Yeni Şafak sordu: Aydın Doğan'ın Kürt Kuşağı ile ne ilişkisi var?
Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül, bugün köşesinde Suriye'de Kürt Kuşağı diye adlandırılan fiili duruma Türkiye'nin en kısa zamanda güçlü bir hükümet kurarak müdahale etmesi gerektiğini ileri sürdü.
Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül, bugün
köşesinde Suriye'de Kürt Kuşağı diye adlandırılan fiili duruma
Türkiye'nin en kısa zamanda güçlü bir hükümet kurarak müdahale
etmesi gerektiğini ileri sürdü.
Aydın Doğan'ın Kürt Kuşağı ile ne ilgisi var!
başlıklı yazısında Karagül, "Bir de bakıyoruz ki, bütün
oyunlar Türkiye'ye karşı kurulmuş." yazdı ve şöyle devam
etti:
"Hepimizi uyutmuşlar. Hepimizi oyuna getirmişler. İçerideki
Doğan Grubu'na ait yayın organları, HDP çevreleri aylardır bu
temayı işleyerek bizleri oyuna getirmişler. Neredeyse Türkiye'yi
IŞİD'e karşı cepheye süreceklerdi. Ama arka planda PKK için kamuoyu
yapıyorlarmış, PYD'nin önünü açıyorlarmış, ABD'nin planladığı etnik
temizliğe ve Türkiye karşıtı tampon bölgeye hazırlık
yapıyorlarmış.
O medya grubunun Selahattin Demirtaş'ı yıldızlaştırma
projesi ile bugün PYD üzerinden biçimlendirilen güvenlik kuşağı
aynı projenin parçaları."
İşte Aydın Doğan'ın Kürt Kuşağı ile ne ilgisi var!
başlıklı yazı:
PYD ETNİK ARINDIRMA
YAPIYOR
"Şu işe bakın: PKK'nın Suriye kolu PYD, Kuzey Suriye'de tam
bir etnik arındırma yapıyor. Demografiyi değiştiriyor.
Köyleri yakıyor, kasabaları, şehirleri boşaltıyor.
Bir anlamda tehcir, bir anlamda etnik temizlik
uyguluyor. Arapları ve Türkmenleri Türkiye'ye
sürüyor, bölgeyi insansızlaştırıp kontrol altına
alıyor.
Siz bunu sadece Kürt milliyetçiliğinin
saldırganlaşması olarak anlamaya çalışırken birden arkada
bambaşka bir harita çıkıyor.
ABD'nin etnik temizlik operasyonunun tam da
arkasındaki güç olduğu belirginleşiyor. IŞİD'i bahane ederek
aylardır Suriye'yi bombalayan ABD'nin aslında bu örgütle mücadele
etmediğini, yeni bir etnik harita
şekillendirdiğini öğreniyoruz.
IŞİD İLE MÜCADELE DEĞİL
PYD'Yİ KORUMA HAREKATI
PYD'ye yol açmak için saldırılar yaptığını, ona yönelen
tehditleri ortadan kaldırdığını, K. Irak'tan Akdeniz'e uzanan
bölgeyi bir güvenlik kuşağına dönüştürdüğünü, bu kuşaktaki Arap ve
Türkmen nüfusu sürmeye çalıştığını, bunu yaparken de Kürt
milliyetçiliğini tahrik ettiğini, güneyimizde tam bir Kürt
kuşağı şekillendirdiğini görüyoruz.
Bugüne kadar bin 774 saldırı yapan ABD ve
koalisyon uçakları, bu saldırıların bin 2 yüzünü PYD'yi
korumak için yapmış. Çünkü bu saldırılar PYD-IŞİD
çatışmalarının olduğu bölgeye yapılmış.
Tüm bu PYD korumasına yönelik operasyonları biz hep
IŞİD'le mücadele sanıyormuşuz. Tam da bu dönemde hepimizi,
neredeyse bütün ülkeyi IŞİD'e karşı cepheye süreceklerdi,
hatırlayın. Yoğun bir IŞİD kampanyası işlendi, zihinsel
operasyonları yapıldı. İŞİD imajı ile kamufle
edilen oyunu daha yeni çözüyoruz.
HEPİMİZİ OYUNA
GETİRDİLER
Bir de bakıyoruz ki, bütün oyunlar Türkiye'ye karşı
kurulmuş.
7 Haziran seçimleri öncesi içeride ince bir politik dizayna
girişenler, hemen çevremizde de oldukça ince,
detaylı bir çalışma yapmışlar. Her iki çalışmanın da
Türkiye'ye Aydın Doğan medyası üzerinden servis
edildiğini görüyoruz.
İşte PYD üzerinden yürütülen o “kuşak” için daha o
zamanlar çalışıyorlarmış.
Hepimizi uyutmuşlar. Hepimizi oyuna getirmişler. İçerideki
Doğan Grubu'na ait yayın organları, HDP çevreleri aylardır bu
temayı işleyerek bizleri oyuna getirmişler. Neredeyse
Türkiye'yi IŞİD'e karşı cepheye süreceklerdi. Ama arka planda
PKK için kamuoyu yapıyorlarmış, PYD'nin önünü
açıyorlarmış, ABD'nin planladığı etnik temizliğe ve
Türkiye karşıtı tampon bölgeye hazırlık
yapıyorlarmış.
DOĞAN GRUBU BU PROJENİN
NERESİNDE?
O medya grubunun Selahattin Demirtaş'ı
yıldızlaştırma projesi ile bugün PYD üzerinden
biçimlendirilen güvenlik kuşağı aynı projenin parçaları.
Tel Abyad'ın boşaltılması, PYD'ye teslim edilmesi,
oradan kaçanların Türkiye sınırına yığılması ve ardından yine
aynı grubun yayın organlarında başlatılan “bunları içeri
alın” yaygaralarını hatırlayın.
Bu da oyunun parçasıymış. Daha önce “Suriyeliler geri
gitsin” diyenler, “bunları niye ülkeye
alıyorsunuz” diye AK Parti'ye yüklenenler, bölge PYD için
boşaltılırken birden insan sever oldular.
ABD bölgeyi boşaltıyor, PYD'ye teslim ediyor, bölgede tam
bir etnik arındırma yapılıyor, kaçanlar ya da sürgün edilenler
Türkiye sınırına yönlendiriliyor, ardından bunları alın diye
Türkiye'ye baskı yapılıyor.
Türkiye karşıtı cephe projesinin angaryasını bile bu
ülkeye yüklüyorlar, maliyetini bize ödetiyorlar.
Bu nasıl bir kurnazlık, nasıl bir
sahtekarlık!
Çirkin bir oyun oynuyorlar. Bunun anlaşılmayacağını sanıyorlar.
Bunları ifşa etmeyeceğimizi düşünüyorlar. Bunlara
karşı çıkmayacağımızı, kamuoyunu harekete geçirmeyeceğimizi
mi sanıyorlar?
Bir kez daha terör üzerinden hizaya çekilme, terbiye
edilme, kontrol altına alınma, cezalandırılma ile karşı
karşıyayız. Irak işgali ile başlayan bölgesel çözülme bugün
PYD, IŞİD, İran yanlısı örgütler üzerinden Suriye
topraklarının dışına taşırılıyor. Lübnan'a, Türkiye'ye,
İran'a, Ürdün'e bulaştırılıyor.
TÜRKİYE MÜDAHALE
ETMELİ
Yakında Basra Körfezi hareketlenecek. Türkiye, bu
dönemde içeride zayıf bir siyasi iradeye
mahkum olursa çok ağır bedeller
ödeyecek. Bunun için güçlü bir hükümetin kurulması lazım.
Aksi takdirde Suriye'deki savaş evlerimize sıçrayacak,
Türkiye içine taşınacak. İçeride zayıf hükümetler dönemini
başlatmak isteyenlere çok dikkat edin. Kendilerini gizleyecek
halleri kalmadı. İşte onlar, Türkiye'yi parçalamaya dönük
sistematik çalışmanın tam merkezinde yer alıyorlar.
Birkaç yıl sonra önümüze konacak yeni harita için öncü kol görevi
yürütüyorlar.
Tekrar ediyorum, Türkiye güneyimizde şekillenen tampon
bölgeye acilen müdahale etmelidir. IŞİD'le gözlerimizi kör
edip PYD üzerinden bizi kuşatanların bir adım sonrası
Türkiye'yi Suriyeleştirmektir!