Yeni kitap çıkaran Bülent Arınç'tan çarpıcı açıklamalar
Bülent Arınç, gazeteci Ömer Şahin'in kaleminden bugün piyasaya çıkan, kendi hayatının anlatıldığı 'Küçük Erbakan' kitabı ile ilgili konuştu.
Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet partileri ile AK Parti'de önemli görevlerde bulunan, Eski Başbakan Yardımcısı ve Meclis Eski Başkanı Bülent Arınç, gazeteci Ömer Şahin'in kaleminden bugün piyasaya çıkan, kendi hayatının anlatıldığı 'Küçük Erbakan' kitabı ile ilgili konuştu.
Arınç, siyasete 1969'da girdiğini, bu tarihin Necmettin Erbakan'ın Konya'dan bağımsız aday olduğu tarih olduğunu vurguladı. Arınç, Ankara Hukuk Fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisiyken Konya seçimlerine bizzat katıldığını, sonra kurulan Milli Nizam Partisi'nde gençlik kollarında çalıştığını, ardından Milli Selamet Partisi'nde Manisa'da il başkanlığı, Refah Partisi'nde Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliği ve milletvekilliği görevlerinde bulunduğunu, AK Parti'de 3 dönem milletvekillik yaptıktan sonra 7 Haziran 2015 seçimleriyle siyasi hayatını noktaladığını anlattı.
'YAZACAK ZAMAN
BULAMADIM'
40 yıldan fazla siyasetin içinden kaldığını belirten Arınç,
"Muhalefette geçirdiğimiz günlerin dışında, 20 yıl aralıksız
milletvekilliği yaptım. 5 yıl en uzun süreyle Meclis Başkanlığı
yaptım. 6,5 sene hükümet sözcülüğü ve Başbakan Yardımcılığı yaptım.
Aktif siyasi hayata veda ettikten sonra bütün arkadaşlarım benden,
bu siyasi hatıralarımı, kanaatlerimi, düşüncelerimi, belli
konulardaki analizlerimi merak ettiklerini söylediler. Doğrusu
elime kalem alıp da bunları yazacak bir zaman bulamadım. Bazı
dostlarımın tavsiyesi ile 'nehir söyleşileri' yaparak bütün
bunların kağıda kitaba aktarılmasını arzu ettim" dedi.
3 BÖLÜMDEN
OLUŞACAK
Arınç, siyasi hayatını 3 bölüme ayırdığına işaret ederek,
"Birincisi; çocukluğumdan Refah, Fazilet ve Milli Selamet içinde
olacak şekilde, AK Parti'nin kuruluşuna kadar olan dönemi,
ikincisi; 2001 ile 2011 arasındaki 10 yıllık dönemi, üçüncüsü de
2011 ve bugüne kadar olan kısmı kapsayacak. Birinci döneme ait
kitabım bugünden itibaren çıkıyor. Burada çocukluğumu, annemi,
babamı, kardeşlerimi, çevremi, üniversite, askerlik hayatımı ve
diğer partilerde geçen siyasi hayatımı özetledim. Buna Milli Görüş
dönemi de denebilir" diye konuştu.
'NEDEN KÜÇÜK
ERBAKAN?'
Bülent Arınç, ilk kitabın adının 'Küçük Erbakan'
olmasıyla ilgili bilgi verirken, "Kitabın adını 'Küçük
Erbakan' olarak koydular. Çünkü ben hitabetiyle ünlenmiş bir
insanım. Gençliğimden beri, Meclis konuşmalarımda ve diğerlerinde
Necmettin Erbakan gibi benim de hitabetim çok
beğenilirdi. Gittiğimiz yerlerde bana, 'Küçük Erbakan',
'Mücahit Bülent' dendiğini çok iyi biliyorum. Arkadaşlar,
'Madem o dönem ağırlık olarak Erbakan ve Milli Görüş'e yönelik
hatıralar anlatılacak, o zaman kitabın adı Küçük Erbakan
olsun' dediler. Kapağına da benim 12- 13 yaşlarında evimizin
kedisi ile birlikte çektirdiğim fotoğrafı koydular. Hem 'Küçük
Erbakan' hem 'Küçük Bülent' gibi bir güzel fotoğraf oldu.
Umarım Türk siyaset hayatına güzel bir hatıra kitabı olacak"
ifadelerini kullandı.
'ASLINDA SİYASET BENİ
BIRAKTI'
Aktif siyaseti bırakan Arınç, şimdi 'arabuluculuk' ve 'hukuk
danışmanlığı' yaptığını söyleyerek şöyle devam etti:
"Aktif siyaseti bıraktım. Aslında siyaset de beni bıraktı. Her şey aktif milletvekilliği, Meclis Başkanlığı ile ilgili değil, siyaset çok daha geniş bir kavram. Türkiye'de herkes siyaset konuşur aslında. Hayat pahalılığından şikayet eden bir insandan, 'bu sistem iyi mi kötü mü, siyasetteki üslup iyi mi kötü mü, ayrıştırıcı mı birleştirici mi?' bunları konuşan insan siyaset yapıyor aslında. Ben aktif olan kısmını bitirdim. Ama ben bulunduğum her ortamda ülkenin gidişatı ile ilgili bilgim, düşüncem varsa konuşuyorum. Ama bunu, AK Parti'nin bir mensubu olarak şerefle taşıdığım, 'AK Partili olma' hüviyetini muhafaza ederek yapıyorum. Yaptığım ikinci bir şey daha var. Ben iyi bir hukukçuydum, bununla iftihar ederim. Çok iyi bir avukat ve hukukçuyum. Burada tevazuya gerek yok. 22- 23 yıllık avukatlık yapmış bir insandım. Şimdi arabuluculuk yapıyorum, avukatlık yapmıyorum. Çok istememe rağmen avukatlık yapamıyorum. Bunun da bazı sebepleri var. Hukuk danışmanlığı yapıyorum. Çok mutluyum. Siyasetteki Bülent Arınç'ın dürüst imajı arabuluculukta da doğrusu işime yarıyor."
'ONLARA DEĞER VERİLMESİNİ
ARZU EDİYORUM'
Arınç, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski başbakanlardan
Ahmet Davutoğlu'nun yeni parti kurma hazırlığı içeresinde
olduklarına ilişkin iddialarla ilgili de şöyle dedi:
"Bugün bunlar çok yazılıp konuşuluyor. Ben AK Partiliyim ve AK Partili olmaya devam edeceğim. Ben onların içerisinde bulunduğu şartları çok iyi bilen ve onların hukukunu gözetmeye çok gayret eden bir insanım. Onların yaşadıklarını Türkiye'de başkaları yaşasaydı daha farklı tepkiler verirlerdi. Ben herkesin hem özel hayatına hem kişiliğine saygı duyulmasını istiyorum. Bu partide en küçük hizmeti yapmış olandan en büyük hizmetleri yapmış olanlara kadar, reddedilmeden, üstü kapatılmadan, trollerin ağzında parçalanmaya götürülmeden herkese kucak açılması ve onlara değer verilmesini arzu ediyorum. Bu yapılmazsa bu dedikoduların arkası kesilmez. Herkes her şeyi söyler. Ben arkadaşlarımı seviyorum. Ben AK Parti'den kim ayrıldıysa arkasından 'Oh oldu, ne iyi oldu da gittiler' dememiş bir insanım."
'AFFETMEYECEĞİM TEK ŞEY
PARTİ KURULMASI OLUR'
AK Parti'den kopan isimlerin yeni bir parti kuracaklarına ihtimal
vermediğini ifade eden Arınç, "Affetmeyeceğim bir tek şey var; AK
Parti'nin karşısında bir başka parti kurup da, onunla AK Parti ile
mücadele etmeye yeltenmeleri affedilecek bir şey değildir. Ama
ayrılmıştır, AK Parti'ye olan küskünlüğü oluşmuştur. Ama kendi
değerini muhafaza etmiştir, buna saygı duymalı. Ve onların AK Parti
ile bütünleşmesini temin edecek tedbirler alınmalıdır. Benim, bu
yaşımdan sonra artık bana bu şerefleri bahşeden partiye ve Genel
Başkana bağlı olmaktan başka bir seçeneğim yok ve bunu da
şerefle taşıyacağım" diye konuştu.