Barlas çifti ile röportajımızın
ikinci bölümünde medya ve siyaset konuştuk...
Ankara’da geçti çocukluğunuz… Babanız siyasette olduğu kadar
medyanın da önemli figürlerindendi… Siz de medyanın etkin
kalemlerinden biri oldunuz. Hiç babanızın izinden gidip siyasete
girmeyi düşünmediniz mi?
MB: Babam hayatta tanıdığım en kültürlü en
uzlaşmacı en nazik adamdı. Türk siyasetinde idam talebiyle
yargılanması istendi… Siyasete verdiklerinden çok siyaset ondan
aldı. Siyaset yüzünden başına öyle belalar geldi ki hayatımın
ileriki dönemlerinde bir aileden bir kurban yeter dedim.
Çocukluğunuzdaki izler miydi bu kararı
aldıran?
MB: Evet o etkiledi beni. Kalemimle siyaseti
etkilenmeyi hiç düşünmedim.
İnternet medyasının ilk yazarlarından
birisiniz. İnternethaber’de yazıyordunuz. Nasıl görüyorsunuz
internet medyasının geleceğini?
MB: Evet İnternehaber’de yazıyordum ilk zamanları.
Ama Canan şimdi internet medyasında benden daha çok etkili.
İNTERNET MEDYASI PİJAMALI GAZETECİLERİN
İŞİ
Oğlunuz da bir internet sitesi sahibi.
Oğlunuzu siz mi yönlendirdiniz bu işe girmeye?
MB: Henkel’de çalıştı daha önce. Sonunda internet
medyasını seçti… Bakın eli kalem tutan gazeteciler için yeni kapı
açıldı. İnternet medyası pijamalı gazetecilerin
mesleği…
CB: Benim çocuklarım da gazete okumuyor. Mehmet de
hep internetten okuyor gazeteleri.. Daha heyecanlı…
Demode… 24 saat dolmuş bir şeyi gazeteden okumak bizim
kuşağımzın alışkanlığı diye bakıyorum.
MB: Elime aldığım zaman bitmiş oluyor. Gece 2’de
bir sürü gazetenin sayfaları değişmiş oluyor. Sabah kalkıp elime
aldığımda her şey bitmiş oluyor. New York Times, Wall Street
Journal, Washington Post, BBC’nin haberlerine bakıyorum.
Televizyonla kıyaslarsanız?
MB: Televizyonda derinlik yok. Süre kısıtlı,
haberi 3 dakika yapacaksın. İnternette ekranın eni kadar ama
derinliği sonsuz…
CB: Zamanınız da sonsuz…
MB: Yeni dünya kilo, metre… Burada byte’lerla
ölçüyorsunuz. Ufkunuz ışıktan daha hızlı oluyor. Açılma
hızınız…
Peki ya patronaj? İnternet medyasında
yok mu?
CB: Patronu yok ki… Sıfır sermaye… Cemil’in orada
bir duruşu var örneğin. Bizim aileden gelmesinden dolayı farklı bir
duruşu var. O yanlış yapsa babası da uyarır.
PATRONLAR MİSAFİR BAKIN BASINA, KAÇI
KALDI?
MB: Yazılı basına baktığınız zaman hiçbir patron
kalmadı. 80’den bu yana bakın. Gazeteciler değişmedi… Elin
kalem tutuyorsa hala varsın. Türk basınında asıl olanın byte’ler
olduğu ortaya çıktı. Software hardware’den daha önemli. Yani
sermaye gidebiliyor, makine gidebiliyor. Hatta o makinelerin
sermayenin sahibi hapse bile girebiliyor. Ama sermayeyi yaşatan
fikirler düşünceler haberler olduğu gibi kalıyor. Yani patronlar
misafir. Bunu patronlar anlarlarsa, gidenlerin de çalışanlar gibi
kalıcı olmalarını tek güvencesinin özgürlükçü çoğulcu olmak, insan
haklarına saygılı olmak olduğunu patronlar da anlarlarsa sorun
basın için hallolacak.
ÇALIK PATRONUM DEĞİL KİMSE PATRONUM
OLAMAZ
Bu söyledikleriniz yazdığınız gazetenin
patronu Ahmet Çalık için de geçerli mi?
Kimse Mehmet Barlas’ın patronu olamaz. Çalık da
benim patronum değil. Dinç Bilgin de olmadı. Aydın Doğan da. Kimse
patronum değil. Onlar sermayelerini makinlerini koyuyorlar.
Ortaklık yapıyoruz. Anlaşamadığımız zaman ayrılırız. 28 Şubat’ta
olduğu gibi. Onlar biz seninle aynı fikirde değiliz dediler.
Ayrıldık. Ya da ben anlaşamıyorum kardeşim derim ayrılırım.
SABAH’TA SAĞCI DA VAR SOLCU DA ÖNEMLİ OLAN
BU
Peki Sabah’taki yayın çizgisi saydığınız
kriterlere uyuyor mu?
Sabah’ın yayın çizgisi diye bir kavramın ne
olduğunu tam bilmiyorum. Hürriyet’in yayın çizgisinin ne olduğunu
da tam bilmiyorum. Aynı bordrodan maaş alan değişik görüşteki
insanlarla birlikte çalışırsınız. Sabah’ta sağcı da var solcu da
var. Çok sesli bir gazete. Önemli olan bu çizgi, bunun korunması. .
Bir gazetenin bordrosu bir siyasi partinin üye listesi gibi
değildir. İlle de aynı şeyi düşündüğünüz için o bordroya
katılmazsınız. Onu yaptığınız zaman ancak bir iki gazete öyle
olabilir ancak. Benim için geçti o zaman.
Öyle bir teklif olsa gider
miydiniz?
Ben Yeni Şafakta da yazdım. Cumhuriyet’te de
yazdım.. Hep aynı şeyi yazdım. Hem Yeni Şafak’ta hem Cumhuriyet’te
çalışmış çok az sayıda gazeteci var. Biri benim. Biri Cengiz
Çandar.
AYDIN DOĞAN GAZETE SAHİBİ OLDUYSA BEN NEDEN
OLMAYAYIM?
Aydın Doğan’dan teklif gelse, gel
Hürriyet’in başına dese mesela?
Ben 67 yaşındayım. 67 yaşında bir adamın enerjisi,
işine yoğunlaşması genel yayın müdürlerinin genç olması lazım.
Zaten niye yönetici olayım. Çünkü yönetici olmak patronun malına
sahip çıkmaktır. Eğer öyle bir dürtüm olsaydı patron olurdum.
Olmayı sevmedim. Aydın Doğan gazete sahibi olduğuna göre ben neden
olmayayım. Sadece para kazanmak için yaşamanın iyi bir şey
olmadığını gördüm.
Altan Öymen 50-55’li yılları anlatan Öfkeli
Yıllar kitabını yazdı. Siz içinde yaşadığımız zamanın kitabını
yazsaydınız hangi adı koyardınız?
Canan’la beraber yaşadığımız yıllar hep çok fena…
Dön baba dönelim hacılara gidelim derim. O zaman da darbe vardı
kamplaşma vardı… Sağ sol kamplaşması… Şimdi laik dinci aktörler
değişiyor… Sahnede hep aynı oyun var. Kavga edenler farkında değil.
Bu arada Türkiye değişiyor… Dünya değişiyor... Rakamlar
büyüyor.
AK PARTİ İKTİDARA GELDİ AMA İKTİDAR
OLAMADI
[page_end]
GZO (Gerizekalı organizmalar) diye bir
kavram kullanmıştınız bir yazınızda . Bu ‘GZO’lar, kavga edenler
farkında değil dediğiniz kişiler mi?
Kendi gerçek güçlerinin farkına varmayıp toksin
vereceklerini sanan gerizekalılardan bahsediyorum. Toplum
mühendisi. Kendi halkını küçük gören. Seçilmişler kötüdür diyen…
Bunların çok zirvedeki örneği Saddam Hüseyindi.
Çavuşesku’ydu…
İsim verir misiniz?
Gerizekalı demek hakarettir, niye vereyim..
Domuz gribi aşısı, GDO’lu ürünler, dinlenen
telefonlar… Bu paranoya sanal mı peki? Topluma sinmiş
korkular boşa mı?
CB: Ben öyle görmüyorum. Tüketim toplumunun
bilinçlendiğini düşünüyorum. Soru soruyor artık.
ERMENİLERLE KÜRTLERLE BARIŞICAM DİYOR
HALBUKİ VAAT BAŞKA
Yani daha çok soru soran toplum haline mi
geldik? İktidar karşıtı olanlar mı bu paranoyayı
tetikliyor?
CB: Evet tutucu grupların işi…Her şeyde
iktidarı bahane etmesi.
MB: Oysa iktidar iktidar mı hala tarıtışmalı…7
yıldır iktidardalar. Niye geldi, AK Parti? Başörtüsü serbest olacak
üniversitelerde imam hatipler üniversiteye eşit şartlarda girecek.
2 olayı yokk muydu Ak Parti’nin. Niye geldiler başa. Tabana vaat
ettiği 2 olayı yapamadı. 7 yıldır tek başına iktidar olarak seçim
kazanmış tek parti.
İktidar olarak görmüyorsunuz yani şu an AK
Parti’yi.
Ben görüyorum görmüyorum meselesi değil.
Ermenilerle barışıcam Kürtlerle barışıcam diyor . Önce onları yap
da demiyorum. Demek ki yapamadı. Niye yapamadı. Birisi yaptırmıyor.
Anayasa Mahkemesi sana yaptırmıyor. Suikastçı seni öldürürüm diyor.
Yargıtay senin seçmenini sokmam diyor. Yani iktidar olmak çok kolay
değil. İktidara gelmek kolay da iktidar olmak kolay değil. Bugün
başbakan olup da Adnan Menderes’in idam sehpasındaki fotoğrafını
düşünmemek mümkün mü? Herhalde Erdoğan da farkında… Az kalsın
partisi kapatılıyordu.
Neden Turgut Özal bir idamlık bir bayramlık bir
giysim var dedi. AK parti iktidara geldi ama iktidar olamadı… Adam
Türkiyeyi yönetiyor. Cumhurbaşkanı onlardan başbakan onlardan. Ama
arkalarında mahkeme kararı var…
ÖZAL O REFORMLARI YAPMASAYDI ERDOĞAN
DOĞMAZDI
[page_end]
Özal demişken Özal’ın devamı olarak mı
görüyorsunuz Tayyip Erdoğan’ı?
MB: Bazı alanlarda Özal’dan daha cesur. Bazı
alanlarda Özal’dan daha az vizyon sahibi. Ama çok çalışkan… İç
politikasıyla dış politikasıyla… Ben alkışlıyorum Tayyip
Erdoğan’ı..
CB: Ben Özal’dan daha çok iş yaptığını
düşünüyorum.
İKİ ÖNEMLİ ADAM VAR BİRİNCİSİ ATATÜRK
DİĞERİ ÖZAL
MB: Ama Özal o reformları yapmasaydı Erdoğan hiç
doğmazdı bile… İki önemli adam var. Bugün Avrupa paketi filan
diyor. Atatürk hepsini yapmış. En büyük paketi Atatürk açmış.
Birinci büyük reformcu Atatürk. O da Atatürk’ün açtığı paketi
dünyaya sokmuş. Serbest rekabete sokmuş.. Şimdi Tayyip Erdoğan
üçüncü olmaya aday.
ERDOĞAN’IN 7 SENEDE YAPTIĞINI DEMİREL 55
SENEDE YAPAMADI
Özal az yaşadı. Deniz Baykal 74’te parlamentoya
girdi. 45 senedir siyasette. Demirel 65’te başbakan oldu. 2005. 55
senedir siyasette. Atatürk 1923-1938 aktif siyasette 15 sene. Özal
aktif siyasette 1983-1994.. 11 sene.. Özal’ın 11 senede
yaptığını Demirel 55 senede yapamadı.
Tayyip Erdoğan’ın 7 senede yaptığı şey Demirel’in
siyasi hayatında yaptığından daha fazla. Baykal’ı hiç
konuşmuyorum.
PKK’LILAR İNAT EDİYORLAR GİBİ GELMEDİ
BANA
Kürt açılımına biçim konusunda
eleştirileriniz var mı?
CB: Millet ayağa kalktı bir daha böyle
gelmeyecekler diye. Ben onların o kıyafetlerini giyip hayata
başlamanın öncülüğünü yaptıklarını düşünüyorum. Ben baktığım zaman
inat ediyorlar gibi gelmedi bana.
MB: Bir şeyi kutluyorlar gibi geldi. Neyi
kutluyorlar. Öldürmeyecekler de öldürülmeyecekler de…
CB: Kutlanmaz mı böyle bir şey? Bayramlık da
giyilir.
MB: Sokaklarda bile sevinç vardı. Çocuklarımız
ölmeyecek diye..
Fakat hükümet geri adım attı, eleştiriler
sonucu atmak zorunda kaldı. Sizce yanlış bir adım
mıydı?
MB: Güneydoğuyu çözeyim derken Batıdaki oylardan
olmaktan korktu. Siyasetçi dürtüsü. O bizde yok.
CB: O geri dönüş olmayabilirdi.
Peki yakın tarihte bu sorunun kökten
çözüleceğine inanıyor musunuz?
MB: Kesinlikle inanıyorum. Kökten çözülecek.
Türkiye’deki solun gerçek sol olmadığını
düşünüyorsunuz. Gerçek sol kim peki?
İşçi Partisi eski genel sekreteri Nabi Yağcı. Taraf
gazetesindeki yazılarında her şey var; birikim. Marksist kültür..
Sol özgürlükçüdür, statükoya karşıdır. Baykal elektrorik muhtırayı
savundu. Ergenekonun avukatıyım diyor. Statüko adına ne varsa
solu sabunur mu?
MUSTAFA BALBAY GENERAL OLSAYDI
TUTUKLANMAYACAKTI
Ergenekon’da Mustafa Balbay’a destek verdiniz. Balbay’ın
suçsuz olduğuna mı inanıyorsunuz?
Beraber çalışmadık. Balbay’ı tanımıyorum. Ama evet
ben okula gittim. Cumhuriyet okulundanım . Pek çoğuna karşıyım.
İlhan Selçuk’un yazdığının yüzde 100üne karşıyımdır. Ama
İlhan Selçuk benim ağabeyim. Arkadaşlığını paylaşır. Balbayı da
tanımam ama o okulun öğrencisi olarak Cumhuriyetin başına bir iş
geldiği zaman ben ordayım.
Ergenekon sürecine en büyük eleştri yaşla
kurunun aynı sepete konduğuydu. Bu bağlamda Balbay için böyle
düşündüğünüz söylenebilir mi?
Benim Balbay hakkında hiçbir görüşüm yok. Bir şey
söylemek için yargı kararını beklerim. Aynı şeyi benim babam
yaşadı. 6-7 yaşındaydım. Doğru dürüst mahkeme önüne çıkmadan hapis
yatıp serbest bırakıldı. Balbay general olsaydı tutuklanmayacaktı.
Eğer darbeci olacaksanız subay olun. Sivil olarak darbeciliğe heves
etmeyin.
Zeynep
KURTBAY/
İNTERNETHABER
28 Şubat'ta karı koca yazılarına son verilir
Barlas çiftinin... Mehmet Barlas Sabah'ta; Canan Barlas da Yeni
Yüzyıl'da yazmaktadır. Mehmet Barlas işte o gün kararını verir;
onun için patron yoktur artık. Canan Barlas da o günden sonra
ettiği yemini tutar. Kimseye göbek bağı olmayan sahalarda
yazılarını sürdürecektir. Öyle de yapar, oğulları Cemil'in kurduğu
internet sitesinde kalemini oynatmaktadır.