Yeme bizi be Emre Aköz!..

Yahudilikteki kadın-erkek ayrımını bilmeyen çoktur: O akşam, Yahudi olsun, olmasın; bütün kadınlar töreni üst kattaki

GAZETECİLER.COM

Emre Aköz'ü anlayabilene aşk olsun...
Hükümetimizin veya hükümete yakın kimi bürokratların zaman zaman uyguladıkları "kadın - erkek" ayrı mekânlarda konuşlandırılma haklılığını savunmak için Musevi'lerde de kadın  ve erkeklerin ayrı oturtulduğunu örnek veriyor...
Gerçi küçük bir notla bu ayrımın sadece dini törenlerde yapıldığını seküler toplantılarda böyle bir ayrımın olmadığını da hatırlatıyor ama bizim dikkat çekeceğimiz konu başka...
Biz Emre Aköz'ü okurlarına "yanlış" bilgi verdiği için eleştireceğiz..
Hangi "yanlış bilgi" mi?..
Söyleyelim:
Aköz "Soykırım törenini kadınlar niye locadan izledi" başlığı altında yayımlanan makalesinin bir yerinde şunları yazıyor Aköz:
"Yahudilikte din ve millet, bir ve aynı şey."
İşte yanlış burada...
Çünkü ABD'de on binlerce Afrika kökenli Amerikalı "Musevi"dir ve sorduğunuzda asla "Yahudi'yim" demez, "Musevi" olduklarını söylerler...
Keza Afrika'da halen "Musevi" dininden olan on binlerce Afrikalı yaşamaktadır...
Orta Asya'da bir zamanlar çok miktarda "Musevi Türkler" vardı...
Ya da Musevi Rus'lar...
Bu insanlara "Yahudi" demek, Danimarkalı bir Müslüman'a "Arap" demekten farksızdır...
Yani, Yahudilerle aynı dili kullanan Emre Aköz okurlarına yanlış bilgi verdiği için "Yeme bizi be Emre Aköz!" başlığı atılmıştır...
Bakın Aköz neler yazıyor:


Soykırım törenini kadınlar niye locadan izledi?

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2005 yılında 27 Ocak'ı, 'Uluslararası Yahudi Soykırımı Kurbanlarını Anma Günü' olarak ilan ettiğini daha önce yazmıştım.
Anma töreni, perşembe akşamı İstanbul'daki Neve Şalom Sinagogu'nda gerçekleşti.
Genç kuşaklar, Neve Şalom'u, 15 Kasım 2003 günü yapılan bombalı saldırıdan bilir.
Bizim hafızamız ise daha geriye gider: 6 Eylül 1986'da ibadet edenleri makineli tüfeklerle tarayan teröristler, 24 Yahudi'yi öldürmüştü.

***
Acıların mekânı Neve Şalom'daki törende gözüme çarpan bir ayrıntıya değinmek isterim...
Yahudilikteki kadın-erkek ayrımını bilmeyen çoktur: O akşam, Yahudi olsun, olmasın; bütün kadınlar töreni üst kattaki localardan izledi.
Buradan ilginç bir tartışma çıkabilir: Aslında bu dini bir tören değildi. Yani Yahudilik dininin bir emri yerine getirilmiyordu.
Birleşmiş Milletler'in kararı, dini olmayan (ki olamaz), yani "seküler" (din-dışı, dünyevi) bir karardı.
Peki, madem "seküler" bir tören yapılıyordu; neden kadınlar ve erkekler ayrılmıştı?
İşte tam bu noktada önemli bir gerçek devreye giriyor: Yahudilikte din ve millet, bir ve aynı şey.
Elbette az sayıda da olsa, Tanrı'ya inanmayan, dini reddeden Yahudi var. Hatta onlardan bazıları, "Yahudi'yim ama Musevi değilim" diyor.

Emre Aköz'ün makalesinin tamamını