Yener Güneş görevden mi alındı kendi isteğiyle mi ayrıldı?
Gün boyu birilerinin yanlışlarını sergileyen, gazetecilik dersi veren, ahkam kesen biz de "beşer şaşar" ilkesine sığınıp Yener Güneş'ten özür diliyoruz
2013 yılı ağustos ayının son günlerinden Ulusal Kanal'ın
Genel Yayın Yönetmenliği görevine TGB eski Genel Sekreteri Yener
Güneş getirilmişti.
Ergenekon davası kararlarıyla Ferit İlsever, Serhan Bolluk, Turhan Özlü ve Adnan Türkkan'a yani kanalın 4 genel yayın yönetmenine hapis cezaları verilmesi sonrası Adnan Türkkan hakkında tutuklama kararı çıkarılınca Ulusal Kanal'da "nöbeti" Yener Güneş devralmıştı.
Bugün GAZETECİLER.COM'da bir kulis haberi yer alıyordu. Soner Yalçın'ın Sözcü gazetesinde "Bana müsade..." başlıklı yazısının aslında kısa bir izin değil, Yalçın'ın Hulki Cevizoğlu ile birlikte Ulusal Kanal'ın başına geçeceği iddiasına yer veren bir haberdi.
O haberde yer alan bir cümle, pek çok kişinin deyim yerindeyse gücenmesine yol açtı. En başta da Yener Güneş'in.
Sevgili meslektaşımız Yener Güneş ile haber yayımlandıktan sonra bir telefon görüşmesi yaptık. Haklı olarak bize gazeteciliğin temel ilkelerinden birini anımsattı: "Haberi yazarken 'double check' yapmalıydık. Yani habere konu olan Yener Güneş'i de aramalı, ne olduğunu bir de ondan dinlemeliydik. Yoksa bu sefer yaptığımız gibi yanlış yapabilirdik."
Yener Güneş bizim haber kaynağımızdan öğrendiğimiz gibi Vatan Partisi yönetimi tarafından görevden alınmamış, kendisi başka görevler üstlenmek için Ulusal Kanal'ın Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılmıştı.
Dedik ya, haber kaynağımıza güvendiğimiz için, bir de "arasak da bizim sorularımıza yanıt vermez, geçiştirir" diye önyargılı düşündüğümüz için mesleğimizin en temel kurallarından birini ihmal ve ihlal etmiştik.
Gün boyu birilerinin yanlışlarını sergileyen, gazetecilik dersi veren, ahkam kesen biz de "beşer şaşar" ilkesine sığınıp Yener Güneş'ten özür diliyoruz. Yanlış yapmak elbet insana özgü, ancak yapılan yanlış için özür dilemek de insan olmanın şartı.
Haberimizin içeriğinin doğruluğu ya da yanlış olabileceğini tartışmıyoruz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Kaynağımızın verdiği bilginin doğru olduğunu düşünmesek, ona güvenmesek zaten yazmadık haberi.
Bir siyasi parti ile ideolojik bağı ve organik ilişkileri olan bir medya organı ile ilgili haber yaparken onun çalışanlarını da siyasi parti üyesi gibi değerlendirmemek lazım. Bu gerçeği göz ardı edince ne yazık ki böyle yanlışla yapılabiliyor.
Yener Güneş ile yaptığımız görüşmede kendisi bize Ulusal Kanal'ın bir ticari yapılanma olduğunu, bir şirket olarak Yönetim Kurulu bulunduğunu, kararlarını bu kurulun aldığını, kendisinin görevden ayrılması ile boşalan Genel Yayın Yönetmenliği görevine de kısa süre sonra yeni bir ismin getirileceğini anımsattı.
Biz de yaptığımız yanlış yüzünden tüm emeğimize yazık etmemek için kendimizi günün kaybedeni ilan etmeyelim ama bir daha bu yanlışı yapmayacağımızı ifade edelim.
Ergenekon davası kararlarıyla Ferit İlsever, Serhan Bolluk, Turhan Özlü ve Adnan Türkkan'a yani kanalın 4 genel yayın yönetmenine hapis cezaları verilmesi sonrası Adnan Türkkan hakkında tutuklama kararı çıkarılınca Ulusal Kanal'da "nöbeti" Yener Güneş devralmıştı.
Bugün GAZETECİLER.COM'da bir kulis haberi yer alıyordu. Soner Yalçın'ın Sözcü gazetesinde "Bana müsade..." başlıklı yazısının aslında kısa bir izin değil, Yalçın'ın Hulki Cevizoğlu ile birlikte Ulusal Kanal'ın başına geçeceği iddiasına yer veren bir haberdi.
O haberde yer alan bir cümle, pek çok kişinin deyim yerindeyse gücenmesine yol açtı. En başta da Yener Güneş'in.
Sevgili meslektaşımız Yener Güneş ile haber yayımlandıktan sonra bir telefon görüşmesi yaptık. Haklı olarak bize gazeteciliğin temel ilkelerinden birini anımsattı: "Haberi yazarken 'double check' yapmalıydık. Yani habere konu olan Yener Güneş'i de aramalı, ne olduğunu bir de ondan dinlemeliydik. Yoksa bu sefer yaptığımız gibi yanlış yapabilirdik."
Yener Güneş bizim haber kaynağımızdan öğrendiğimiz gibi Vatan Partisi yönetimi tarafından görevden alınmamış, kendisi başka görevler üstlenmek için Ulusal Kanal'ın Genel Yayın Yönetmenliği görevinden ayrılmıştı.
Dedik ya, haber kaynağımıza güvendiğimiz için, bir de "arasak da bizim sorularımıza yanıt vermez, geçiştirir" diye önyargılı düşündüğümüz için mesleğimizin en temel kurallarından birini ihmal ve ihlal etmiştik.
Gün boyu birilerinin yanlışlarını sergileyen, gazetecilik dersi veren, ahkam kesen biz de "beşer şaşar" ilkesine sığınıp Yener Güneş'ten özür diliyoruz. Yanlış yapmak elbet insana özgü, ancak yapılan yanlış için özür dilemek de insan olmanın şartı.
Haberimizin içeriğinin doğruluğu ya da yanlış olabileceğini tartışmıyoruz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Kaynağımızın verdiği bilginin doğru olduğunu düşünmesek, ona güvenmesek zaten yazmadık haberi.
Bir siyasi parti ile ideolojik bağı ve organik ilişkileri olan bir medya organı ile ilgili haber yaparken onun çalışanlarını da siyasi parti üyesi gibi değerlendirmemek lazım. Bu gerçeği göz ardı edince ne yazık ki böyle yanlışla yapılabiliyor.
Yener Güneş ile yaptığımız görüşmede kendisi bize Ulusal Kanal'ın bir ticari yapılanma olduğunu, bir şirket olarak Yönetim Kurulu bulunduğunu, kararlarını bu kurulun aldığını, kendisinin görevden ayrılması ile boşalan Genel Yayın Yönetmenliği görevine de kısa süre sonra yeni bir ismin getirileceğini anımsattı.
Biz de yaptığımız yanlış yüzünden tüm emeğimize yazık etmemek için kendimizi günün kaybedeni ilan etmeyelim ama bir daha bu yanlışı yapmayacağımızı ifade edelim.