Yeni medya Milliyetçilik üstü az İslamiyet mi?

Başbakan keskin bir dönüş yaptı ve paralel merkez medya fena halde açık pozisyonda kaldı. İşleri gerçekten de çok zor...

Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler'in  “Sağduyu” başlıklı yazısında ileri sürdüğü “Muhafazakâr kesimin yayın organlarının şahinleşen yaklaşımlarını yadırgadığımı da belirtmek isterim. Bu tablo aynı zamanda Türkiye’de muhafazakârlık yaklaşımının İslamcılık etkisinden iyice uzaklaştığını gösteriyor.” tezini köşesine taşıdı.

Bence de öyle... diyen Görmüş, Muhafazakar basının İslamcılık etkisinden iyice uzaklaştığını, milliyetçilik etkisine iyice yaklaştığını, Başbakan karşısında hiçbir eleştirel pozisyon alamadığını, “Başbakan ne derse o” çizgisini iyice derinleştirdiğini ileri sürdü.

Sormak lazım bu medyaya: Kürt meselesini “iş ve aş” sorunu olarak gören Ecevit’le, Kılıçdaroğlu’yla dalga geçen siz değil miydiniz? “Kürt sorunu siyasi bir sorundur ve şiddetle çözülemez” diyen siz değil miydiniz? Bu tesbitiniz, karşı tarafın şiddete başvurmama koşuluna mı bağlıydı?

Başbakan’ın “söz bitti”si ne kadar da çok hoşunuza gitti böyle? Madem söz bitti, o zaman gelsin “Sri Lanka” çözümü, “son terörist yok edilene kadar savaşa devam” öyle mi?

Muhafazakâr medya için “paralel merkez medya” kavramını ilk kullandığım yazılarda, partnerlerinden hareketle bu yeni “merkez”in işinin “geleneksel merkez medya”nın işinden daha zor olduğunu söylemiştim:

“Gelin bir metafor oluşturalım, geleneksel merkez medyayı ve paralel merkez medyayı partnerleriyle, yani devletle ve hükümetle dans eden iki dansçı gibi düşünelim...

“Partnerler açısından baktığımızda, paralel merkez medyanın durumu çok daha güç görünüyor. Çünkü devlet, dans ederken hangi figürleri kullanacağını önceden ilan ediyor ve bunları katı bir biçimde uyguluyor. Mesela diyor ki, komünizme geçit yok, bölücülüğe geçit yok, irticaa geçit yok! Basit, anlaşılır, kesin figürler! Ve kolay kolay değişmiyor. Dolayısıyla, partneri olan geleneksel merkez medya ikide bir güç durumda kalmıyor, devletle dansını otomatiğe bağlanmış gibi sürdürebiliyor, böylece ‘tutarlı’ bir yayın çizgisine sahipmiş izlenimi yaratabiliyor.

“Oysa paralel merkez medyanın işi o kadar kolay değil. Onun partneri siyasetçiler olduğu için, dans sırasında ikide bir değişen ‘figür’ler karşısında zor durumda kalıyor; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık vaziyeti hâsıl oluyor.”

Şimdi olduğu gibi... Başbakan keskin bir dönüş yaptı ve paralel merkez medya fena halde açık pozisyonda kaldı. İşleri gerçekten de çok zor...

Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor