Yazarlıkta 'müşteri memnuniyeti' devri

Köşe yazlılarında cümleler eksiliyor, yazılar kısalıyor… Ciddiyet yerini mizaha, ağır başlılık yerini "fırlamalığa" bırakıyor.

Marketing Türkiye / Ferruh Altun
Köşe yazlılarında cümleler eksiliyor, yazılar kısalıyor… Ciddiyet yerini mizaha, ağır başlılık yerini "fırlamalığa" bırakıyor.  Dünün külliyatlı, derin analizli köşe yazıları gözden düşerken "hınzırca" yazılmış "muzip" yazılar,  polemiklerle bezenmiş magazin dozu yüksek "makaleler" okuma rekorları kırıyor...

Bu köşeler sahibini medyanın yeni kuşak starı, gazetelerinin de "en çok okunan yazarı" yaparken onları birde "Büyük yazar" sıfatıyla taçlandırıyor. İyi de köşe yazarlarına neler oluyor böyle? Yoksa sonunda köşe yazarları da "arz-talep" dengesinin büyüsüne kapılıp "müşteri memnuniyeti"ne göre mi köşe yazıyor?

Gazetelerin haber açısından her geçen gün birbirine biraz daha benzediği, aynı haberin nerdeyse tüm gazetelerde hemen hemen aynı cümlelerle yer aldı artık aşikar. Her gazetede farklı olayların manşete çıkarıldığı devirler çok gerilerde artık… Aynı haber kaynaklarından ve aynı ajanslardan beslenen, muhabir çalıştırmayı gereksiz gören gazeteler artık sahip oldukları köşe yazarı kadrosuyla farklılaşma arayışında.

Son yılarda “köşe yazarı pazarına nur yağması” da bundan kaynaklanıyor elbet. Ancak bu köşe yazarı bolluğunda, yazarların profili ve köşe yazılarının içerikleri de ciddi bir değişim sürecinde. Büyük gazetelerin köşelerinde derin analiz yapan köşe yazarlının yerini artık daha soft, nüktedan, kısa ve magazinel yazılar yazan yazarlar almaya başladı. Gazeteler yeni nesil yazarlarıyla mizah dünyasındaki söylemle “Güldürürken, eğlendirirken, düşündürmek” istiyor okuyucusunu.

DERİN ANALİZ YAPAN KÖŞE YAZARLARI İTİBAR GÖRMÜYOR

Amiral gemisi olarak adlandırılan Hürriyet Gazetesi’nin bile büyük yazarları olarak artık Ayşe Arman, Ahmet Hakan ve Yılmaz Özdil, Bekir Çoşkun  gibi isimler gösteriliyor.  Hatta bu isimlerden bazıları yine “büyük yazar” sıfatıyla ciddi rakamlarla bir gazeteden diğerine transfer oluyor. Eskinin o “derin analiz yapan” köşe yazarları mı? Onlar artık pek itibar görmüyor. Okuma oranı açısından yazısını toplam 10-15 cümleyle tamamlayan, fıkra anlatır gibi gündemi yorumlayan köşe yazarlarının yanında “eski model” yazarın esamesi bile okunmuyor...

MEDYA SİTELERİ ONLARI 'BÜYÜK YAZAR' YAPIYOR

Ancak hakkını teslim etmek lazım ki bu “yeni model” yazarlar medyada kendilerini pazarlamayı da çok iyi biliyor. Hepsi birbirinin boş anını kolluyor ve çoğunlukla da birbirlerinin yazılarına “sataşarak” polemikler yaratıp gündem oluşturuyorlar. Yazarlar karşılıklı atışmaya başlayınca da “tadına doyulmaz” bir tartışma alevleniyor. Tabii bu durumdan en çok polemiğe adı karışan yazarlar nemalanıyor. Medya sitelerinin de desteğiyle iki günde “büyük yazar” olup çıkıyorlar karşımıza.

Peki ama son yıllarda köşe yazarları cephesindeki bu değişimin sebebi ne? HABERİMİZİN DEVAMI İKİNCİ SAYFADA...

[page_end]

Görüşünü sorduğumuz kimi yazarlar “Yeni bir şey yok. Medyada hep hafif yazılar ilgi görmüştür” diyor kimi ise “Bu değişimi görmezden gelmek mümkün değil” deyip köşe yazılardaki dönüşümü kendince açıklamaya çalışıyor. Ancak görüş almak istediğimiz yazarların birçoğu “Beni bu konuya hiç karıştırmayın” deyip kestirip atıyor. Ne ilginçtir ki bunu diyen yazarların birçoğu en çokta bu konuda yazan yazarlar...

Şüphesiz ki bu değişimde en çok okuyucunun payı var. Haber bombardımanı altındaki okur o karmaşık gündemi üç satır yazıyla yorumlayan yazarlar kelimenin tam anlamıyla “bayılıyor.” Türk okuyucusunun şifrelerini çözen köşe yazarları da “müşteri velinimetimizdir” deyip daha öz daha nüktedan yazmak, daha bir magazine bulanmak için ellerinden geleni yapıyor.

Bu durumda ise başka sorular çıkıyor ortaya: Acaba bu yeni nesil yazarların yazdıklarını okuyucu ne kadar ciddiye alıyor? Daha da önemlisi medyanın dev markalarını temsil etmesi gereken büyük yazarlar onlar mı? Tabii birde şu konu var: Acaba bu yeni yazar tipolojisi toplumda saygı ve güven etkisine sahip mi? Yoksa fıkra okur gibi ciddiye almadan mı okunuyorlar? 

Konuyla ilgili ilk sorumuzu Taraf Gazetesi yazarı Alper Görmüş'e... Alper Görmüş bu konu hakkında ne düşünüyor? HABERİN DEVAMINDA...

[page_end]

ALPER GÖRMÜŞ: Alper Görmüş'e “Son yıllarda köşe yazarların profili ve yazıların içeriğinin değiştiği gözlemine katılıyor musunuz?” diye soruyoruz.  Görmüş ise sorumuza soruyla karşılık veriyor:  “Bu soruya ‘hayır, değişmedi’ diye cevap vermek mümkün mü?”  ardından devem ediyor sözlerine “Sanıyorum böyle birini bulamayacaksınız. Sorunun cevabı kolay da, iş ‘Neden?’ sorusuna dayandığında mesele çetrefilleşiyor. Ben, birinci sıraya ‘televizyonun rolü’nü koyuyorum. Televizyon, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de ‘algı’ problemlerine yol açıyor. Kişiler artık bilgiye, hatta eğlenceye daha zahmetsiz yollarla, ‘hap’larla ulaşmak istiyor. Türk halkı en fazla televizyon izleyen ülkelerden biri, galiba ikinciyiz. Bunun nedenlerinden birini, bizim ‘yazı’dan çok ‘söz’e meyleden bir kültürün çocukları olmamızda aramalıyız.  Yeni tipte köşe yazıları ‘yazı’dan çok ‘söz’e yakın. Bu tarzın bu kadar çok tutmasının altında bizim bu ‘kültürel’ özelliğimizin ciddi bir rol oynadığına inanıyorum.”

MEHMET KAMIŞ: Zaman Gazetesi Yazarı Mehmet Kamış ise konuya biraz daha sert bir üslupla yaklaşıyor. Dijital dönemle birlikte yazarların dengesinin bozulduğunu, artık yazarların fikir üretmek gibi bir kaygısının olmadığını vurgulayan Kamış “Kim nerede ne yedi, kim kiminle çıkıyor? Kim rüküş kim iyi giyiniyor? Bu ve bunun gibi eskiden magazin dünyasının konuştuğu konuları artık köşe yazarları diğer meslektaşları hakkında yazıyor.  Başka bir köşede isminin geçmesi diğer yazarların gururunu okşuyor. Aleyhlerinde yazılmış olsa da onu mutlu ediyor” diyor. Köşe yazarlığında şöhret olmanın çok önemli bir hale geldiğini ve yazarların film yıldızı gibi ortalıkta dolaştığını dile getiren Kamış, yazarların bundan büyük keyif aldığını belirtiyor.

DEĞİŞİM Mİ? NE DEĞİŞİMİ?
Köşe yazılarında ve gazetelerin yazar profilinde bir değişim olmadığını düşünenler de var. KİMLER Mİ? HABERİN DEVAMINDA...

[page_end]

SERDAR TURGUT: Onlara göre “Yazılar da yazarlar da hep böyleydi.” Bu görüşü savunan isimlerden biri de Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Serdar Turgut. “Ben zamanında her gayri ciddi konuda ciddi yazılar yazılabileceğini gösterdim. Bugün öne çıkan yazarlar bizim yeni kuşağımız. Ben hâlâ bunu yapmaya devam ediyorum” diyen Turgut, “derin analiz yapan gazeteciler” söyleminin de bir olduğunu düşünüyor. Böyle adlandırılan gazetecilerin ağır ve anlaşılmaz yazılar yazdıkları için “derin” olarak adlandırıldığını ifade eden Turgut, insanların gazetelerde derin düşünce yazıları yerine mutluluk veren eğlenceli yazılar görmek istediğine de vurgu yapıyor. Turgut, bunu başaranların da yeni dönemin starları olacağını ifade ediyor.

MUTLU TÖNBEKİCİ: Vatan Gazetesinin köşe yazarlarından Mutlu Tönbekici de Serdar Turgut’la aynı görüşte. Gazetelerde hafif, kolay okunur köşe yazılarının her zaman var olduğunu söyleyen Tönbekici, bu düşüncesini şöyle destekliyor: “Üniversitede iken bir ödev için 1933-1939 arası Cumhuriyet ve Ulus gazetelerini okumuştum tek tek. O asık suratlı Cumhuriyet gazetesi tıpkı şimdinin Hürriyet'i gibi. Gayet eğlenceli, gayet hafif, gayet de hükümetin temsilcisi. Hanımlara mahsus köşeler, cemiyet haberleri, tefrika romanlar, karikatürler...  70'lerde, 80'lerde ciddileşti gazete. Ben gazete okumaya başladığımda da Hasan Pulur, şimdinin Yılmaz Özdil'ydi. "Siyaset Rasim" fıkralarından başka bir şey aklımda kalmış değil.  Az cümle, bol üç yıldız, ne demeye geldiği tam anlaşılmayan birtakım meseller, belirsiz fikirler. Yalçın Pekşen de hiç ciddi yazmazdı. Kısa kısa, eğlencelik... Onu de severek okurdum ki 30 yıl öncesinden söz ediyoruz.”

İNTERNETİN ETKİSİ BÜYÜK

ALİ ATIF BİR: Bugün Gazetesi Köşe Yazarı Ali Atıf Bir ise konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Polemikleri köpürten internet sitelerinin parçalı yazılar yazan yazarların ve polemik yazarlarının çok okunduğu izlenimi yarattığını dile getiren Ali Atıf Bir, bu durumun diğer yazarların okunmadığı algısı oluşturduğunu düşünüyor. Hangi yazarın çok okunduğunun BİAK’ın yaptığı araştırmalarla ortaya çıkabileceğini ancak bunun yıllarıdır engellendiğini de sözlerine ekliyor. Kısa yazılar yazan Yalçın Pekşen, Rauf Tamer, Hasan Pulur, Bekir Coşkun hatta Pakize Suda gibi isimlerin uzun yılladır çok okunan yazarlar olduğunu belirten Ali Atıf Bir, bu tür yazıların son denemede daha çok okunduğunu da kabul ediyor.

O YAZARLARI HÜRRİYET Mİ BÜYÜTÜYOR? HABERİN DEVAMINDA...

[page_end]

Fark etmişsinizdir… Haberimizde tartışmaya açtığımız yazar profilinin en bol olduğu gazete şüphesiz Türk basının “Amiral Gemisi” olarak adlandırılan Hürriyet gazetesi. Ayşe Arman, Ahmet Hakan, Bekir coşkun ve Yılmaz Özdil gibi yazlar Hürriyet’te o kadar öne çıkıyor ki nerdeyse artık Hürriyet markasıyla bütünleştiler... İyi ama Hürriyet gibi bir gazeteyi temsil etmesi gereken yazalar bu isimler mi olmalı? “Pazarı alıcı belirler. Bu isimler en çok okunan ve pazarda en çok rağbet gören isimler” diyen Ferai Tınç Hürriyet’in de her kesime seslenen bir gazete olduğunu ve bu isimlerin Hürriyet gazetesini gayet iyi temsil ettiğini belirtiyor.

Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Prof. Dr. T. Güngör Uras ise konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ne yapsa yakışır” denilir. Hürriyet gazetesine de ne yapsa yakışır. Gazeteyi canlı tutmak, farklılığını korumak için genel yayın müdürünün öne çıkardığı gazeteciler, yazarlar kadar öne çıkarılan gazetecilere biçilen misyon, onlardan beklenen yazı türünün farklılığı da gazeteye olan ilgiyi- talebi artırıyor.

Dikkat edilirse bazı yazarlar sadece Hürriyet’de yazdıklarında ilgi görüyor. Genel Yayın Müdürü farklı yazar ve farklı yazı türlerini bilinçli olarak bir araya getirerek Hürriyet markasını parlatmaya çalışıyor. Bu nedenle belli yazarların ve yazıların Hürriyet markasını temsil edip etmediklerini tartışmak yerine, Hürriyet markasının değerini farklı yazarlar ile farklı yazıların yükselttiğini dikkate almakta yarar var.”

BAZI YAZARLARIN KONUYLA İLGİLİ KISA GÖRÜŞLERİ DİĞER SAYFADA...

[page_end]

Vatan Gazetesi Yazarı Mutlu Tönbekici
Hürriyet’i en iyi Ahmet Hakan temsil eder!

“Hürriyet gazetesi ‘değişim’, ‘dönüşüm’ gibi kavramların da temsilciliğini yapıyor ki derin devlet basın bültenlerinin yenmesi yutulması daha kolay olsun. Bu nedenle bilhassa Ahmet Hakan Hürriyet gibi bir gazeteyi en iyi temsil edebilecek yazardır. Genç, dinamik, hareketli, dilbaz ve en önemlisi ‘dönüşmüş’. Nedamet getirmiş. Bize habire empoze edilip durulan o ‘doğru’ yolu bulmuş. Bir nevi karşı hidayet... Tam da bu nedenle en eğlencelisi. Hürriyet'te okunur bulduğum az yazarlardan. Ayşe Arman ise ‘yeni’ cumhuriyet kadınını temsil ediyor. Bir nevi ideolojinin pratiği. Açıkçası eski tip katur kutur cumhuriyet kadınlarındansa Ayşe Arman'ı bin kere tercih ederim. Sonuç itibarıyla Ahmet ve Ayşe Hürriyet'i Ertuğrul Özkök ile beraber en iyi temsil eden ikilidir. Gerisi temcit pilavcısı olarak emekli kahvesine hizmet vermekte.”

Gazeteciler .com Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık
İktidara olan hınç kaliteyi düşürüyor

“En eskiden Bekir Çoşkun’u çok severdim. Ama AK Parti iktidarı döneminde siyasi yazılar yazmaya başladı. ‘Benim cumhurbaşkanım değil’, ‘göbeğini kaşıyan adam’ ifadelerini satırlarına taşıdı. Daha kısa yazan Yılmaz Özdil’e baktığımızda halka bidon kafalı tabirini kullandı. Bu ironi sevimliliğini ortadan kaldırmış oldu. Geçmişe baktığımızda köşe yazıları çok daha derinlikliydi ve fikir yazıları vardı. Şimdi ise kin ve nefret kusma yeri, sürekli olarak aynı dille, sertlikle ve hatta saygısızca yazılan yazılar görüyorum. Bu kalitesizliğin bir göstergesi. Eskiden yazarların bir kalitesi vardı, saygınlığı vardı. Eleştirilerde bile bir saygı sınırı vardır. TC tarihinde şimdiye kadar başbakana ‘RTE’ denilmemiştir. İlhan Selçuk Fettullah Gülen’den bahsederken ‘Fettoş’ diyor. İktidara olan nefret ve hınç yazılar kalitesini daha da düşürecek.”

Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Prof.Dr.T.Güngör URAS
Bu arz telep dengesi!

“Bir ürünün yaşayabilmesi talebe bağlıdır. Gazeteleri üretenler (Gazete sahipleri, genel yayın müdürleri) gazeteyi yaşatabilmek, daha çok satabilmek için talebi dikkate almak zorundadır.

Köşe yazılarının ve yazarların profilinin de bu talep doğrultusunda değişmesini olağan karşılamak gerekir. Nasıl ki gazete yaşamını sürdürmek için talebi olan yazara köşe veriyor ise, yazar da yaşamını sürdürebilmek çabasında talebi olan tür yazılara yöneliyor. Bizde eskiden beri gazetelerde kısa yazanların olaylarla alay eden yazıları ilgi görür. Hele bu tür yazılarda halkın ortak sorunları aşırı biçimde eleştiriliyor ise büyük ilgi görür. Okuyucular bu tür yazıları okudukdan sonra başkalarına aktarmaktan ve tartışmaktan hoşlanır. Bu tür yazı yazanlar “popüler” yazarlardır. İsimleri öne çıkan yazarlardır. Bu da bir yazar için önemlidir.”

Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Melih Aşık
Esprili yazmak bir hünerdir…

“Kısa ve nüktedan yazılar yazan arkadaşları isteyen istediği şekilde niteler. İsteyen de  “büyük yazar” diye nitelenebilir. Benim buna bir itirazım yok. Önemli olan yazının uzunluğu değil. Esprili biçim de yazıldığında yazının hem etkinliği artırıyor hem okunmasını kolaylaştırıyor. Önemli olan yazarın ne söylediği. Hangi boşluğu doldurduğu.  Eğer toplumda muhalefet boşluğu var ve yazar o boşluğu dolduruyorsa önemi artabilir. Söyleyeceğini kısa biçimde söylüyorsa, okurla iyi diyalog kuruyorsa bu da iyi… Espri ise bir hünerdir. Bu arkadaşlar topluma karşı dürüst davranıyorsa, sorumluluğunu yerine getiriyorsa elbet itibar kazanır. Uzun ya da kısa, esprili ya da esprisiz yazması önem taşımaz…”
 
Basında en çok haber olan yazarlar kimler? Ertuğrul Özkök başı çekmiş... Peki ya ikinci sırada kim var? Oranlar diğer sayfada...

[page_end]
BASIN'DA EN ÇOK HABER OLAN YAZARLAR
No
Yazar Adı
Haber Adedi
1
Ertugrul Ozkok
1177
2
Mehmet Alı Bırand
1109
3
Ahmet Hakan Coskun
909
4
Rıdvan Dılmen
862
5
Tuncay Ozkan
860
6
Fehmı Koru
830
7
Hıncal Uluc
784
8
Can Dundar
760
9
Dogan Hızlan
724
10
Fatıh Altaylı
636
11
Mehmet Altan
620
12
Reha Muhtar
619
13
Nazlı Ilıcak
573
14
Gunerı Cıvaoglu
572
15
Ahmet Altan
556
MTM Medya Takip Merkezi'nin 1600'ü aşkın gazete, dergi ve eklerinde yaptığı medya takibi sonuçlarından derlenmiştir.


 

TV'DE EN ÇOK HABER OLAN YAZARLAR
No
Yazar Adı
Haber Adedi
1
Mehmet Alı Bırand
452
2
Nazlı Ilıcak
452
3
Fehmı Koru
418
4
Tuncay Ozkan
410
5
Ugur Mumcu
399
6
Mehmet Altan
350
7
Fıkret Bıla
349
8
Ertugrul Ozkok
310
9
Can Dundar
270
10
Ergun Babahan
266
11
Ahmet Hakan Coskun
247
12
Gunerı Cıvaoglu
243
13
Fatıh Altaylı
232
14
Cengız Candar
231
15
Hasan Cemal
217
MTM Medya Takip Merkezi'nin TV kanallarında yaptığı medya takibi sonuçlarından derlenmiştir.