Yeni Şafak yazarı açıkladı: O yazıyı hiç bir gazete yayımlamayacaktı
"İstanbul metroları için bomba uyarısı ve güvenlik güçlerinin dikkatli olmaları" yönündeki bildiriye ilişkin olarak, Yeni Şafak yazarı Ali Saydam çok çarpıcı detaylar verdi.
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan'ın Suruç katliamından sonra güvenlik güçlerine yaptığı "İstanbul metroları için bomba uyarısı ve güvenlik güçlerinin dikkatli olmaları" yönündeki bildiriye ilişkin olarak, Yeni Şafak yazarı Ali Saydam çok çarpıcı detaylar verdi.
Saydam, gazetenin poli adliye muhabirilerinin yazıyı 25 Temmuz'da ele geçirdiğini ancak tüm gazetelerin muhabirlerinin anlaşarak "servis etmeme kararı" aldıklarını yazdı.
Yeni Şafak'ta Saydam imzasıyla "Şaştım kaldım!.." başlığıyla yayımlanan yazı şöyle:
ŞAŞTIM
KALDIM!..
"Pazarı Pazartesine bağlayan gece saat tam 01.00'da cep
telefonuma mesaj düştü… Dünyanın en sempatik uyarı tonunu
seçmiş olmama rağmen nefes nefese fırladım yerimden… Sonra yön
değiştirip uyumaya devam etmeye çalıştım. Ama üst üste iki mesaj
daha gelmez mi?… Mecburen kalktım. Gidip şarj aletine takılı cep
telefonumu alıp mesajlara baktım.
Gönderen akrabalardan biriydi. Bizim kuşağın akrabayı talûkat
içinde son temsilcilerinden biri olduğum için diğer yaşlı teyzeler
üzerime titremeyi alışkanlık haline getirmişlerdi.
-Aman canım, sakın dışarı çıkma. Çıkarsan da kalabalık yerlere
gitme e mi!..
-Nereden çıktı bu Teyzeciğim?
-Bak sana da göndereyim. Bir yazı dolaşıyor
ortalıkta…
-Sana nereden geldi?
-Benim alt katımda oturan Fatma Hanımdan… Ona da Bilgi
Üniversitesi'nde okuyan oğlu göstermiş. Emniyet bu yazıyı bütün
kurumlara gönderiyormuş…
-Allah rızası için her duyduğuna inanma. Sahtedir o yazı.
Başbakan'ı duymadın mı, ne dedi? “Polis ve asker güvende
değil havası yaratıyorlar ki, vatandaş kendisini güvende
hissetmesin!” Buna teslim mi olacağız Teyzeciğim?
-Sen yine de dikkatli ol oğlum!
-Tabii Teyzeciğim. Olurum… Sen 12 Eylül öncesini yaşamış bir Türk
kadınısın. Bugünler ne ki senin için…
Mesajlaşma burada bittiğinde saat 02.00 olmuştu. Kolay yazamıyordu
kadıncağız…
HALK ARASINDA PANİK YARATMAK İÇİN DAHA İYİ BİR İÇERİK OLAMAZDI
Ancak unutmadı yazıyı göndermeyi…
Önce gözlerime inanamadım. Bunun bir kara propaganda aracı olduğunu
düşündüm. Sahte olmalıydı. Çünkü bir sürü Türkçe hatası
vardı ve halk arasında panik yaratmak için daha iyi bir içerik
düşünülemezdi.
Nitekim işe gelene kadar internet yıkılıyordu bu
yazıyla. Herkes birbirine yolluyordu.
İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü'nden çıkmıştı yazı ve tüm ilçe
emniyet müdürlüklerine, tüm şube müdürlüklerine gereği için
gönderilmişti. Benim şüphelenmeme neden olan ise her resmi
başlığın yerli yerinde durmasına rağmen, Türkçesinin bir felaket
olması ve ıslak imza bulunmamasıydı. Ben tam bu mutlaka
sahtedir, provokasyondur, kara propagandadır diye hikâye
yazarken,
Hürriyet gazetesi olayı manşetten duyurdu: “Uyarı Belgesi
Doğru Çıktı.”
ALLAH RIZASI İÇİN
ARAŞTIRIN GERÇEK Mİ?
İnanamadım ve bizim gazetedeki polis muhabiri arkadaşları aradım:
“Allah rızası için şunu bir araştırın. Hakikaten böyle bir
yazı çıkmış mı emniyetten?”
“Araştırmamıza gerek yok ağabey. Bu yazı 25 Temmuz'dan beri
elimizde. Bütün gazetelerde çalışan arkadaşlarla birlikte bunu
servis etmemeye karar vermiştik. Hürriyet'teki manşeti görünce biz
de şaşırdık. Ben yine de sorayım.”
Beş dakika sonra aradı: “Evet ağabey öyle bir yazı
varmış!”
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI HİÇ VAKİT KAYBETMEDEN...
Hâlâ aklım almıyordu. Herkesin eline geçebilecek,
“kalabalık yerlerde bulunmayın, metroya, metrobüse, deniz
otobüsüne mümkünse binmeyin” anlamı rahatlıkla çıkabilecek
böyle bir yazının sirkülasyona sokulması bir kurumun kendi ayağına
sıkmasından başka anlama gelebilir mi?
İçişleri Bakanlığı hiç vakit kaybetmeden bütün emniyet üst
yöneticilerine ilişki ve iletişim yönetimi konusunda profesyonel
refleks kazandırmak için bir proje başlatmalı. MİT ve Kamu
Diplomasisi Koordinatörlüğü, bu konuda kendilerine gereken her
desteği verecektir.
Türkiye'nin bu gibi provokatif ortamlarda inanılmaz refleksleri
vardır, Türk halkı da bu gibi provokasyonlara itibar etmez, ancak
gerekli iletişim reflekslerinin mutlaka geliştirilmesi lazım.