bir yılda 10 defa binmiş. Maşallah. Bazıları 7-8. Demek ki, bu yazarların gezi sonrası yazdıkları çok büyük yankı uyandırıyor ki, hep onları çağırıyorlar.
CUMHURBAŞKANI UÇAĞININ İÇİNİ NASIL MERAK EDİYORUM BİR BİLSENİZ!..
- En etkili köşe yazanlarını da başköşeye oturtuyorlar diye düşünüyordum. Meğer, erken koşan kapıyormuş. Hep de aynı kişi hızlı konuşuyor nedense. Mesleğe başladım başlayalı, siftah yok. Sorun ne acaba? O büyük uçağı nasıl merak ediyorum bilseniz!
- Televizyonlarda program yapan, hemen her gün bir ekranda, bıçkın yorumlar yapan ve bunu sosyal medyada sürdürenlere de ayrıca gıpta ediyorum. Nasıl beceriyorlar tüm bunları? Ne zaman okuyorlar, ne zaman bilgi topluyorlar, nasıl yapıyorlar anlamış değilim.
HAPİSTEKİLER GAZETECİLİKTEN TUTUKLANMADI...
Hapisteki gazetecilerden bazıları için hakimlerle aynı fikirde değilim. Onları tutuklama gerekçesi FETÖ olamaz. (...) Bazılarının da gazetecilik mesleğinin adını kirlettiğini düşünüyorum. Yani hakimle bu konuda aynı fikirdeyim. Onların tutuklanma gerekçesi mesleğimiz değil. Ne üzücüdür ki bunlar da gazeteci diye anılıyor. Bu tanımlamaya bir çare bulmak lazım.
- Basın Bayramı nedeniyle içimi dökmek istedim. Yayınlanmamış notlarımı yayınladım. İyi oldu. Keşfedilmemiş tatil beldesi yazısı gibi oldu mu?
Kemal Öztürk'ün yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN...