Yeni Şafak: Siz barış dedikçe biz savaş dosyalarınızı açacağız!
Yeni Şafak genel yayın yönetmeni Karagül, "Unutmayın, siz barış dedikçe biz savaş dosyalarınızı açacağız" şeklinde yazdı.
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim
Karagül, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş'ı “ölü
sevici” olarak niteleyerek, "Demirtaş yine imaj adamı
olarak piyasaya sürülecek" iddiasında
bulundu.
"Barış nutuklarınız 1 Kasım seçimlerini etkilemeye yetmeyecek. Sonra ne var?" diye soran Karagül, "Unutmayın, siz barış dedikçe biz savaş dosyalarınızı açacağız" şeklinde yazdı.
Karagül’ün Yeni Şafak'ta (16 Eylül 2015) yayımlanan, "Ölü sevici’ barış adamı mı olmuş!" başlıklı yazısı şöyle:
Şimdi hepiniz barış insanları olacaksınız.
Kardeşlikten, ortak dilden, Türkiyeli olmaktan söz
edeceksiniz.
Adaletten insan haklarından dem vuracak, 8 Haziran'dan bu yana
bütün ülkeye yaşattığınız o kanlı
hesaplaşmayı hafızalardan silmeye çalışacaksınız.
Dünün militanları bugünün barış adamları olacak. Dünün terör
destekçileri bugünün en büyük terör
karşıtları olacak. Dün kalem yerine Kaleşnikof
kullananlar bugün yeniden kaleme sarılıp gizliden gizliye
terörün ve teröristin üstünü örtmeye, onu cilalamaya
çalışacak.
7 Haziran seçimleri sonrası Türkiye'ye her yönden savaş ilan
edenler 1 Kasım seçimleri öncesi yeniden siyaset gömleğini
giyecek, savaşı unutturup sandığa dikkat çekecek.
Doğu'dan işgal ve 'ölü sevici'
Dağlıca saldırılarını, Iğdır saldırılarını, HDP'li
belediyelerin döşediği mayınlı tuzakları, ilçeleri rehin alma
girişimlerini, maskeli adamları, Suriye'den getirilen
roketatarlı YPG'lileri, 8 Haziran sabahı alınan “ülkenin Doğu'sunu
işgal edin” talimatıyla harekete geçenleri unutturmaya
çalışacak.
PKK HDP olacak, PKK vekilleri yeniden siyaseti ve
Meclis'i hatırlayacak, her sözü ölüm getiren “ölü sevici”
Selahattin Demirtaş yine imaj adamı olarak piyasaya sürülecek,
TV ekranlarında saz çalıp Türkiye'nin Batı'sına barış mesajları
sunacak.
Dün “Bodrum'u da patlatırız” mealinde sözler söylerken artık
İstanbul sokaklarına Bodrum soslu ağır kardeşlik çağrıları
yapacak.
Belki PKK tek taraflı ateşkes ilan edip devleti barışı bozmakla
suçlayacak. “Bakın biz silahları susturduk devlet çatışmayı devam
ettiriyor” diyecek, “operasyonları durdurun” diyecek, barış
mitingleri düzenleyecek.
Entelektüel teröristler “Tayyip yapıyor” diyecek
Dağdan “yakın yıkın” talimatları alıp bunu “analarından doğduğuna
pişman edin” şekline çevirip tehditler savuran, her açıklaması
bir saldırı talimatı gibi algılanan, her sözünden sonra
mayınlar patlatılan adam şimdi “barışı ben getiririm, herkes
silah bıraksın, PKK silah bırakmalı” diyor.
Kandil'e gidip terör talimatı alanlar şehit evlerini
ziyaret edecek, Karadeniz'e, Ege'ye, Trakya'ya, Orta Anadolu'ya
silahları susturun çağrıları yapacak, halaylar çekmeye
başlayacak.
İşte bu sözlerden sonra, PKK ile kan ortaklığına girişenler
seferber olacak. Terör cephesinde yer alan siyasiler, medya
organları, entelektüel terörün temsilcileri devam eden
operasyonları işaret edip “bakın Tayyip savaş istiyor, milleti
birbirine kırdırıyor” yaygaraları koparacak.
Kirli ortaklığın izlerini temizleme
Tetik çeken parmakları, kana bulanan elleri yeniden oy sandıklarına
yönelecek, maharetlerini orada gösterecek. Can almayı şimdilik
erteleyip sandık hırsızlığı başlatacak. Her militan, her
PKK veya YPG mensubu dağdan inip, sokak aralarından çıkıp
oy sandıklarının etrafını çevirecek, toplu oy pusulalarını
mühürlemeye başlayacak.
Türkiye'yi Ukrayna'ya çevirmek için Gezi isyanını tertip
edenler, Mısır'a çevirmek için 17 Aralık'ı tertip
edenler, Suriyeleştirmek için PKK'yı yeniden keşfedip iç savaş
servis edenler, Kandil'in ve Demirtaş'ın sözlerine paralel biçimde
yeniden pozisyon olacak.
Baktılar PKK olmuyor, baktılar özerklik olmuyor, baktılar terör
üzerinden Türkiye olağanüstü hale götürülemiyor, baktılar iç savaş
çıkarılamıyor, baktılar askeri müdahale yaptırılamıyor kan
ortaklığını temizleme yoluna gidecekler.
Nasıl bir ikiyüzlülük, nasıl çirkinlik
Terörü öven, pazarlayan, örgütün saldırılarıyla ilgili haberlerde
“PKK” demekten bile imtina eden, askerler ve polisler şehit
edilirken PKK'ya övgüler düzen, hakkında “terör soruşturması”
açılan Aydın Doğan medyası, şimdi Demirtaş'tan daha fazla barış
sözcüsü olacak.
Kandil'den ve HDP karargahlarından daha fazla PKK olmayı göze
alanların, iç savaş dahil ne gerekiyorsa yapma yolunda gözlerini
karartanların, Türkiye'de terör üzerinden iç
işgal girişiminde bulunanların gazetelerine,
televizyonlarına, köşe yazarlarınadikkatli bakın. Bir hafta, iki
hafta, bir ay önce söyledikleriyle, yaptıklarıyla bugün
yaptıklarını karşılaştırın.
Nasıl bir ikiyüzlülük, nasıl bir fitne fesat, nasıl bir çirkinlik
örneği sergilendiğini kendiniz görün.
Bu nasıl bir ortaklık,sizi kim topladı oraya?
Cephe geniş; sermaye çevreleri var, medya organları var, geleneksel
siyasi çevreler var, partiler var, köşe yazarları var, terör
örgütleri var, suikastçiler var, iftiracılar var, paralelciler
var…
Böyle bir cepheyi kim kurdu, kim bu insanları bir araya getirdi,
kim bunlar üzerinden Türkiye ile savaşa tutuştu, kim Türkiye'ye
bunlar üzerinden tuzak kurdu, bunlar üzerinden iç savaş provası
yaptırdı, bunlar üzerinden sokakları, evleri böldü?
Sadece HDP çatısı altında biriken PKK vekillerinin değil, o
medya grubunun, o gazetelerin, o televizyonların, o köşe
yazarlarının, o yalan üreten “etki ofisleri”nin de ellerinde kan
var. Bir kirli savaşın, Türkiye'ye diz çöktürmeye ayarlı bir
vatan hainliğinin, millet düşmanlığının izleri var.
Bunları unutursak, unutturursak..
Bu izler silinmeden, o eller
temizlenmeden karargahları/ofislerihala kan kokarken siyasete
yönelmeleri, barış dilini kullanmaları, vatanseverliği
keşfetmeleri, hepimizden daha Türkiyeli şovu yapmaları nasıl
da tiksindirici.
Gezi üzerinden kurduğunuz tuzağı unutursak, 17 Aralık üzerinden
kurduğunuz tuzağı unutursak, 7 Haziran seçimleri üzerinden
kurduğunuzu tuzağı unuttursak, en vahim haliyle terörle ortaklık
yapıp kurduğunuz tuzağı unutursak, bu ülkenin çocuklarının
kanı üzerinde oynadığınız kumarı unutursak, şimdiki siyaset/barış
nutuklarınıza aldanırsak yazıklar olsun bize.
Siz barış dedikçe biz o dosyaları açacağız
Ukrayna yapamadınız, iç savaş çıkaramadınız. Mısır yapamadınız,
darağaçları kuramadınız. PKK ile Doğu'dan işgali, o medya
organları üzerinden batıdan işgali, eski iktidar kurucuları
üzerinden iç işgali yine başaramadınız.
Türkiye'yi Suriyeleştiremediniz.
Sırada ne var? Barış nutuklarınız 1 Kasım seçimlerini
etkilemeye yetmeyecek. Sonra ne var? Başka ne kaldı?
Sizin çirkinliklerinizden, bu millete, bu ülkeye yaptığınız
kötülüklerden başka hangileri kaldı?
Öyle basit teröre destek soruşturmaları yetmez. Bir ulusal
güvenlik sorunu, bir darbe girişimi, bir iç savaş denemesi var
ortada…
Öyle kirlendiniz ki, asla temizlenemeyeceksiniz.
Unutmayın, siz barış dedikçe biz savaş dosyalarınızı açacağız…